Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Din için yeteneği olmayan bir toplumun, devrim için de yeteneği yoktur. Güçlü devrimci hareketlerin olduğu bölgelerde aynı zamanda dinî duygular da hâlâ canlılığını korumaktadır. Esas itibariyle dinî hüviyeti olan kardeşlik, dayanışma, adalet hisleri, devrimde dünyevi bir adalet, dünyevi bir cennet yaratmaya yöneliktir. Din de devrim de acı ve ızdırap içinde doğar, refah ve konfor içinde ölür. Gerçekten devam eden yalnızca onların gerçekleşme özlemidir. Gerçekleşmeleri aynı zamanda ölümleri demektir. Din de devrim de gerçekleşirken onları boğacak olan kurumları, yapıları doğurur. Resmi kurumlar hiçbir zaman ne devrimci ne de dindardır. Eğer devrim düşmanını dinde görmüşse o zaman bu, resmi din, kilise, ruhban sınıfı, hiyerarşi, yani kurumsal, sahte din olmuştur. Tam tersine sahte devrim, bir kurum, bürokrasi olarak devrim müttefikini bir kurum, bürokrasi olarak dinde bulmuştur. Devrim yalan söylemeye ve kendine ihanet etmeye başlayınca sahte dinle müşterek bir dil bulabilmiştir.
Sayfa 112
Aliya İzzetbegoviç
"Davalar acılar içinde doğar, refah içinde ölür."
Reklam
İzzetbegoviç, din ve ahlakın medeniyetin temeli olduğunu, dinle birleşmiş bir kültürün insanı iyiliğe götüreceğini, dinsiz kültürün ise ahlaki yoksulluğa düşüreceğini söyler.
"Müslüman halklar, İslam'a aykırı hiçbir şeyi asla kabul etmeyecektir çünkü onlar için İslam sadece bir fikir ve kanun olmanın ötesinde, aynı zamanda aşk ve hissiyattır. Bu yüzden İslam'a baş kaldıran herkes, nefret ve direnişten başka bir şey biçmeyecektir."
İslamın olduğu yerde kayıtsızlık yoktur.
İnsanları terbiye etmek zordur, ancak kendi kendini terbiye etmek daha da zordur.
Reklam
“İslamın olduğu yerde umursamazlık olamaz” Aliya İzzetbegoviç
Tek gerçek ölüm
Başını hep dik tut Yıldızlar altından geçmemiz gerek Hangi yolu seçersen seç Sonunda ölüm var Ve her şey bitecek Ve sen de öleceksin Bu Dünya da ölecek Bu yüzden başını hep dik tut Aliya İzzetbegoviç
"Her şeye kadir olan Allah'a and olsun ki asla köle olmayacağız!"
Allahım ne büyüksün ve yarattığın bu dünya da ne büyük!
Sayfa 72 - Hayata, insanlara ve özgürlüğe dairKitabı okuyor
Reklam
3473. Yıldızlı gökyüzü insanı haysiyeti konusunda uyarmaktadır. Bu büyük sırrın altında insan nasıl alçaklıklar yapabilir? Nasıl akıl etmez? Altında insanlık tarihinin, trajedi veya komedilerin aktığı bu muhteşem semaver uyarıcı değil midir? Şair onu şöyle görür: Ey insanoğlu, dikkat et Küçük yürüme Yıldızların altında. (Antun Branko Simic)
3085. Dünyayı reddederek galip gelmek mümkün değildir. Bu ancak kabul ederek mümkün olabilir. Doğrusu, dünyayı kabul etmek, değiştirmenin ve ona galip gelmenin ilk şartıdır.
Sayfa 66 - Hayata, insanlara ve özgürlüğe dairKitabı okuyor
Biz düşündüğümüz veya istediğimiz değil, olduğumuz kimseyiz.
2354. Ruh da beden gibi acır. Bazı günler, tıpkı fırtına öncesi eski yara izlerinin sızlaması ve hayat boyu topladığınız ve bir an unuttuğumuz darbelerden dolayı kemiklerinizin ağrıması gibi ruhun üzerindeki tüm yara izleri, zamanla sinmiş olduğunu düşündüğünüz o eski acılar bir anda “parlayıverir.“ o moraliniz düşüktür, kendi kendinizle kalırsınız; hiçbir şeyin kaybolmadığını, yok olmadığını, özellikle de acıların ve kötü anıların kaybolmadığını hatırlatmak için yarara açılan ruhunuzla uğraşırsınız. O acılar ve anılar bir süreliğine siner, bilinmez bir derinliğe doğru çekilir, tıpkı şimdi çekilecekleri gibi. Artık gözleriniz tekrar ışık almaya başlayacak. Gelecek sefere kadar.
Sayfa 59 - Hayata, insanlara ve özgürlüğe dairKitabı okuyor
2215. Aklım sürekli tereddüt içinde ve sorguluyor; fakat kalbim her zaman dinin yanında olmuş ve öyle de kalmıştır. Mutlu anlarım hep aklım ile kalbimin birbiriyle uzlaştığı anlar olmuştur.
Sayfa 58 - Hayata, insanlara ve özgürlüğe dairKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.