Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlattıklarını dinledim ve her kelimesini hafızama işledim. Sanki insan rüzgara kapılan bir yaprak veya dağılana kadar gökyüzünde dolaşıp duran bir bulutmuş gibi başına gelenlerden dolayı kaderini sorumlu tutuyorsun. Fakat ben aynı kanaatte değilim. Allah sana güçlü bir vücut ve zeki bir kafa vermedi mi? Lokman'a rastladığın zaman bu meziyetlerini nerede bırakmıştın? Aklın başında değil miydi? Yoksa bir ruh hastalığına mı tutulmuştun? Veya derin bir uykuda mıydın? Böyle bir durum seni kurtarabilirdi. Aksi halde ise...
Sayfa 137Kitabı okudu
Dua etmek, ilanı aşk etmek demekti. Yaradan'a olan sevdanı açık etmek. Aşkta korkuya yer yoktu ya da çıkarcılığa. İnsan ki kainatın gayesiydi, kıymetli ve kadimdi. ... "Allah'tan korkmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?" diyordu. "O'nu sevmek varken?"
Reklam
Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı. Allah'ın bana söylediği ilk soru şuydu. 'İnsanın kalbine ne hükmeder?' ve anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder. ikinci soru ise 'İnsana ne verilmemiştir ? ' İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir. ve üçüncü soru ise 'İnsan ne ile yaşar?' ve anladım ki İnsanın elinde hiç bir şey olmasa bile Allah sevgisi olsun yeter. Yani insan Allah'a inanmadan yaşayamaz..
Allah, başkaldır ya kulum demiş ve insan onun cennetine başkaldırmış. Allah, başkaldır ya kulum demiş, insanların bir kısmı başkaldırmış. Onlar Allah indinde mutlu kişiler olmuşlar, bir kısmı, yani çoğunluğu Allah’ın emrine uymamış, Allah onlara cehennemini vermiş. İnsan kendine, kendi yüreğine, kendi korkusuna toptan başkaldırmadıkça, insan soyu bundan da beter olacak, aşağılanacak, zulüm, korku iliklerine işleyecek, insanlıktan çıkacak, bir solucandan da mutsuz olacak. Solucanın gözü yok, kulağı, ağzı, dili yok, insanın var. İnsan soyu başkaldırmayı, yemek, içmek, yaşamak, uyumak, çocuk yapmak gibi bir yaşama biçimi yapmazsa bugünden de bin beter olacak, içi boşalacak, duymayı, düşünmeyi, sevmeyi, sevişmeyi, dostluğu, arkadaşlığı, göğün, yerin, kurdun, kuşun, akarsuyun, tanyerindeki ışığın, yürekteki sıcaklığını unutacak. Allah buyurdu ki ben sizi yarattım ki başkaldırasınız, siz beni dinlemediniz, önce kendinize, sonra başka insanlara, sonra her şeye, her şeye boyun eğdiniz, ne buldunuz, ne öğrendinizse, ne yarattınızsa hepsi boyun eğme üzerine oldu. Ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, boyun eğmeyi, yemek yemek, su içmek, sevişmek gibi bir yaşam biçimi yaptınız. Ve de öldünüz. Ve de solucandan beter oldunuz. Daha da olacaksınız...
"Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlık'tan) mukayese edilemeyecek kadar yükseklikte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammedliği; tek Allah'ın ve onun Peygamberini kabul ederdi..."
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Ayşe hanıma Allah'tan rahmet diliyorum. Çocukluğunu ve gençliğini çok sancılı bir biçimde yaşamasına rağmen yine de hidayete erişmiş harika bir örnek insan kendisi...Mutlaka okunması gereken bir eser...
