"İnsanda en ender rastlanan şey, kendine ait bir davranıştır," der Emerson. Büyük ölçüde doğrudur da. İnsanların çoğu, başka insanlardır aslında. Düşünceleri bir başkasının fikirleri, hayatları bir taklit, tutkuları birer alıntıdır.
Şu ipucunu vereyim size: Her halk iyiye ve kötüye ilişkin kendi dilini konuşur: komşusu anlamaz bunu. O kendi dilini törelerinde ve yasalarında yaratmıştır.
Oysa devlet iyinin ve kötünün tüm dilleriyle yalan söyler; her söylediği de yalandır ve her ne varsa elinde, onu çalarak elde etmiştir.
Her şey sahtedir onda; çalıntı dişlerle ısırır o ısırgan. Sahtedir iç organları bile.
Bu bir alıntıdır ! Aman ağzımızın tadı kaçmasın da
Devlet tüm soğuk canavarların en soğuğudur. Soğuktur söylediği yalanlar da; ve şu yalan dökülür dudaklarından: “Ben, devlet, halkın ta kendisiyim.”
Yalandır bu! Yaratıcılardı halkları yaratanlar ve onların üzerlerine birer inanç ve sevgi astılar:
böylece, hizmet ettiler yaşama.
Birçokları için tuzaklar kuranlar ve bu tuzağı devlet diye adlandıranlar yok edicilerdir: bir kılıç ve yüzlerce hırs asarlar onların üzerine.
Tuğçe
@Tugcewm
·
28 Nisan 19:23
Bir yerlerde halklar ve sürüler var hâlâ, ama bizde değil, kardeşlerim: burada devletler var.
Devlet mi? Nedir bu? Pekâlâ! Şimdi kulak verin bana. Çünkü şimdi size halkların ölümü hakkında bir çift sözüm var.
ERKEKLER NEDEN ERKEN ÖLÜR..?
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.
Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Rengin adı menekşe çiçeğinden alınmıştır. Fransızca violette "menekşenin küçük çeşidi" sözcüğünden alıntıdır. Viyolenin renk adı olarak kayıtlara geçmiş ilk yazılı örneğine 1931 yılında rastlanmaktadır. İnsanlar tarafından kullanılan en eski menekşe pigmetleri, manganez ve hematit minerallerinden yapılmıştır.
Boynuna ağır yük bindiren bir kuş uçabilir mi? Tabiki uçamaz. Aynı şekilde bir Salih bir dervişte üzerinde, boynunda dünya sevgisi yükü varsa Allah’a doğru uçamaz. Allah’a yaklaşamaz.
Arif Rivegeri Hz.
Videodan alıntıdır.
"... Çok daha fazlası vardı.Schoepenhauer talih çarkını sürekli olarak döndürmenin kaderimiz olduğunu anlamamı da sağladı: bir şeyi isteriz , alırız, kısa bir süre tatmin yaşarız , bu tatmin hızla sıkıntıya dönüşür, ardından mutlaka bir sonraki ' istiyorum ' gelir. Arzuyu doyurarak kurtuluş olmaz, insanın çarktan hemen atlaması gerekir.Schoepenhauer'in yaptığı buydu, benim yaptığım da bu..."
Irvine D. Yalom'un "Bugünü yaşama arzusu: Schoepenhauer tedavisi " Sf. 347 den Alıntıdır
Bir şamana ''zehir nedir?" diye sormuşlar.
Şaman;
"ihtiyacımızdan fazla olan herşey zehirdir."demiş; "Güç, yiyecek, ego, hırs, kıskançlık, korku, öfke, kendini beğenmişlik, hatta iyi niyet..."
(Alıntıdır)