5. Nasıl, bu muhteşem güzellikler karşısında hayrete düştün, değil mi? Fakat bunlar ne kadar hayranlık vericiyse, inkârcıların, “Ne yani, mezarlarda çürüyüp toprak olduktan sonra, biz yeniden mi diriltilecekmişiz? Hiç öyle şey olur mu?” şeklindeki iddiaları da en az bunun kadar hayret ve dehşet vericidir. İşte bu iddiada bulunanlardır, sonsuz
"Ey iman edenler! Siz, inkâr edenler gibi, yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında, 'Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi' diyenler gibi olmayın. Allah bu kanaati onların kalplerine (kaybettikleri yakınmaları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu. Hayatı veren de, alan da Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür. Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın rahmet ve mağfireti, onların elde edecekleri bütün şeylerden daha hayırlıdır. And olsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız." (Âl-i İmran, 156-158)
Reklam
Bir Ayet; "Ey Rabbimiz! Bizi, inkar edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin (Mümtehine, 60/5) Bir Hadis; "Allahım! Bana öğrettiğin şeyleri hakkımda faydalı eyle, bana fayda verecek şeyleri öğret, beni, bana fayda verecek ilim ile nasiplendir." (Hakim, De'avat, No: 1879, I, 510) Bir Dua; "Allah'ım! İçimi dışımdan daha hayırlı kıl. Ve dışımı yararlı kıl. Allah'ım! Sapmadan ve saptırmadan mal, aile ve çocuk bakımından insanlara verdiklerinin iyisini isterim." (Tirmizî, "De'avât", 126
ve Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; bilin ki, Hakk'ı inkar eden insan­lardan başkası Allah'ın hayat bahşedici rahmetinden ümit kesmez. (Kur'an, 12:87)
"Bu kırmızının anlamı nedir?" diye yine sordu atı ezberden çizmiş kör nakkaş. "Renklerin anlamı orada karşımızda olmaları ve onları görmemizdir" dedi öteki. "Görmeyene kırmızı anlatılmaz." "Münkirler, zındıklar,inançsızlar da Allah'ı inkar etmek için onun gözükmediğini söylerler," dedi atı çizen kör nakkaş. "Oysa o görene gözükür," dedi öteki usta. "Kuran-ı Kerim bu yüzden görenle görmeyenin hiç bir olmayacağını söyler."
Bismillahirrahmanirrahim ‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم "Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, ALLAH'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça, kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; ALLAH'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, ALLAH'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır. Hepsi bir değildir; Ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak ALLAH'ın âyetlerini okurlar." (Al-i İmran, 3/112-113)
Reklam
Hac
KUTSAL BELDELERE YOLCULUK: HAC İslam’ın beş temel esasından olan hac, zamanı ve mekânı belli olan bir ibadettir. Müslüman’ın, Hz. Peygamber’in (sas) yaptığı gibi yaparak başta Kâbe olmak üzere Arafat, Müzdelife ve Mina’yı ziyaret etmesi ve belirlenmiş olan dinî görevleri yerine getirmesidir. Bu görevleri yerine getiren kimseye “hacı” denir. “Gitmeye gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir.” (Âl-i İmran, 3/97) ayeti ile farz kılınan hac, gücü yetenlerin yerine getirmesi gereken önemli bir görevdir. Hac, bir yerden başka bir yere fiziki bir yolculuk olduğu kadar insanın özüne ve yaratıcısına yaptığı manevi bir yolculuktur. Bu yolculuk, bireysel ve toplumsal, dünyevi ve uhrevi birçok faydayı barındırmaktadır. Bu ibadet insana takvayı, sabrı, şükrü, sorumluluğu, fedakârlığı ve cömertliği öğretir. Tüm bu faydalarıyla birlikte hac ibadetinde esas olan Allah’ın emrine itaat ve O’na yakınlıktır. Diyanet İşleri Başkanlığı
5. Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Cuma, 62/5)
Ayın İkiye bölündüğü mucize
Müşriklerin, Peygamber Efendimizin bu parlak mucizesini inkar etmeleri üzerine Cenab-ı Hak, inzal buyurduğu şu ayet-i kerimelerle hadisenin vuku bulduğunu bildirip, onlarınsa imansızlıkta, yalanda diretip durduklarını beyan etti. ''Kıyamet yaklaştı. Kamer (Ay) ikiye bölündü. Hâlâ bir mucize görseler, yüz çevirip şöyle derler: Bu devam edegelen bir sihirdir! Kıyameti ve mucizeyi inkar ettiler, hevâlarina uydular. Hâlbuki, (Allah'ın vadettiği) her iş için bir hakikat vardır.'' (Kamer, 1-3.)
Sayfa 236 - NesilKitabı okuyor
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi yapıldı. (2016) Dünya Kıble günü (Güneş, Türkiye saati ile 12.18’de tam olarak Kâbe-i Şerîf üzerinde bulunur.) Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. (Bakara, 2/196) Diyanet Takvimi Arka Yüz: KUTSAL BELDELERE YOLCULUK: HAC İslam’ın beş temel esasından olan hac, zamanı ve mekânı belli olan bir ibadettir. Müslüman’ın, Hz. Peygamber’in (sas) yaptığı gibi yaparak başta Kâbe olmak üzere Arafat, Müzdelife ve Mina’yı ziyaret etmesi ve belirlenmiş olan dinî görevleri yerine getirmesidir. Bu görevleri yerine getiren kimseye “hacı” denir. “Gitmeye gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir.” (Âl-i İmran, 3/97) ayeti ile farz kılınan hac, gücü yetenlerin yerine getirmesi ge- reken önemli bir görevdir. Hac, bir yerden başka bir yere fiziki bir yolculuk olduğu kadar insanın özüne ve yaratıcısına yaptığı manevi bir yolculuktur. Bu yolculuk, bireysel ve toplumsal, dünyevi ve uhrevi birçok faydayı barın- dırmaktadır. Bu ibadet insana takvayı, sabrı, şükrü, sorumluluğu, fedakârlığı ve cömertliği öğretir. Tüm bu faydalarıyla birlikte hac ibadetinde esas olan Allah’ın emrine itaat ve O’na yakınlıktır. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.