KULA KULLUK DAHA KOLAY!..
Bugünün dünyasında iyi, doğru ve güzel kıstasını peygamberler değil, güçlü olan, iletişim vasıtalarını kullanarak rahatlıkla kendi menfaatine göre tayin edebiliyor. İşin asıl kötü yanı, belli bir zümrenin kendi çıkarına göre kıstaslar belirlemesinden ve bunu usulüne uygun bir şekle sokup dayatmasından kimse rahatsız değil. Hattâ birçoklarının koşa koşa kendisini bu yeni kıstaslara göre biçimlendirmeye çalışmasına mukabil, iş Allah’ın buyurduğu kıstaslara uymak olunca, nedense Allah’a kulluk etmek, kula kulluk etmekten zor geliyor...
Sayfa 3 - Ömer Faruk Akcebe, Frankensteinlaştırılmak İstenen ToplumKitabı okudu
Hac Suresi 11.Ayet
İnsanlardan Allah’a son sınırda kulluk edenler var. O’na bir hayır isabet ettiğinde, ondan dolayı tatmin olur. O’na bir fitne dokunduğu zaman, yüzünü kulluktan çevirir ve dünyasını ve ahiretini kaybetmiş olur. Böylece bu onun, açıkça kaybedişidir.
Reklam
Allah, zulüme uğrayandan başkasının kötü sözü açıktan söylemesini sevmez. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.” Bu yüzden inanan insan, O’nun hoşlanmayacağı hiçbir sözü söylemez hatta zihninden geçse bile, oradan hemen uzaklaştırmaya bakar. O’nun yasakladığı hiç bir harama yaklaşmaz ve Rabb’inin gözünden düşmemek için en küçük bir nâhoş davranışta bile bulunmamaya azami titizlik gösterir. Hayatı boyunca tüm davranışlarını hep bu bilgi, bilinç ve Allah’a teslimiyetle şekillendirir. Unutup veya yanılıp da hata işlediğinde derhâl Rabb’ini hatırlar, samimiyetle O’na yönelir ve içtenlikle bağışlanmasını diler. Çünkü kulluk bilincine sahip gerçek mü’minler hep öyle yaparlar.
Sayfa 72 - Fecr yayınları
İşte bu iman sebebiyle gerçek mü’minler; diğer bir ifade ile kulluk bilincini takva düzeyinde yaşayanlar, her şeylerinin Allah’dan olduğunu bilir ve kullukta sadece O’na yönelirler. Dini Allah’a has kılar, kayıtsız şartsız O’na teslimiyet gösterirler. O’ndan başkasına asla kulluk etmezler. Zira onlar bilirler ki, Allah’la birlikte bir başka şeye kulluk, hakka ve hakikate aykırıdır. Bu tür kulluk insana hiç bir fayda temin etmeyeceği gibi, aksine hürriyetini elinden alır, insanı insanlık vasfından çıkarır ve hayatını zehir eder. Çünkü Allah’ın dışındaki ilah, tanrı, rab, ma’bud, her ne ise, insanın üzerinde büyük bir yüktür. O sebeple düşünen her insan, sadece Allah’a kul olur, asla başkasına kulluk etmeye yanaşmazlar; böylece hürriyetlerini doya doya yaşama imkânını bulurlar. Gerçek mü’minler, söz, iş ve davranışlarında aşırılığa kaçmazlar. Ar ve hayâ sahibidirler; herkesten önce Allah’tan hayâ ederler; o sebeple zihinleri ve kalpleri temizdir. Allah’ı her şeyden daha fazla sever ve sayarlar; sevgilerine halel gelir korkusuyla dinde gayret ve rikkat sahibidirler. Allah’dan korkuları ümitlerini kaybetmelerine sebep teşkil etmediği gibi, ümitleri de akıbetlerinden kesinkes korkmamalarını gerektirmez. Onlar daima korku ile ümit arasında bulunurlar. Allah’a kulluklarında ve yönelişlerinde asla aşırılığa kaçmazlar. Hayırların ve tüm iyiliklerin tamamen Allah’tan olduğunu bilir ve öyle inanırlar, fakat şerri O’na isnat etmeyi edebe uygun bulmazlar.
Sayfa 66 - Fecr yayınları
Değişimi gerçekleştirecek olan neslin özellikleri :
1-Allah’a kulluk ve O’na şirkten kaçınma (nur,55) 2- Allah’ın kendilerine galibiyetle ve zaferle ikramda bulunacağı ‘Allah’ın askerleri’nin özellikleri (maide,54-56) -Allah sevgisi -Tevazu -Sürekli cihad -İbadet -Dostluk ve kardeşlik 3-Güç yettiği kadar maddi çalışma dahil geniş anlamda cihadın özellikleri (Enfal,60) 4-Zafer neslinin temel özelliği olan Allah korkusu (İbrahim,13-14) 5-İbadet ve Salih bir kul olma özelliği (Enbiya,105-106) 6- Hakta sabır ve sebat göstermek (Secde,24) 7-İstikamet yolunda olma. Aşırılıktan ve fazla yumuşaklıktan kaçınmak. (Hud,112-113) 8- dünyada Zahid olmak ve dünya malının peşine düşmemek (Tevbe,38-39) Bunun dışında ilahi yardımdan ve Allah’tan uzak kalmaya yol açan, hezimete götüren sebepleri de görürüz. •Dünyanın peşine düşmek, Allah’ın dostluğunu ve ilahi yardımını kaybetmede en etkili sebeplerdendir. (Bkz. Tevbe,38-39)
Kur'an Ahlâkında Olmak Ähiret âlimlerinin alâmetlerinden birisi de, konuşma- sında, sükûtunda giyiminde ve her durumunda korkunun görülmesidir. İçi, Allaha tan kulluk yapamadığı için mahzun, başı öne eğik, daima düşünceli bir hal, ifrat veya tefritten dolayı üzgün bir sima... Bu kişi öyle bir hale gelmiştir ki, kendisine bakan herkes hemen Allah'ı hatırlayıvermektedir. Onun sureti, mutlaka güzel olan sîretine delalet etmektedir.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.