Jung Hitler'i şöyle tanımlar:
Onun durumu tek bir insana değil, adeta sosyal bir yapıya benzer; o bütün Alman milletinin bir insanda odaklaşmış, ete kemiğe bürünmüş halidir. Gerçekte tek bir arkadaşı olduğunu da sanmıyorum, bütün bir millet (olduğunu sanan biri) ile nasıl samimi bir arkadaşlık yapabilirsiniz ki?
Sayfa 210 - 66 Carl Gustav Jung, " Hitler on the Couch ", Omnibook Magazine, 1942
Hekaton savaşlarının meta-analizi
Psikiyatr Carl G. Jung'un 2. Dünya Savaşı ve Hitler üzerine ilginç bir psiko-analitik yorumu vardır. Hitler, Jung'a göre, Alman halkının bilinçdışında uyanmış mitolojik Cermen savaş tanrısı Wotan'ın adeta ete kemiğe bürünmüş halidir.
Sayfa 209
Reklam
Enver Paşa'nın Litvanya Anısı
Berlin'den bir Alman tayyaresine binerek Rusya'ya hareket etmiş, fakat yolda tayyarenin benzini bitmis, Litvanya'ya mecburî bir inis yapmış. Litvanyalılar tayyaredekileri Bolşevik sanarak hapsetmişler. Enver Paşa hakiki hüviyetini gizliyormuş ve Malessa ismi altında seyehat ediyormuş. Kendisini Riga'da bir hapishaneye koymuşlar. Orada kapalı kaldığı müddetçe resim yapmış. Resmini yaptığı kimselerden buna karşılık para alır, bu parayı bize göndermek üzere biriktirirmiş.
Sayfa 100 - Kronik YayıneviKitabı okuyor
"Aynı yerden sınanıyorsan alman gereken dersi almamışsındır."
İyiler bu dünyayı sevmiyor. Kendisini bu dünyaya ait hisseden bir nebze kötüdür. Kötülük bizim için bir gerçek. Bu Alman filozoflarının uydurmacası değil gerçek.
Peki benim içimden başka türlü konuşmak geldi mi hiç ? Dürüst olmak gerekirse, hayır. O sıralar değil. Onları keyifle dinlediğimi, inançlarını mutlulukla paylaştığımı itiraf etmeliyim. Ben de tıpkı onlar gibi güven doluydum. Tıpkı onlar gibi, dokuz yüz kırk Haziran’ında Alman işgali sırasında, “ağladım.” Devamı yorumda
Reklam
Yılbaşı Ağacı
Geleneğe göre İngiliz Keşiş ve misyoner St.Boniface,Alman Druidleri meşe ağaçlarının kutsal olmadığına ikna etmeye çalışırken böyle bir ağacı devirmiş ve düşen ağaç bir çam fidesi dışında her şeyi ezmiştir.Paganları Hristiyanlaştırmaya çalışan keşiş bunu mucize olarak yorumlayıp fidenin çocuk İsa olarak tanımlanabileceğini söylemiştir.Bundan sonra Almanya'da Noel kutlamalarında çam fideleri bulundurmak gelenekselleşmiştir.
Artık geçmişteki olayların oyuncusu değil izleyicisisin. Kabullenmelisin, geçmişte böyle şeyler oldu, keşke olmasaydı ama oldu. Kabullenmen ve onu içeri alman, ona elveda demek için ilk adım. Kabullenmediğin bir şey kapıda bekleyecek, sen devamlı onunla zihinsel savaşa devam edeceksin. Biliyorum ilk bakışta zor geliyor bunu kabullenmek, “O kadar savaş boşa mıydı?” diye düşüneceksin. Ama şunu sormalısın kendine, bugüne kadar içsel anlamda verdiğin savaşın senin için bir kazanımı oldu mu? Daha iyi hissettin mi? Ya da geçmişinde ruhunu yaralayan insanlar senin içsel savaşın sonucunda pişman mı oldular? Sanırım bu sorulara cevabın hayır. Peki o zaman ne kazandın ya da kaybettin bu savaştan? İçsel savaşın tek kaybedeni maalesef sen oluyorsun. Bu savaştan sana kalan, içsel huzursuzluk, içinde biriken öfke ve belki bazen kendinden bile nefret etmen oldu. Ama yeterince savaştın, artık geçmişinde böyle bir şeyler olduğunu kabul edip neden diye sormamalısın.
