Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı. Allah’ın bana söylediği ilk soru şuydu. ‘İnsanın kalbine ne hükmeder?’ ve anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder. ikinci soru ise ‘İnsana ne verilmemiştir ? ‘ İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir. ve üçüncü soru ise ‘İnsan ne ile yaşar?’ ve anladım ki İnsanın elinde hiç bir şey olmasa bile Allah sevgisi olsun yeter. Yani insan Allah’a inanmadan yaşayamaz..
"Allah korkusu"yla hedeflenen şey, doğru yoldan ayrılmaya engel olmadır. Allah sevgisi, insanı sevgi- liye doğru yolculuğa çıkarır. Sevgi ne kadar kuvvetli olursa, vuslat da o derece kesin olur. Allah korku- suysa, sevgi yolundan sapmayı engeller. Umut, seyir esnasında enerji ve güç verir. Bu değişmez bir esas tır. İnsan, daima bunun farkında olmalıdır. Bunlar olmadan kulluk gerçekleşmez. Yüce Allah'a kulluktan başka bir çıkar yol da yoktur
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Kalbi canlandıran şey sevgidir
Üç şey insanı yüce Allah'a sevk eder; sevgi, kor- ku ve umut. Bunların en kuvvetlisi sevgidir. Bizatihi maksut olan, dünyada varolan ve ahirette var olacak olan budur. Korku ise ahirette kaybolacaktır: "Bile- siniz ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de." (Yunus, 62)
Sayfa 121Kitabı okudu
Doğru olan Allah sevgisi nasıldır
İşte övgüye layık olan, Peygamberlerin yolundan gidenlerin içinde bulunduğu fenâ (kaybolma) halidir. Bu kimseler elbette söylemiş oldukları -yukarıda aktar- dığımız- sözleriyle, “Gözümle gördüğüm mahlûkattan olan şey, yerin ve göklerin Rabbinin ta kendisidir." demiyorlar. Bunu, ancak akıl sağlığını ya da itikadda- ki dengesini yitiren, delilikle sapkınlık arasında gidip gelen kişiden başkası söyleyemez.
Sayfa 108Kitabı okudu
Hamdân Karmat isminde bir adamın taraftarlarına verilen isim. Karâmitalar aslında İsmailiyye'ye mensuptular. Daha son- ra onlara muhalefet edip "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra yedi imamdan başkasını tanımayız." dediler. Bu yedi imam da Ali, Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyin, Muhammed b. Ali, Cafer es-Sadık, Muhammed b. İsmail'dir. Bu kişiler ehl-i sünnetten akide de ayrıştıkları gibi siyasî olarak da ayrıştılar. Bahreyn'de bir devlet kurarak girdikleri yerlerde bozgunculuk yaptılar; malları gaspettiler, ırz ve namusa göz diktiler, yolları kestiler. Terviye günü Mekke'ye girdikleri vakit çok daha çir- kefleşerek hacıları katlettiler, mallarını gaspettiler, Kâbe'nin kapısını söktüler, öldürdükleri insanları zemzem kuyusuna at- tılar, Kâbe'nin örtüsünü çıkarıp Haceru'l-Esved'le birlikte yan- larında götürdüler. Evlere girip mallara el koydular, haram şeyler işleyip kutsalları çiğnediler. Kâbe'ye tarihte bu ölçüde bir saygısızlık işlenmemişti. Hicri üçüncü yüzyılın sonlarına doğru, Kâbe'ye saldırmalarının akabinde, Samsâmu'd-Devle Hüseyin b. Yusuf tarafından yok edildiler.
Sayfa 108Kitabı okudu
Bunu sana söylemeye borçlu hissettiğim için yazıyorum. Görürsün görmezsin bilmiyorum. Evet karşına hiç çıkmadım gözlerinle bana isteğini yaptıra biliyorsun, bunun da gayet farkındaydın ve bunu yapmak hoşuna gidiyordu. Bu yaptığın geçmişte dengeleri alt üst etti ve çoğu şeyi yıktı. Ben bu dengeleri yeniden kurmaya çalıştım ve bunu yapar iken seni kendimden uzak tutmak istedim. Beklersin sanıyordum. Evet seni sevdim aşık oldum. Fakat anlamışsındır ben aşkla hareket etmeyi sevmiyorum. Allah rızası için severim ve onun rızasını almak için konuştuğumuz günler boyunca seni bir kez olsun kırmadım. Duydum ki yeni biri varmış anladım her şeyin o an bittiğini artık bende bitirdim duyduğum an. Ondan rahatça yazıyorum beklentim olmadan. İnşallah Allah rızası için sever seni tek duam artık bu olabilir senin için. Yani sonuçta Rabbimin sevgisi sonsuz dileği kadar verir benim de içim rahat bu yüzden olmadı diye üzülmüyorum hiçbir şey eksilmedi eşim olcak kişiye verebilecek sonsuz sevgim var. Sonuçta aşk geçer , acısıda geçer. Mutluluklar.
Reklam
Mecnun (kays) şöyle der: "ben bir memleketten geçiyorum ve Leyla'nın memleketi gibi o duvarı şu duvarı öpüyorum. benim kalbimi sarhoş eden memleketin sevgisi değildir. fakat o memlekette oturanın sevgisidir."
Sayfa 17
Burada Tebessüm Sultan'dan öğrendiğim hoşgörü ve müsamaha benliğimde bir ahlak oldu. Herkese, her şeye hoşgörüyle bakmanın önemini kavradım. İslam ahlakı bunu söylüyordu. Tapduk Sultan da bana insanı sevmeyi öğretti. İnsan sevgisi her şeyin başıydı. Ancak o vakit gönüllere girip, gönüller yaparak Allah'a giden yol bulunabilirdi. Ben müsamaha ve insan sevgisinde o yolu bulmuştum.
Kebir isminin kuldaki tecellisi "Haşyetullah" O 'na yakışır şekilde korkarak gerçek Allah sevgisi kazanmaktır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.