Allah’a Yakınlık Üzerine...
Cüneyd-i Bağdâdî (k.s.) der ki: “Allahu Teâlâ, kullarının kalbine, onların kendisine yakın olduğu ölçüde yakın olur; öyleyse kalbinin neye yakın olduğuna bak!” (Sf.127) Ebû Ya’kûb es Sûsî ise şöyle der: “Kul, Allahu Teâlâ’ya yaklaşma halinde olduğu sürece, bu yaklaşmasında, yaklaştığını görmesinden kaybolmayınca, gerçekten yakın olmuş olmaz. Allah’a yaklaştığını görme halinden kurtulunca, o zaman asıl yakınlık gerçekleşir.” (Sf.127)
Sayfa 126 - Semerkand, 4.Baskı, Tercüme: Dilaver SelviKitabı okudu
Bize bizden
İnsan insanda yanılışının asıl sebebi Kendi kendini tam manası ile tanımamış olmasıdır. Bu hal ve tekrar tekrar devam eden aynı sonlu ilişkiler İnsanın iyi manada değişmemesine delildirki bu hal! İlim sahibi olan bir çok iş güzer makam sahipleri bile Bunun nasıl düzeleceğini tam olarak bilmezler Bilmezler üstelikte biliyormuş gibi bol keseden atarlar Gizli bir hazineydim bilinmek istedim Hiç bir yere sığmadım bir mümin kulumum kalbine sığdım. Şah damarından daha da sana yakınım der! Rabbül Alemin! Allahu tealaya yakınlık uzaklık diye bir şey yoktur Biz onunlayız !ihlaslı takva sahipleri bunu şüphesiz bilirler.....
Reklam
Dünyada olan her şey 3 kısımdır: Birinci Kısım: Zâhiri ve bâtını dünyadan olup Allah için olması kabil olmayan nesnelerdir. Bunlar günahlardır ki, niyetle ve kasıtla Allah için olmazlar. Mubah olan nesnelerle aşırı derecede nimetlenmek de bu cümledendir. Zira bu da dünya içindir. Mubahlarda aşırılık gafletin, serkeşliğin tohumudur. Bütün
Gençlik çağı insan hayatının ikinci mevsimidir. İçerisinde nefisle ve arzuyla cihadın ve şeytanın galebesinin meydana geldiği en önemli mevsimdir. Bu mevsimi korumakla Allahu Teâlâya yakınlık elde edilir. Eğer bu mevsim degerlendirilmeyip ihmal edilirse büyük hüsran meydana gelir. Bu çağda hatalardan korunmak için sabredenler övülmüştür. Tıpkı Allahın gençlik cağındaki Hz. Yusuf'un sabrını övdüğü gibi. Çünkü eğer hataya düşmüş olsaydı kim olacaktı.
Bir Velîye Bende Olmak “Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavgâ imiş Bir velîye bende olmak cümleden a’lâ imiş” (Yavuz Sultan Selim) [(Anladım ki) cihan padişahı olmak (çabası) bir boş kavgadır. Hepsinden iyisi, bir Allah dostuna bağlanmak imiş.] Bir veliye bağlanmanın cihan padişahlığından daha iyi, daha doğru, daha yüceltici olduğunu söyleyen
Allâhu Teâlâ’ya yakınlık için çalışan beden değil, kalptir. Kalp derken, yürek dediğimiz et parçasını kastetmiyorum. Belki benim mevzûm olan kalp, hâssaların (beş duygu) onu anlayamayacağı Allâhu Teâlâ’nın sırlarından bir sır ve ilâhî bir letâfettir. Bâzen buna rûh-i insanî, bâzen “nefs-i mutmainne” denir. Şerîatte ise buna “kalp” denir.
Sayfa 224 - Erkam Yayınları, 1. Cilt
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.