BÜTÜN MÜSLÜMANLARA DUA ETMEK
Dua; Allâhü Teâlâ’dan af, mağfiret, lütuf ve yardım istemek demektir. Böyle bir talep, her şeyi yaratan Cenâb-ı Hakk’a imanın en büyük ve en güzel delillerindendir. Dua ile, onun kulu olduğumuzu izhar etmiş, ona karşı ihtiyaç ve acziyetimizi göstermiş oluruz. Binaenaleyh dua, bizim için bir kulluk vazifesidir. Duayı terk etmek, kula yakışmaz. Biz,
Muaz İbn Cebel (rh) ; “İlmi öğreniniz, çünkü ilmi Allah için öğrenmek, O’ndan korkmaktır. Onu öğrenmeyi istemek ibâdettir. İlmi birbirine öğretmek tesbihtir. Ehli olana öğretmek Allahu Teâla’ya yakınlıktır. Çünkü o, helâl ve haramın bize göstericisidir. Korkulu anlarda o şefkatli bir dost, yalnızlıkta arkadaş. Mutluluğun ve mutsuzluğun ölçüsü, dostlar arasında ziynet, garipler diyarında bir yakınlık sebebidir. Allah ilimle bazı insanları kulları arasında yücelterek insanlara uyulması gereken önderler, eserlerine bağlanılıp irşâdları ile yaşanılan imamlar kılar. Güçlüklerde onların görüşlerine başvurulur. Melekler onların sevgisini arar ve onları kanatları ile okşarlar. Kuru ve yaş ne varsa; hatta denizlerdeki balıklar, karalarda bulunan yırtıcı hayvanlar ve zehirleyici yaratıklar onlar için dua ve istiğfarda bulunur. Göklerdeki yıldızlar da bu duaya katılırlar. Çünkü ilim kalplerdeki körlüğü giderip ona hayat bahşeder. O, karanlıklarda göz aydınlığı, güçsüzlüklerde bedenin kuvvetidir. Kul, ilimle özgür insanlar mesabesine çıkar ve dünyaya hükmeden sultanlarla beraber olur. Dünya ve ahirette yüksek derecelere erer. İlimle tefekkür edenin ecri oruca, onu çalışıp öğrenmek, kıyamla gece namazına denktir. İlimle Allah’a itaat ve ibadet edilir. Onula sıla-i rahim yapılır. Onunla helal haram bilinir. İlim amelin imamıdır. Amel ona tâbî olur. O saadet ehline ilhâm olunur. Asîler ise ondan mahrum kılınır.” (Ahlâk’ul-Ulemâ-İmâm Acurri)
Reklam
Gençlik çağı insan hayatının ikinci mevsimidir. İçerisinde nefisle ve arzuyla cihadın ve şeytanın galebesinin meydana geldiği en önemli mevsimdir. Bu mevsimi korumakla Allahu Teâlâya yakınlık elde edilir. Eğer bu mevsim degerlendirilmeyip ihmal edilirse büyük hüsran meydana gelir. Bu çağda hatalardan korunmak için sabredenler övülmüştür. Tıpkı Allahın gençlik cağındaki Hz. Yusuf'un sabrını övdüğü gibi. Çünkü eğer hataya düşmüş olsaydı kim olacaktı.
BÜTÜN MÜSLÜMANLARA DUA ETMEK
Dua; Allâhü Teâlâ’dan af, mağfiret, lütuf ve yardım istemek demektir. Böyle bir talep, her şeyi yaratan Cenâb-ı Hakk’a imanın en büyük ve en güzel delillerindendir. Dua ile, onun kulu olduğumuzu izhar etmiş, ona karşı ihtiyaç ve acziyetimizi göstermiş oluruz. Binaenaleyh dua, bizim için bir kulluk vazifesidir. Duayı terk etmek, kula yakışmaz. Biz,
Rızama Kavuşmak İçin Gayret Eden Dostlarım
Rızama Kavuşmak İçin Gayret Eden Dostlarım Allah’ü Teâlâ’ buyurur ki: "Size müjdeler olsun ki, bana kavuştuğunuz zaman yakınlık ve sevinç sizin içindir..." Ebû Süleymân Dârânî hazretleri Şam’da yetişen büyük velîlerdendir. Sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllarda yaşamıştır. Doğum târihi bilinmemektedir. Şam’da vefât etti. Kabri, Dârân
Aşk insanın Allahu Teâlâ’ya olan varlık bağıdır, temel bağıdır. Meselâ kişi namazı sevmeden kılabilir ya da orucu sevmeden tutabilir ama bu ibadetlerin severek yapılması başka bir tecrübedir. İkisinin hakikati birbirinden çok farklıdır. Sevgi bağı her şeyle bir yakınlık kurmanın en kuvvetli yollarından biridir. Sevgi ile birleşme ve samimiyet temin edilir, aradaki mesafe kapanır, araçlar, aracılar aradan çıkarılır. Yani sevgi kişiyi gerçekten karşı karşıya, yüz yüze, iç içe getirir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.