Lütfundan bir pay almak için halka alçakça dalkavukluk etmek, fazla iltifatlarla sevgi ve saygısını satın almak, birçok deli el çırpınca hararetle peşlerinden koşmak, bir çok gürültülü alkışla sarhoş olmak, tanrı tasviri gibi kendini zafer alaylarında taşıtmak, ya da ayak takımı görsün diye pazar yerinin ortasında havaya kaldırılmak kadar çılgınca bir şey var mıdır? İnsan adına bile layık olmayan kimselere takılan şu isimler, şu lakaplar, yapılan tanrısal törenler, en iğrenç zalimler için yapılan o açık tanrısallaştırmalar, bütün bu şeyler, ne kadar alay edilse gene az olan gülünç delilikler değil midir?
Bu çağ ki dili sükût ettirir
Dilsiz şeytana sukut ettirir
Arsıza, hırsıza kayık ettirir
Hak dilinden eser kalmaz elinde
Devir kalabalık olma devridir
Namert kucağında kuma devridir
Haram bakışlarda suna devridir
Ar izinden eser kalmaz serinde
İnsanın nefesi artık alkışla
Methiye, mersiye ya da zılgıtla
Sakın ha! hatan var deme yanlışla
Hatırından eser kalmaz yerinde
Tenkidi, tahlili saymadım bile
Dost bakışlar solar, döner dikene
Hayat bu böyledir, takma yine de
Çoğ dediğin söner kalmaz yerinde
Çoğunluk ziyanda, diyor Mevlamız
Çokların içinde olsan da yalnız
Dağıtma kimseye tılsımlı yaldız
Hak katında ecrin kalmaz seninde
Oktay FERİK
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ?
“Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
"Kim bilir kaç milyon bebek, doğduktan sonra sevinçle, alkışla karşılanmış, daha o anda yaşlanmaya başladığı ve ölüm mahkumu olduğu anasının babasının aklından bile geçmemiştir. Daha da tuhafı hiç kimse doğan bebeğin bir gün öldürebileceğini, bir cinayete veya bir kazaya kurban gidebileceğini, idam edilebileceğini, savaşta ölebileceğini düşünmez. Oysa bunların hepsi insanlar için. İnsanlık tarihi boyunca milyarlarca kişi "normal" denilen şekilde yaşlanıp ölmemiş, öldürülmüş. Arzu da onların safına katıldı şimdi."