16. Ey Muhammed! Kur’an’ı senin uydurduğunu iddia eden bu câhillere öğüt vererek de ki: “Bu kitap doğrudan doğruya Allah’ın sözüdür ve O’nun emriyle size bildirilmektedir. Nitekim Allah size bu hakîkati ulaştırmamı dilemeseydi, ben bunu size okuyamazdım, çünkü Kur’an gibi bir şaheseri meydana getirebilecek ne bilgim, ne de yeteneğim var ve siz de bunu gâyet iyi bilirsiniz. Kaldı ki, Allah dileseydi onu size hiçbir şekilde bildirmezdi de. Madem size lutfedip böyle muhteşem bir kitap gönderdi, onun kıymetini bilmeniz gerekmez mi? Şimdi düşünün: Ben Peygamber olmadan önceki bütün hayatımı sizin aranızda geçirdim, şu ana kadar bir kez olsun yalan söylediğime şâhit oldunuz mu? Veya bugüne kadar benden, Kur’an’a benzer sözler işittiniz mi? Çocukluğumdan beri beni ‘emin: dürüst ve güvenilir kişi’ lakabıyla çağıran sizler, nasıl olur da Allah adına yalan uydurduğumu iddia edebilirsiniz? Üstelik bu konuda hiçbir bilgi ve tecrübesi olmayan benim gibi ümmî birinin, Kur’an gibi bir şaheser meydana getirmesi nasıl mümkün olabilir, hiç düşünmüyor musunuz?”