Allah-u Teala şöyle buyurdu: Ey Ademoğlu, sen bana dua ettiğin ve benden affedilmeni umduğun sürece işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Ademoğlu, günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını istesen, günahların çokluğuna aldırış etmeden seni affederim. Ey Ademoğlu, sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen, fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım. (Tirmizi, Deavat, 198)
Sayfa 741
İkrime anlattı, dedi ki: Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini işittim: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: 'Allah'u Teala gökte bir hususu emrettiğinde melekler sözüne (emrine) amade olmanın alameti olarak kanatlarını çırpar-vururlar. Tıpkı kayanın üzerinde vurulan zincir gibi... Dedi ki: "Nihayet onların kalplerindeki korku kaldırılınca, derler ki: Rabbimiz ne buyurdu? derler ki: Hakkı söyledi... O pek yüce, pek büyüktür." (Sebe' 23) Buhari, Tevhid 32, Tefsir 15/1, 34/1, Tirmizi, Tefsir 34/1
Sayfa 142
Reklam
Hz. Aişe şöyle demiştir: "Yahûdilerden bir cemâat Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'in huzuruna gelerek "Es- Selâmü aleyküm (Allah'ın rahmeti üzerine olsun)" diyecek yerde, kasıtlı olarak "Es-sâmü aleyküm (ölüm üzerinize olsun)" dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) de "Aleyküm (size olsun)" buyurdu". Hz. Aişe devamla diyor ki: "Ben dayanamayarak "Ve aleykümü's-sâm ve'l-la'ne (ölüm ve lânet size olsun)" dedim. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): يَا عَائِشَةُ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِي كُلِّ شَيْءٍ - "Ya Âişe! Allahu Teâlâ her şeyde yumuşak davranmayı sever." buyurdu. Ben: - "Onların dediklerini duymadın mı?" dedim. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): فَقَدْ قُلْتُ عَلَيْكُمْ - "Ben de "Aleyküm (Size olsun)" diyerek, onu, onlara iâde ettim ya." buyurdu."
Rasûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) iftihar rütbesini zühd ile oruç arasında topladı ve şöyle buyurdu: إِنَّ اللهَ تَعَالَى يُبَاهِي مَلَائِكَتَهُ بِالشَّابِ الْعَابِدِ فَيَقُولُ: أَيُّهَا الشَّابُ التَّارِكُ شَهْوَتَهُ لأَجْلِي الْمُبْدِلُ شَبَابَهُ لِأَجَلِي، أَنْتَ عِنْدِي كَبَعْضٍ مَلَائِكَتِي "Allah Teâlâ, abid olan gençle, meleklere iftihar eder ve buyurur: "Ey benim için şehvetini terk edip gençliğini fedâ eden genç! Sen benim katımda, bazı meleklerim gibisin. "
- Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre dedi ki: Rasûlullah şöyle buyurdu: 'Allah'u Teâlâ sizin için üç şeyden razı olur. O'na ibadet edip hiç bir şeyi ortak koşmamanızdan, hep birlikte Allah'ın ipine sarılıp tefrikaya düşmemenizden, yönetiminizi eline teslim ettiği ulu'l-emre de nasihat etmenizden razı olur. Üç hasleti de kerih görür: Kil-u kal (dedikodu), malı zayi etme, çok soru sorma. Buhari, Zekat 53; Müslim, Ekdiye 12, 13
Sayfa 56
MİRAÇ GECESİ'NE HZ.MUSA MÜHRÜ
Beytü'l Makdis,özellikle Kutsal Kaya civarı,Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Mirac hadisesi ile son derece irtibatlıdır.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Mirac Gecesi uğramış olduğu mekânlar buralardır ve Mirac Gecesi cereyan eden hadiseler de bu mekânlarla ilişkilidir.Hz Muhammed sallallahu aleyhi
Reklam
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.