Hz. Aişe (r.a.) bu durumu şöyle aktarır: Nebî (s.a.v.) gece rekâtında namazına kalkar, ayakları çatlayıncaya kadar kıyamda dururdu. lediği de Bunun üzerine ben de ona: "Ey Allah'ın Resûlü! Allah Teâlâ senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde neden böyle yapıyorsun?" diye sormuştum. O da: "Rabbine şükreden bir kul olmayı istemeyeyim mi?" diyerek cevap vermişti.
Sayfa 131
Göz ağlar kalp üzülür
Resûlullah (sav) oğlu İbrahim vefat ettiği zaman ağlamıştı. Abdurrahman (ra) bunu görünce, - Ey Allah'ın Resûlü! Siz ağlıyorsunuz!Hâlbuki siz ölenin ardından ağlamayı yasak etmemiş miydiniz? dedi.Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: - Hayır! Ben sadece ağıt yakmayı ve feryat etmeyi yasakladım.Bu ikisi hem günah hem de ahmakçadır.Bu hususta yasakladığım diğer şeyler ise,yüzü tırmalamak,yaka paçayı yırtmak,şeytanca gürültü çıkarmak, ağıt yakmaktır.Bunlar boş şeylerdir. Şeytanın çalgısıdır.Benim bu yaptığım ise merhamettir.Allah (cc) onu merhametlilerin kalplerine koymuştur.Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.Göz ağlar, kalp üzülür,ancak biz Rabbimizin razı olmayacağı sözleri söylemeyiz."
Tirmizi,nr.1005Kitabı okuyor
Reklam
Peygamberimiz'in (s.a.v.) hanımlarıyla yemek esnasında nasıl ilgilendiğine dair bir örnek olarak Aişe'yi (r.a.) dinleyelim: "Hayızlı olduğum hâlde Allah Resûlü (s.a.v.) beni yanına çağırırdı ve beraberce yemek yerdik. Üzerinde azıcık et bulunan bir kemiği alır ve bana verirdi. Ben ondan bir lokma aldıktan sonra önüne koyunca mübarek dişlerini tam benim ısırdığım yere denk getirmek suretiyle bir lokma da o alırdı. İçecek getirtir, henüz kendisi içmeden bana verirdi. Ben içtikten sonra alır ve mübarek ağzını tam benim ağzımı koyduğum yere iliştirerek içerdi."
Sayfa 108
Ey kerem-kân-ı Resûl-i Kibriya. Kemterindir bu Selîmi pur-hatâ, Dergehinden ilticâ eyler atâ. Elmeded ey ma'den-i nûr-i Hudâ. Günümüz Türkçesiyle manası: Ey cömertlerin en cömerdi Allah'ın Resûlü, Hata ve kusurlarla dolu olan bu itibarsız, pek aşağı Selim kulun, Affedilmek, bağışlanmak için sana yöneliyor, senden yardım diliyor. Ey Allahü Teâlânın nûr kaynağı; senden yardım diliyorum... Bana yardım et...
Yavuz Sultan Selim HanKitabı okudu
Efendimiz'in (s.a.v.) hane-i saadetinde gündüz veya akşam genellikle günde bir kez yemek pişirilirdi. Bazen günler geçer de evinde hiç yemek pişmezdi. Bu günlerde hurma ve sütle idare edilirdi. Hz. Aişe (r.a.) şöyle aktarır: "Biz hilali gözlerdik, sonra ikinci hilali gözlerdik. İki ayda üç hilal görürdük de Allah Resulü'nün evlerinde (yemek pişirilmek için) ateş yanmadığı olurdu." Hz. Aişe'ye "Durum bu iken siz nasıl yaşıyordunuz!" diye soruldu. O da şöyle cevap verdi: "Hurma ve suyumuz vardı. Tabiatıyla bir de Ensar'dan bazı komşulardan ikramlar gelirdi. Allah Resûlü'ne süt ikram ederlerdi. O da bize onu içirirdi."
Sayfa 104
Ebû Zer el-Gıfârî [radıyallahu anh] demiştir ki: "Allah Resûlü [sallallahu aleyhi vesellem] bana, "Sana, bedene hafif, mîzana ağır gelecek olan bir amel öğreteyim mi?" diye sordu. Ben de, "Evet, öğret ey Allah'ın resûlü” dedim. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) "O, susmak, güzel ahlâk sahibi olmak ve seni ilgilendirmeyen şeyleri terketmektir" buyurdu.
Reklam
1,000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.