O halde değerli müslümanlar, sizler aslî vazifenizi unutmayınız. Allah'ın dinine gerçek yardımcılar olunuz, dünya hayatının zenginliği veya fakirliği, telaşı ve tasası sizi iyi kulluktan, salih amelden, güzel hizmetten alıkoymasın. Gayretlerinizin Allah'ın kitabı ve Resûlu'nün sünneti istikâmetinde olup olmadığını sık sık inceleyip irdeleyip kontrol ediniz. Müslüman kardeşlerinizle uğraşmayınız, onları incitmeyiniz ki onların zaten yeterince dertleri ve düşmanları var.
Sayfa 48
Ve Allah Resûlü: “Müminin görüşünden korkunuz; zira o Allah'ın nuriyle nazar eder.”
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Diretenler kimlerdir?
"Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem): 'Diretenler dışında ümmetimin hepsi cennete girecek' buyurdu. Sahabiler, 'Ey Allah'ın Resûlü! Diretenler kimlerdir?' dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem), 'Bana itaat edenler cennete girer ve bana karşı gelenler de diretnelerdir buyurdu." (Buhârî, İ'tisam 2, Ebû Hureyre'den)
Sayfa 10 - Peygamberlik KandilindenKitabı okuyor
SEBİR DAĞI İLE İLGİLİ BİR RİVAYET
"Nakledilmiş ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Mekke'den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar. Sebîr dedi ki: Ya Resûlallah, benden ininiz! Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa, Allah beni tâzib (azap) eder. Onun için korkarım." Cebel-i Hıra çağırdı: Ya Resülallahi ileyye
Sayfa 329 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
...dayanamam!
Bilal(ra) , tüm işkence ve eziyetleri imanının gücüyle yenmiş, her şeye katlanmıştı. Ama bir tek şeye katlanamadı: Allah Resûlü'nün ayrılığına.. ..Canından çok sevdiği Peygamberi vefat edince, Onun hatıralarıyla dolu Medinesi'nde durmaya gücü kalmamış, oradan ayrılmak istiyordu. Halife Hz. Ebu Bekir, kalmasını isteyince de: -Ey Müminlerin Efendisi, dedi. Ben Resûlullah'sız Medine'yi istemem. Resûlullah'ın makamını O'ndan boşalmış halde görmeye dayanamam!
Sayfa 147 - Timaş Yay. ,Peygamber MüezziniKitabı okuyor
Hasan-1 Basriden rivayet ediliyor: Allah'ın Resûlü (sav) buyurmuştur: "Cenâb-ı Hak fermån ediyor: الإخلاص سِرٌّ مِنْ سِرِّي اسْتَوْدَعْتُهُ قَلْبَ مَنْ أَحْبَبْتُ من عبادي. "İhlas benim sırrımdan bir sırdır. Onu kullarımdan, sevdiğimin kalbine emanet ettim."34 Hazret-i Ali bin Ebi Talib (k.v.) buyurdu: "Amelin azlığı için gam çekmeyiniz. Ancak onun kabul edilmesi hususunda endişe ediniz. Çünkü Allah'ın Resûlü (s.a.v.) Muaz bin Ce- bele: "Amelini ihlåslı yap! (bu takdirde) amelin azı sana káfi gelir." diye buyurmuştur." Yine Resûlüllah buyurdu: "Herhangi bir kul, kırk gün Allah için amelini hâlis yaparsa muhakkak onun kalbinde hikmet pınarları onun lisanı üzerinde belirir."
Reklam
Ebu Said el-Hudri(r.a): -Ne kadar şiddetli ateşin var, ey Allah'ın Resûlü! Resûlullah(s.a.v): -Biz böyleyiz, belâ bize şiddetli gelir ve sevap bize kat kat olur. Ebu Said el-Hudri(r.a): -Ey Allah'ın Resûlü! İnsanların hangisi en şiddetli belaya uğrar? Resûlullah(s.a.v): -Peygamberler, sonra sâlih kullar. Onlardan öyle kimse vardı ki, fakirliğe müptela olmuştu; öyle ki hırkadan başka bir şey bulamamış onu kesip giyinmişti. Onlardan kene ile müptela olan vardı; öyle ki onu öldürünceye kadar gidiyordu. Onlardan öylesi de vardı ki, sizden birinin hediyeye sevinmesinden daha çok belaya sevinirdi. İbn Mace, el-müsned, es-Sünenü'l Kübrâ
Satuk Buğra Han
Türkistan'da zevkle okunan "Satuk Buğra Han tezkiresi" Buğra Han'ın islâmiyeti ve haleflerini tarihe yakın bir şekilde anlatır. Menkibeye göre: "Allah'ın Resûlü Muhammed Mi'râca çıktığı gece peygamberler arasında tanımadığı bir kimseyi görmüș ve Cebrâil'e hangi peygamber olduğunu sormuș. Cebrâil onun peygamber değil, 333 yıl sonra, Türkistan'ı dininize sokacak Satuk Buğra Han'ın rûhu olduğu cevabını vermiș. Hazret-i Peygamber sonsuz bir sevinç içinde yere inmiş ve Türkler arasında dinini neşredecek olan Buğra Han'a dua etmiş; eshâbı da onu görmek istemiș. Hazret-i Muhammed arzularını kabul edince başlarında Türk kulâhı ve silâhlı kırk atlı selâm vererek yaklaşmış. Bunlar Buğra Han ve arkadaşlarının ruhları imiş.
