Merhaba kitapsever, insan sürekli bir akışın içinde kendisini bir akıntıya kaptırıp gidiyor. Tabi giderken hüzün, elem, acı, dert, keder, sevgi, muhabbet binbir türlü duyguyu da taşımak zorunda kalıyor. Hayatı doğru anlamak, yaşamak ve mücadele etmek için mutlaka doğru bir rehbere ihtiyacımız oluyor. Bu hafta rehberimizi doğru anlama yolunda küçük bir gayret olan Kalbimizin Baharı'na gönlümüzü açtık.
Kur'an Okumaları serisinin birincisi olan "kalbimizinbaharı üç bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölüm: Kur'an okumalarına giriş. Kur'an'ı nasıl okumalıyız, okurken anlama gayretimiz nasıl olmalı, anladığımız şeyleri doğru şekilde yaşamalı ve yaşamak için nasıl bir çabanın içinde olmalıyız gibi sorunların cevaplarını içermektedir.
İkinci bölüm: Kıssalarla gelen. Yazar Kur'anda geçen bazı kıssaların zahiri ve deruni anlamlarını vererek cağımızda Allah kelamını doğru anlama ve ondan ders almanın ipuçlarını veriyor.
Üçüncü bölüm: Kur'an ülkesinde kısa yolculuklar. Bazı kavram ve konular etrafında özellikle dini çağımızda doğru yaşamanın detaylarını veriyor. Okumakla anlamanın, bakmayla görmenin aynı şey olmadığını bir kez daha gözümüze sokuyor.
Rabbim okuduğumuz okuduğumuzu doğru anlamayı ve anladığımızı yaşamayı nasip etsin bizlere inşallah.
Temel seviyede herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmış herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Kitaplarla kalın keyifle okuyun.
Tuna aradan kalkarsa vatan yaşamaz.Vatan yaşamazsa bizler de yaşayamayız.Belki yaşayan bulunur.Evet ! Belki bulunabilir.
Yok yok yaşayan bulunur, fakat o insan değildir.
Ne kadardır 1900 lere yakin dönemleri okuyordum ve şu kanıya vardım.
Kim olursa olsun "O"cu veya "Bu"cu
İnsanlarda vatan muhabbeti had safhada.
Kitapta da İslam Bey adlı karakterin gönlünde yatan sevdalısından bile daha önem verdiği bir vatan aşkı var.
Bununla Namık Kemal'in vatan aşkının her türlü bedeni aşktan daha öte olması gerektiğini vurguladığını anlıyoruz.
Hemen kitaptan bir örnek verecek olursam;
Ben size canımı vermekten söz ediyorum.Siz bana yaşımın küçük olduğunu söylüyorsunuz.Buraya adam öldürmek için mi geldiniz, ölmek için mi? Öldürmek için geldiyseniz beni de öldürün. Ölmek içinse,emin olun sizden daha kolay,daha rahat ölürüm.
Benden ne istiyorsunuz?Vatan,bir Allah tekkesi değil midir?Tekkeye gelen kurbanın semizliğine, zayıflığına bakılır mı? Lütfen çocuklarınızın da devlet yolunda ölmelerine izin verin.Bu kadar genç veremden,vebadan ölüyor.Ben de kurşundan, gülleden ölsem ne olur sanki?
Vatan sevgisinin yanısıra sevgi, aşk gibi mevzular çok naif ve kibar bir dille okuyucuya aktarılıyor.
Üzücü olan Namık Kemal'in bu tiyatrodan dolayı sürgüne gönderilmesi.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yalan Bu Dünya, Yalan...
Necip Fazıl'a neden Üstad denildiğini herhangi bir eserini okumakla bile anlayabiliriz.
Kaleminin gücünü yazdığı iki satır cümle ile bile anlayabiliriz.
Duruşunu, davası yolunda duruşunu yalnız eserden değil hayatından da anlayabiliriz.
.
Onu bir parça daha tanımak için yeni başlayan "Kalanlar" programının Necip Fazıl konulu videosunun
4953 syf.
10/10 puan verdi
Divan-ı Kebir’i Okuma Denemesi
24.09.2020 - Ülker Gündoğdu
Divan-ı Kebir’i Okuma Denemesi
Hazinelerle dolu kitapların size sunduğu mucizeleri sonsuzdur. Mucize barındıran eserler duyguları değiştirme gücünü muhafaza etmektedir. Düşünsel ve ruhsal dönüşüm yaşatan şaheserler insan ruhunda derin izler bırakarak, insan olma/beşer olma anlamını
Esselâmun aleyküm.
Nefsinin Fatihi,
Mekke'nin soylu delikanlısı,
Ashab-ı Suffa'nın en güzide talebesi,
İslam'ın İlk öğretmeni... Mus'ab bin Umeyr (ra)
"Allah yolunda yürümenin bedeli vardır. Yol çetindir; bu yolda olmak demek ayağınıza batacak dikenleri baştan kabul etmek demektir." diyor Ömer Döngeloğlu. Mus'ab bin Umeyr (ra) bu yolu hakkıyla yürüyen, çekmediği eza kalmayan, gönlü İmanla dolan bir sahabe. Her daim Resûlullah'ın (sav) yanında olan, O'nun eteğine tutunmuş, göz bebeği olan arkadaşı..
Amelleriniz olsun şu toprağın üzerinde, şu fâni dünyada... Gökten melekleri yere indirecek amelleriniz olsun. Allah bizlere de Mus'ab bin Umeyr (ra) gibi melekleri özendirecek, nice Allah yolunda güzel hizmetlerin sahibi kılsın. (Âmin)
Asr-ı Saadetten, bir solukta okuyabileceğimiz çok güzel bir eser. Allah razı olsun Ömer Döngeloğlu hocamızdan (rahmetle).
Okuyun, okutturun. Belki birilerine ışık olur.
Selâmetle.
Öncelikle NFK’den bahsetmek gerekirse; 1940 öncesi NFK ile 1940 sonrası NFK iki ayrı kişiliktir ve neredeyse birbiriyle alakası yoktur. Mina Urgan da “Bir Dinozorun Anıları” adlı kitabında 1940 öncesi NFK ile yaşadığı anılardan bahsetmiş. Mina Urgan’ın tanıdığı NFK’yi, yine Mina Urgan’ın kaleminden biz de tanıyalım, bakalım
