"O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur! Duyuların algı sahası dışında kalan şeyleri de, duyuların algı sahasına giren şeyleri de bilir. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.
O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur! O Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâm’dır, Mü’min’dir, Müheymin’dir, Aziz’dir, Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok uzaktır, yücedir.
O Allah Hâlık’tır, Bârî’dir, Mûsâvvir’dir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nu tesbih eder. O, Azîz’dir, Hakîm’dir."
(Haşr/22-24)
Sen yeryüzünün meleklerini bilir misin? Onlar önce dokuz ay karınlarında can taşırlar, sonra onlara bir ömür can olurlar...
Ve daima anımsa Allah’ın emanetidir sana kadın. İncitmeyeceksin. Emanete hıyanet olunmaz. Ki bu emanet Rabb’inin lütfu ise bir daha düşüneceksin...
Aradığınız kişiye ulaşamayınca değerini anlarsınız.. bu hayata insanlar bu şekildedir ne yazık ki!
Böyle dertlerimi, sıkıntılarımı ,güzel anılarımı ve sevinç duyduğum şeyleri,çok güzel dinleyen bir arkadaş istiyorum kalbi benim kalbim gibi olan piyasada varsa jghvf neyse be şemse varsın böyle biri olmasın ...
Allah her zaman seni görür,dinler , bilir sen sırtını sağlam yere dayadin insanlar birbirini yarı yolda bırakır çoğunlukla...
Kul, "Belki de bu kişi Allah katında benden daha hayırlıdır ve derecesi daha yüksektedir." şeklinde düşünmelidir. Ve kendi kendine demelidir ki, "Eğer yaş olarak benden küçükse bu karşılaştığım kişi, Allah'a isyan etmemiştir hiç. Benim ise isyanım boldur. Şüphe yok ki daha hayırlıdır bu kişi benden. Eğer yaşlıysa benden şu karşılaştığım, Allah'a kulluğu benden öncedir. Alim ise bana verilmeyen ona verilmiştir. Nail olmadığıma nail olmuştur. Bilmediğimi bilir. İlmiyle de amel eder. Cahil ise eğer, bilirim ki isyanı cehalet iledir. Ben ise bildiğim halde günah işliyorum. Benim akıbetim nasıl olacak, onunki nasıl?
Bilmiyorum..
Kur’ân’ın prensiplerini özümseyerek uygulayan bir kadının hayatından alınmış şu ilginç kıssayı, Abdullah b. Mübârek’in dilinden aktarmak istiyoruz: “Ka‘be’yi (haccetmek) ve Resûlullah’ın kabrini ziyaret etmek için yola çıkmıştım. Yolda bir karaltı gördüm. Dikkatlice bakınca bunun, sırtında yünden bir hırka, başında da yine yünden dokunmuş
Fakat olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız, oysa o, hakkınızda bir hayırdır. Olur ki bir şeyi seversiniz, oysa o, hakkınızda kötülüktür. Siz bilmezken , Allah bilir.
273-Sadakalarınızı- Ken- dilerini Allah yoluna ada- yıp orada burada do- laşamayan, istemekten çekindikleri için bilme- yenlerin onları zengin sandığı o fakirlere ve- rin. Onları simalarından tanırsın, halkı rahatsız etmezler. İşe yarar her ne verirseniz, hiç şüphesiz Allah onu bilir.
iki göz gibi birbirimize yakındık
aynı kahırla bakıyorduk
aynı sancıyı çekiyorduk
bindiğimiz bu gemi batsa
çırpına çırpına boğulsak
allah bilir ki sevinirdik
Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki:
Hayr olarak infak ettiklerinizi; ebeveyne, akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa (verin). Hayr olarak ne yaparsanız, şüphesiz ki Allah onu bilir.
Sen de kalbini temizle. Kalbinde yalnız Allah kalsın. O'na teslim ol, icap edenin sevgisini kalbine getirir. O Kerim'dir, istediğini sevdirmesini bilir.
- Sen Allah'ı bilir misin?
- Elbette ki!
- Başkasını bilmesen de olur!
- Allah seni bilir mi?
- Elbette ki bilir!
- Başkası bilmese de olur!
(Veysel Karani)
Öldükten sonra dirilltilme ile insan nazarını dünya hayatının ardından Allah tarafından halk edilecek ve getirilecek ahiret âlemine yöneltir. Ve bu şüphe getirmez hakikat pek değerlidir. Zira bu hakikate olan imanla insanoğlu yaptığı ibadetin ve ettiği hizmetlerin karşılığının şu sınırları belirli arza, kısacık dünya hayatına, sınırlı ömrünün sayılı günlerine sığmayacağını bilir ve anlar ve kalbiyle ve ruhuyla ahiret âlemlerine bakar.