Alınyazısı kendisiyle uğraşıyor gibi geliyor ve bundan büsbütün gurur duyuyordu. Kendine karşı asla bu kadar saygı beslememiş, başkalarını böylesine hor görmemişti. İçinden gelen bir kavgacılık dürtüsü onu sürükleyip götürüyordu. Elinden gelse bütün erkekleri dövecek, suratlarına tükürecek, kemiklerini kıracaktı.
"Tante Rosa, Tante Rosa I Love You!” Komşu kasiyer duvarı yumrukladı:
- Ne Love’ı be moruk, sen de!
Şimdi ağlamalı mı? Anlaşılmamış bir ince yürekli olmalı mı? Gülmeli mi yoksa? Tante Rosa aşkı beceremediğini biliyordu. Bu alınyazısı değil, yeteneksizlik, salaklık, bu...