Bir Ruh Macerası
Bir Ruh MacerasıAyşe Şasa · Timaş Yayınları · 20221,981 okunma
Reklam
"Dua kadar insanları birbirine yaklaştıran, bir araya getiren çok az şey vardır hayatta. Bu, inanıyorum ki, bütün dinler için, özellikle de, Allah'la insan arasında herhangi bir aracının varlığını zorunlu görmeyen İslam dini için bütünüyle doğrudur. İslam inancında ruhbanlığa, papazlığa ve hatta örgütlü bir 'kilise' kurumuna yer verilmemesi, cemaatle namaz kılarken her müslümanın kendini, ortak bir ibadet eylemine sadece katılan biri olarak değil, onu bizzat gerçekleştiren, ikame eden etkin bir özne olarak hissetmesini sağlamıştır. İslam'da törensel tapınma formları olmadığı için, cemaat namazına imamet etmek olsun nikah akdetmek yada cenaze namazını yönetmek olsun, herhangi bir ibadetin icrasında yetişkin ve akıl sahibi bir müslüman önderlik yapabilir. Allah'a ibadet için özel olarak 'görevlendirimiş' kimselere ihtiyaç yoktur İslam'da. Ulemanın yada müslüman topluma liderlik yapan kimselerin, sıradan müslümanlara göre, akaid ve hukuk alanında bir uzmanlık bilgisine sahip olmaktan başka bir ayrıcalıkları yoktur.''
...ve eğer yeryüzünde Allah'ın görüntüsüyse insan , cinsi ırkı konumu önemsizdir. Birdir, güzeldir, değerlidir.( YUNUS EMRE)
Akıl da bu evrenin bir yaratıcısının bulunduğuna delalet eder. Bu koskoca evreni, içindeki küçük büyük, canlı cansız, dilli dilsiz, akıllı akılsız, değerli değersiz bütün varlıkları tek bir "yasa" düzenlemektedir. Bu yasa, hem atomu, hem saman yolunu düzenlemektedir. O kadar ki, fen bilgini atoma baktığında; yapısında güneş sisteminin yapısına benzer, farklı olmayan bir yapıyla karşılaşır. Bütün yaratıklarda çiftlik esastır. Eskiden insanlar bunu, insan ve hayvanda erkeklik ve dişilik olarak tanımlıyorlardı. Hurma gibi bazı bitkiler için de, aynı mülahazayı yaptılar. Daha sonra bilim, bütün bitkilerde erkeklik ve dişiliğin bulunduğunu keşfetti. Hatta elektrik gibi bazı cansız maddelerde de çiftliği eksi artı şeklinde buldular. Bütün evrensel yapının özü olan atom çekirdekle birlikte, bir eksi ve bir artı yükten oluşur. Bu yeni bilimsel buluş, ondört asır önce Kur'an'ın getirdiği şu hakikati tasdik etmekten ibarettir: "Yerin yetiştirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden çift çift yaratan ALLAH münezzehtir." (Yasin,36.)
KİŞİ KİŞİNİN AYNASIDIR Bir gün Peygamber Efendimiz (Selamların en güzeli üzerine olsun) arkadaşlarıyla otururken Ebû Leheb meclise giriyor ve Efendimize: - Yâ Muhammed birçok yerleri gezdim, senden daha çirkinine rastlayamadım. - Doğru söylüyorsun Ya Ebû Leheb. - Herhalde dünyanın en çirkini sensin. - Haklısın Ya Ebû Leheb, diyor Efendimiz. Biraz sonra Hz. Ali (Selamların en güzeli üzerine olsun) içeri giriyor ve tevafuk bu ya O da: - Yâ Muhammed Bu dünyada senden güzelini göremedim. - Doğrusun, Yâ Ali. - Sana baktıkça içime huzur doluyor. - Doğrusun Yâ Ali, deyince, meclisteki sahabe: - Yâ Resûlallâh, biraz önce Ebû Leheb geldi “Ne kadar çirkinsin” dedi. “Doğru söylüyorsun” dediniz; şimdi Ali geldi “Ne kadar güzelsiniz.” dedi. O’na da “Doğrusun” dediniz. Hikmeti nedir? diye sorunca, Efendimiz de: “İnsan insanın aynasıdır. Kişi kendisi nasılsa, karşısındaki insanı da öyle görür.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.