"Bir kavim kendi nefislerinde olanı değiştirmedikçe Allah onlara ihsan ettiği bir nimeti değiştirici değildir. Şüphesiz ki Allah her şeyi işitendir, en iyi bilendir. (Enfal/53)
Tevil ''evvele'' fiilinin mastarı olup dönmek manasına gelmektedir.
Usulu fıkıh alimlerinin ıstılahında ise ''tevil'' açık manadan tercih edilen manaya çevrilen bir kavramdır.Ölye bir delile dayanır ki tercih edilen mana açık manadan daha galip gelir.
Tevil iki kısma ayrılır.Sahih tevil ve batıl
Şanı yüce Allah, bâtıl ehlini helâk etmekten, onların tuğyanlarını ortadan kaldırmaktan âciz değildir. Çünkü O, bir şeye: "Ol" dediği zaman o derhal oluverir:
"Bir şeyi dilediğimiz zaman sözümüz ona sadece 'Ol' de memizden ibarettir." (en-Nahl, 16/40)
Fakat O'nun kanunu, bâtıl ehlinin hak ehlinin eliyle Allah'ın yardım ve desteğiyle darmadağın edilmelerini, bunun hak ehli açısından Allah'ın sünneti gereğince kendileri için takdir edilmiş sınamanın bir parçası olmasını, aynı zamanda da onlar için bir şeref ve üstünlük kaynağı olmasını dilemiştir
"Emir budur. Eğer Allah dileseydi elbette onlardan intikam alırdı. Fakat kiminizi kiminizle sınamak için (cihadı emretti)." (Muhammed, 47/4):
"Onları siz öldürmediniz, ama Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, ama ancak Allah attı. Mü'minleri kendi nezdinden güzel bir imtihan ile sınamak için (bunu yaptı). Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, her şeyi çok iyi bilendir." (el-Enfál, 8/17)
İşte bu hal, yani bâtıla karşı cihâd etme, (yeryüzünün düzelmesi ve fesâddan korunması için bâtılı bertaraf edip geriletme) dünya hayatında insanın ulaşabileceği zirvedir. Aynı zamanda İslâm'ın da zirvesidir:
"Ben sana işin başını, onu ayakta tutan direğini ve tepesinin zirve noktasını haber vereyim mi? Ben (yani Muaz b. Cebel -ra-): 'Ver ey Allah'ın Rasûlü' deyince, O: 'Bu işin başı İslâm, onu ayakta tutan direği namaz, tepesinin zirve noktası da cihâddır' diye buyurdu." (Tirmizi)
20. Göklerde ve yerde olan şeyleri, Allah’ın sizin istifadeniz için yarattığını, size açık ve gizli nimetlerini (bolca) tamamladığını görmez misiniz? Yine de, öyle insanlar vardır ki hiçbir ilmi, hiçbir rehberi, hiçbir aydınlatıcı kitabı yokken (hâlâ) Allah hakkında tartışır.
22. Kim iyi davranışlarda bulunarak (samimiyetle) özünü Allah’a teslim
ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ
Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.
Bakara 2
اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ
Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak