"Bir zamanlar Bağdat'ta kendi halinde yaşayan bir adam varmış. Sağlığı yerinde, varsıl, mutlu bir evlilik süren bir adam. Tek dileği bir evladının olmasıymış. Ama bir türlü çocuğu olmuyormuş. Doktorlara gitmiş, büyücülere taşınmış, adaklar adamış, yok, zavallı adamcağızın hanımı bir türlü hamile kalamıyormuş. Tam umudunu kestiği sırada gezgin
Bir namaz ferahlığı içinde sana gelmeme izin ver Rabbim. Yolumu aç! Kalbimi süreyim, gözyaşlarımı süreyim, şehadet parmağımı süreyim, Muhammed'e dualar süreyim uçsuz bucaksız yolunu aç Rabbim. Sevgilinin yürüdüğü yolların tozu sana alnıma değsin. Yoksulluğumla, çaresizliğimle, kimsesizliğimle sana geliyorum ey aşk! Yolumu aç! Gülümsemeler arasına
Bir namaz ferahlığı içinde sana gelmeme izin ver Rabbim. Yolumu aç! Kalbimi süreyim, gözyaşlarımı süreyim, şehadet parmağımı süreyim, Muhammed'e dualar süreyim uçsuz bucaksız yolunu aç Rabbim. Sevgilinin yürüdüğü yolların tozu sana alnıma değsin. Yoksulluğumla, çaresizliğimle, kimsesizliğimle sana geliyorum ey aşk! Yolumu aç! Gülümsemeler arasına
Allah'ım; güçsüzlüğümü ve çaresizliğimi, insanların nazarında düştüğüm hor ve hakir durumumu ancak sana arz ve şikayet ediyorum.
Ey Merhametlilerin en merhametlisi! Sen zor ve sıkıntılı durumlarda olanların, zulüm altında zayıf düşürülmüş olanların Rabbi'sin. Benim de Rabbim ancak sensin. Beni kimlerin eline bırakıyorsun? Sen beni; zalim bir düşman eline düşürmeyecek, onları bana hüküm geçirtecek bir konuma getirmeyeceksin.
Ey Rabbim! Benim üzerime çöken bu musibet ve eziyetler, eğer senin bana karşı bir kızgınlığından ve öfkenden dolayı değil ise; çektiğim bunca sıkıntıya hiç aldırış etmem ve hepsine tahammül ederim. Yine de senden bana gelecek bir sığınmaya çok ihtiyacım var. Hem bu dünyada hem de ahirette senin o karanlıkları aydınlığa çevirecek nuruna sığınıyorum.
Ey Rabbim! Sen hoşnut oluncaya kadar senden af diler, tevbe ve istiğfarda bulunurum. Biliyorum ki güç ve kuvvet ancak sendedir.