Dağlık bir yolda ilerleyen bir traktörün römorkuna yüklenmiş olan motosikletinin üstünde Barat görünür. Römorkta yolculuk yapanlar arasında siyah çarşaflı kadınlar ve deli olup olmadığı tartışılan yaşlı bir adam ve onu tevkif eden askerler de vardır. Hummalı bir tartışma tüm hararetiyle devam etmektedir. Bir süre sonra römorka binen ve doktor olduğunu söyleyen bir ihtiyar sınıra gitmekte olduğunu belirtir. Irak'taki Saddam saldırılarından kaçan köylüler sınıra yığılmışlardır ve doktor bu sayede para kazanmakta olduğu için Saddam'dan sevgiyle söz eder. "Allah Saddam'ı korusun! Allah ondan razı olsun, onun sayesinde iyi para biriktirdim" der doktor. Saddam Hüseyin yönetiminin bombardımanları sonucunda yaralanan, kimyasal saldırılardan etkilenen ve de çeşitli benzer nedenlerle hasta düşen mültecilerden kazandığı paralarla övünen ihtiyar bir adamdır bu.
Bana şiir kitabı okutan hayat size neler yapmaz varın siz düşünün..☺️
1 kitaptı,3 kitap oldu ama 4 geldi nasip meselesi diyelim o halde alandan, gönderenden, kitap hediye edip mutlu edenden Allah razı olsun.. 🌷
Osmanlı-Rus Savaşı'nda; Nene Hatun, 3 aylık bebeğini bırakıp, cephede savaşa katılır.
'Çocuğun çok küçük , sen dön!' derler. Nene Hatun tarihin kulağına küpe, şu sözleri söyler:
'Bebem anasız büyür de, vatansız büyüyemez...'
Allah, razı olsun⚘️
Kitabı yarım bıraktım şimdilik devamını ilerleyen süreçte okuyabilirim. Bilmiyorum henüz, yarım bırakmamın sebebi olağan olaylar ve yazarın görüşünü sunması tam bilmemekle çevirmenin anlatım şekli de diyebiliriz. Farklı kelimeler kullanımı yörmekteyiz ve bu durum can sıkıcı oluyor anlatımda yer yer bütünlük göremiyordum. Ön söz ve hayatının
Kavramlar arasındaki bu irtibatların göz ardı edilmesi Kur'ân'ın anlaşılmasında önemli bir eksiklik oluşturmaktadır. Kur'ân'da geçen her farklı kelimenin diğerlerinden ayrışan bir anlamı vardır. Bu, aynı köke sahip olup da farklı kalıplarda kullanılan kelime ve fiiller için bile söz konusudur. Gel gör ki buna önem vermeyen meallerde Tebyin, Tasrif, Tafsil kelimlerinin hepsine açıklama anlamı verilmektedir.
Fatih Orum hocam bu kitabında tasrîf kavramı üzerinde durmuş. Önce kavramın sözlük anlamına ortaya koymuş, sonrasında da kavramın Kur'ân'daki kullanımlarını ve bu kullanımlar neticesinde ortaya çıkan anlamın Kur'ân'ın anlaşılması açısından önemini tespit etmeye çalışmış.
Kısa ve öz olan eserinde her ne kadar çok detay veremese de genel hatları ile çok güzel açıklamış. Allah ondan razı olsun.
TasrifFatih Orum · Süleymaniye Vakfı Yayınları · 20172 okunma
Okuyormuş gibi değil de konuşurlarken ordaymış, yanlarında onları dinliyormuş gibi akıyor... Tek kötü yanı kısa olması :) Daha uzun olsaymış daha çok okuyabilseymişiz keşke. Allah razı olsun ikisinden de.
165. İnsanlardan kimileri vardır ki, Allah'tan başka bazı varlıkları Allah'a denk tanrılar sayar da bunları Allah'ı sever gibi severler. İman edenler ise en çok Allah'ı severler. Keşke zalimler -azapla yüz yüze geldiklerinde anlayacakları gibi- şimdi de bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu anlasalardı!
[Aklını gerektiği gibi kullanamayanlar, inanmak, sevmek ve tapınmak için Allah yerine putlara, uydurma tanrılara yönelebilirler ki bu onlar için ebedî hüsran demektir. Fahreddin er-Râzî'nin de belirttiği gibi, sûfilerin görüşüne göre insanın kalbini, zihnini Allah'ı unutturacak derecede meşgul eden her şey âyette belirtilen varlıklar kapsamına girer. Şu halde Allah'tan başka bir şeye, -bu şey ister put, ister lider veya önder, isterse para pul, mal mülk, makam mevki olsun-taparcasına bağlananlar, böyle bir şeyi Allah'ı sever gibi sevenler ve bu suretle, Kur'an'ın bütün uyarılarına rağmen şirke sapanlar için artık kurtuluş ümidi yoktur.]