Geçmişte ne yaşadıysan yaşadın, belki sana büyük acılar çektirdi birileri, belki alman gereken sevgiyi vermediler, belki seni yok saydılar, belki de çok daha kötü şeyler yaptılar. Geçmişin yükleriyle başı belada olan birçok kişi, sanki o yaranın oluştuğu anı tekrar tekrar yaşıyor gibidir. Ve zihninde durmadan bir mücadele vardır, sanki geçmişi değiştirebilecekmişsin gibi, öfkenle ve yaraya neden olan kişi ya da kişilerle savaşır durursun. Geçmişinden kurtulmak istiyorsan geçmişin geçmişte kaldığını ve bu konuyu değiştiremeyeceğini kabullenmelisin.
Frankfurt Okulu
Uzun bir süre sonra Alman filozoflarının yardımıyla öğrendim ki sorular, suyu berrak bir sele benziyor. Sel sınır tanımaz, hep akar. Berrak su hep parlar. Ancak akan sel işe yaradığı zaman, o berraklık, o parlaklık önem kazanır. Gücünden, berraklığından, yararlanıldığı zaman o sel değerli olur. Sorular da, cevapları olduğunda bir işe yarar.
Reklam
Kalp de dahil olmak üzere birçok şey kırılır. Yaşamdan alman dersler fikir olarak değil, yara izi ve nasır olarak birikir.
En temel yanılgın, her konuşan insanın mantıklı bir sebeple konuştuğuna yönelik inancın ve bundan dolayı onları ciddiye alman. Halbuki sen melek olsan, kanat sesinden rahatsız olacak insanlar olacaktır.
Fevkalâde ileri görüşlü bir devlet adamı olan Kânûnî Sultan Süleyman'ın, Fransızlara verdiği ve "kapitülasyon" adıyla anılan imtiyazlar, bâzı câhillerce itham edilegelmiştir. Halbuki Alman imparatoru Şarlken, Avrupa'ya hakim olmak istiyordu. Bu maksadı, Fransa'yı mağlûb etmesi ile gerçekleşmek üzere idi. Bunu engellemek isteyen Kânûnî, Fransa ile 1535'te ticârî bir muâhede imzaladı. Bu muâhede, Fransızlar'ın gümrük külfetini yüzde beşe indiriyordu. Bu, Fransa'ya büyük bir maddî yardım demekti. Fransa da buna mukabil Osmanlı'ya vergi ödüyordu. Kânûnî'nin takip ettiği bu siyaset, Avrupa'da hristiyan birliğini parçalıyor, Osmanlı'nın nüfuz ve îtibârını artırıyordu. Bu sebepledir ki, reformist Martin Luther: "Ya Rabbi! Büyük Türkleri bir an önce başımıza getir de, Sen'in ilâhî adâletinden onlar sâyesinde nasiplenelim!.." diyordu. Ayrıca dünyaya hak ve adâlet tevzî eden Türkler'e karşı mukavemetin "küfür" olduğunu söylüyordu. Bu da gösteriyor ki, Kânûnî'nin adaleti tevzii karşısında bir hristiyan lideri dahî hakkı teslim etmek zorunda kalmıştır.
Sayfa 187 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Burada masarif-i zaruriyemize mukabil (zorunlu ihtiyaçlarımıza karşılık) yevmiye on kapik veriyorlardı. Açlık ve soğuktan son derece müteessir oluyor idik. Bu hususta vaki olan şikâyetlerimize muhafızlarımız "Alman domuzları her şeye tahammül etmeli" diyerek mukabele ediyorlardı, Rusların hakkımızda reva gördükleri bu nâ-lâyık (layık olmayan) muameleler bizi sön derece müteessir ederek sabrımızı tüketiyordu.
Sayfa 48 - Belge No: 1997 - Askerî Tarih Belgeleri Dergisi sayı: 85, s. 5-15.Kitabı okuyor
KAREN D. HORNEY : BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Alman asıllı bir doktor olan Horney psikanlitik ekolü benimsemiş ancak sonrasında katı Freudcu görüşlere karşı çıkarak kendi psikanaliz kuramını kurmuştur.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.