MSG

MSG
@alintilarlapodcast
kişisel hesabım:
Merve Sefa Gökçe
Merve Sefa Gökçe
64 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
https://youtu.be/jD0WqT7qJ4E
ister anne babamızın duygularını rahimdeyken kalıtsal olarak alalım veya annemizle küçüklüğümüzdeki ilişkimizde bize aktarılsın, ister bilinçdışı bağlılığımızla veya epigenetik değişiklikler yoluyla paylaşalım, bir şey çok açıktır: hayat bizi geçmişte çözümlenmemiş bir şeyle geleceğe gönderir.
Reklam
https://youtu.be/_c8rNHXTszI
"Ama sanki filozofların bana bağırıp çağırdıklarını duyuyorum. "Aptallıkla ele geçirilmek, hata yapmak, yanılmak, bilmemek acınası bir şeydir." diyorlar. Hayır, bilakis bu insan olmaktır. Neden acınası bir şey olarak adlandırdıklarını anlamıyorum çünkü böyle doğdunuz, böyle eğitildiniz, böyle yaratıldınız; bu durum herkesin ortak yazgısıdır. Hiçbir şey acınası değildir çünkü kendi fıtratıyla var olmaktır, haydi oldu da biri, ne kuşlar gibi uçabilen ne geri kalan hayvanlar gibi dört ayağıyla yürüyebilen ne de boğalar gibi boynuzlarıyla silahlanabilen acınası bir insan takdir etseydi, o başka."
https://youtu.be/NrELFhwpYtw
Daha çok seçme olanağımız var, bu yüzden daha çok özgürlüğümüz var. Hayır. Böyle değil. Özgürlüğün esası, bir nesneyi bir kişiyi, bir düşünceyi ya da bir çiçeği bir diğerine tercih etmek değil. Özgürlük hiyerarşik bir düzene ya da karşılıklı dışlamaya doğru götüren bir eylem de değil. Özgürlük bir reddetme eylemi değil. Daha çok bir kucaklama, içine alma eylemi. "Seçme özgürlüğü" bir kavram olarak özgürlük durumuna aykırıdır. Özgürlük "ya bu ya da şu" değil, "ya hep ya hiç" ya da bir büyüme, genişleme eylemidir daha çok.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
https://www.youtube.com/watch?v=eeStyATOKac
Mühim meseleler üzerine sağlam ciddi düşüncelerin zihinde keyfi olarak toplanması mümkün değildir. Her türlü beyhude, budalaca ve bayağı icraatı bir tarafa bırakarak ve bilumum riyakarlık ve saçmalıktan yüz çevirerek onlar için yolu açık tutmalı. O nedenle yapacak bir şeyimizin olmadığı boş vaktimizin olduğunda hemen bir kitaba sarılmamalı, fakat bir kere olsun zihnimizin sakin ve dingin hale gelmesine izin vermeliyiz, o zaman orada er geç iyi bir şeyin doğduğu görülecektir.
https://www.youtube.com/watch?v=xBzzPyFW2As
Eğer bir kişi, kentlerimizi hava kirliliğinden kurtarmak için fabrikaların, uçakların, otomobillerin vs. ortadan kaldırılmasının gerekli olduğunu açıklarsa, bu kişinin deli olduğundan hiç kimse şüphe duymayacaktır. Ama yaşamımızı, özgürlüğümüzü, kültürümüzü ve kendimizi korumakla yükümlü saydığımız diğer ulusların bu varlıklarını korumak için son çare olarak termonükleer savaşa başvurmak konusunda bir görüş birliği varsa, bu görüş son derece sağlıklı sayılır. Buradaki fark, uygulanan düşünme biçiminden değil, yalnızca ilk fikrin paylaşılmamasından, dolayısıyla anormal sayılmasından; ikinci fikrin ise milyonlarca insan ve güçlü hükümetler tarafından paylaşılmasından, dolayısıyla normal görülmesinden kaynaklanmaktadır.
Reklam