İmam Malik in, Şu kabirde yatan (Allah Resûlü) hariç herkesin sözü alınıp terk edilebilir.
Canım Resûlullah :))
Âişe(r.a) rivayet etmiştir: "Resûlullah(s.a.v) (bir gün bana hitaben): -(Ey Âişe!) Muhakkak ki ben, senin öfke ve hoşnutluk halini bilirim!' buyurdu. Âişe (r.a) devamla der ki: Ben de, O'na: - Bu durumumu nasıl bilirsin, ey Allah'ın Resûlü!' dedim. Resûlullah(s.a.v) -Sen hoşnut olduğun zaman: 'Evet, Muhammed'in Rabbi hakkı için!'dersin. Öfkeli olduğun zaman ise: "Hayır, İbrahim'in Rabbi hakkı için!' dersin buyurdu.
Reklam
İslam Kadınlarına Muhadderelik Müstehaptır
‎‫با نساءَ النَّبِيِّ لَسْتُنْ كَأَحَدٍ مِنَ النِّسَاء Ey Peygamberlerin kadınları siz, ale'l-umum‬‎ kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Sizde diğer kadınlarda bulunmayan sıfatlar var: Peygamberler'in, en hayırlısının zevceleri ve bütün mü'minlerin anaları olmak vasıflarını haizsiniz. ‎‫ان اتَّقَيْتُن‬‎ Eğer korunursanız, bu
Sayfa 325 - 6.cild 33/32-34 tefsiriKitabı okuyor
Kurtuluşa Eren Müminler
Allah ve Resûlü'ne iman eden kişilere mümin denir. İmanlarının dışa yansıması ibadet ve sosyal hayatta Allah'a kulluk ile olur. Buna göre onların beş temel vasfı vardır; a. İbadet Bilinci : Namazlarını huşu/saygı içinde güzelce eda ederler, zekâtlarını verirler ve Allah yolunda infak etmeyi severler. b. Ciddiyet: Faydasız şeyleri terk ederler. c. Namus Bilinci: Onlar iffetlerini korurlar. Bunun için evlilğin önemli bir kurum olduğuna inanır ve Allah'ın razı olacağı bir yuva kurmaya gayret ederler. d. Emanet Bilinci: Emanetlere ve ahitlerine sadıktırlar ve ihanet etmezler. Onlar güvenilir insanlardır. e. İstikrar: Namazlarında ve diğer ibadetlerinde, davranışlarında istikrarlı ve düzenlidirler. (Bk. Muminun 1. 11)
171. Ebu Mes'ud(r.a) rivayet etmiştir: "Ben bir gün kendime ait uşağı dövüyordum. Derken arkamdan: -'Ey Evû Mes'ud! Bil ki, senin köleye güç yetirmenden daha çok, Allah'ın gücü sana yeter!' diye bir ses işittim. Bunun üzerine geri döndüm. Bir de ne göreyim ki o(seslenen kişi), Resûlullah(s.a.v)! Ben, O'na: -Ey Allah'ın Resûlü! Artık bu uşak, Allah rızası için hürdür!'dedim. Bunun üzerine Resûlullah(s.a.v): -'Eğer sen böyle yapmamış olsaydın, sana Cehennem ateşi dokunurdu. Açıklama: Bu hadis, kişinin yanında çalışan işçilere, kölelere, görevlilere, hizmetlilere dayak atılmasını, işkence edilmesini, hakaret edilmesini ve kötü muamele edilmesini yasaklamakta, çalışanlara yapılan haksız muamelelerin insanı azaba sürükleyeceğini haber vermektedir.
Efendimiz (sas.) şöyle buyurdu: "Nice namaz kılanlar var ki, nasipleri yorgunluk ve zahmetten başka bir sey değildir." Bir gün Efendimiz (sas.)'in yanında hırsızlıktan söz edildi. Efendimiz (sas.) sordu: - Hırsızlığın hangi çeşidi daha çirkindir? Ashabı Kiram: - Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Bunun üzerine Efendimiz (sas.) buyurdu ki: - Hırsızlığın en kötüsü namazını çalmaktır! Bunun üzerine: - Ya Resûlellah! Kişi namazını nasıl çalar? diye sorduklarında: - Rükûsunu ve secdesini tamamlamaz buyurdu.
Ubey ibni Ka'b Hazretleri Efendimiz as. sordu: - Ey Allah'ın Resûlü! Ben Sana çok salavat getiriyorum, buna vaktimin ne kadarını ayırayım? - Dilediğin kadar? - Ya Resûlellah! Dörtte biri nasıl? - Dilediğin kadar yap, artırırsan senin için daha hayırlıdır. - Yarı olsa... - Dilediğin kadar yap, artırırsan senin için daha hayırlıdır - Üçte ikisi nasıl? - Dilediğin kadar yap, artırırsan senin için daha hayırlıdır. - Peki, bütün vakitlerimde Sana salat okusam? - Bu takdirde üzüntün gider, günahın mağfiret olunur. (bütün sıkıntıların gider, dua etmene de gerek kalmaz.) Diğer bir rivayette ise: "'O zaman Allah bunu senin için dünya ve ahirette zor olan şeylere kafi kilar."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.