İnsanların kendilerini senden korumak için bir silahı var: Mantık. Bu yüzden, onu onların elinden mutlaka alman şart. Mantık kötüdür deme sakın. Bazıları onu da yapacak kadar ileri gitmiş, beklenmedik başarılara da ulaşmışlardır gerçi ... Ama sen mantık sınırlıdır de, yeter. Onun daha üstünde başka şeyler var, de. Nedir? O konuda pek açık seçik olmasan da olur. Alan nasılsa geniş. Bir yığın şey bulabilirsin. İçgüdü dersin, Duygu dersin, Vahiy dersin, İlahi Sezgi dersin, Diyalektik Materyalizm dersin. Eğer bir yerde yakayı ele verirsen, birisi sana, doktrinin mantıksız derse, ona da hazırsın demektir böylelikle. Mantığın ötesinde başka şeyler var, dersin ona. Düşünmeye çalışma, hisset, dersin. İnanman gerek dersin. Mantığı bir kere kenara ittirdin mi, artık meydan senindir. Ne zaman, neye ihtiyacın olsa elinde sayılır. O adamı elde etmişsin artık demektir. Düşünen adamı yönetebilir misin? Biz düşünen adamlar istemiyoruz.
HEPSİ YAHUDİ!..
- "Kitabınızda feminizmin öncüleri olarak bahsettiğiniz üç isim; Betty Friedan, Norman Lear ve sonra da Judith Butler. Üçü de Yahudi hocam ve bu meselede çok yoğun çalışmışlar. Tevafuk mu?" - "Sadece onlar değil, Netflix’in bugün başında olan kişinin dışında hepsi Yahudi. Mesela Disney tamamen Yahudi kontrolü altında. Yani her şey meydanda. Fakat önemli bir şey var burada. Dünyadaki Yahudilerin yüzde kaçı biliyor bunu? Nasıl Almanya’daki Naziler dönemindeki Hitler’in yaptığı işlerin esasını kaç tane Alman biliyordu? Bilmiyordu. Büyük ihtimalle tahmin ediyorlardı falan bilmiyorlardı. Dünya Yahudilerinin büyük çoğunluğu da herhalde farkında değiller. Veyahut da vahametini anlamıyorlar. Yani kondurmak istemiyorlar. Yani bir azınlığın yaptığı bir şey. - "Tartışmaların kaynağı hep Amerika. Türkiye’ye etkisini konuşursak ya da “biz ne diyenlere” ne denmeli?.." - "Nasıl bize ne? İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ilk ülke olduk. Truva atı diyorum ben buna. İçimize yerleştirdiler. Böyle bir sosyal istihbaratımız yok. Dünyanın bütününü görmek... Biz de biraz kendi kabuğumuza kapalı bir şekilde dünyada olup bitenin farkında değiliz. Dolayısıyla o eksiklikten kaynaklanan ve okuyan da bir millet değiliz... (Ersin Çelik'in, Yeni Şafak Gazetesinde
Mustafa Merter
Mustafa Merter
'le "Bir Başka Mesele" serisinin altıncı yazısında, "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" maskesi altında korkunç gündem!" adı altında, mutad röportajının iktibası, barandergisi.net 26 Mayıs 2024)
Reklam
592 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 181 days
ÇOK İYİ +2
Alman Dili ve Edebiyatı mezunu ve felsefe ile edebiyatın birleştiği her şeye hayranlık duyan biri olarak bu kitap ile bu kadar geç tanıştığım için kalbim yaralı desem abartmış olmam. Ders notlarım eşliğinde kitabı inceleyerek tekrar etmek ve bilgilerimi daha da güçlendirerek tazelemek istiyorum. Üniversite zamanında bir şekilde tanışabildiğim bir kitap olsaymış akademik hayatım içinde oldukça büyük yardımları olacağına emin olduğum, o kadar güçlü bir kitap olmuş. Hem bu kadar fazla bilgiyi barındırıp, hemde her kitleden her yaştan insana hitap edecek şekilde aktarılmış herşey. Öyleki Sofie’yle beraber sizde her şeyi ve çok daha ötesini tekrardan sorgulamaya başlarken buluyorsunuz kendinizi daha en başında. Bütün bilgileri sıkıcı bir makale gibi üstümüze yağdırmaktan ise eğlenceli ve yormadan beyin patlatan ve sorgulamaya iten, herşeyin özünü vererek doğru bilgiye ulaşmaya çalışırken farkında bile olmadan bize cevapları çoktan buldurmuş olan bir kitap. Her satırında daha da mest olarak okuduğumu söylersem asla yalan olmaz.. Herşeyin özünü bulmaya çalışan bir kitabın, aslında cevabının kendisi olduğunu hissettirmesi, vermek istediği dersi ne kadar iyi verdiğinin bir başka kanıtı sadece. Kitabın okurken hayata ve insanın kendine karşı dahi öğrettiği yeni perspektifler, hayal gücümüzün ve ruhumuzun sınırlarında bizi çıkardığı gezinti.. Değinilmesi gereken o kadar çok nokta var ki! Hepsini ne yazık ki henüz aktarabilecek kadar sindiremedim bile. Yazarın kalemine ve bilgisine sağlık..
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202037k okunma
Hüseyin Rahmi aynı zamanda muhteşem bir gözlemci
Hükümetler kendi büyük adamlarını halka heybetli göstermek için onların yalnız saç ve sakalıyla yetinmez. Çünkü sokakta, ak olsun siyah olsun, saçlı sakallı adam çoktur. Halkın gözleri, bunları çok görmekle artık doy- muştur. Hem saçın, sakalın mutlaka erdem ve vatanseverlik belirtisi olamadığını da halk tecrübeyle öğrenmiştir. Bunun üzerine hükümetler, özel görevlilerini sırmalayıp telleyerek, yaldızlayıp süsleyerek, heybetli bir şekle sokarak ortaya çıkarmak mecburiyetindedir. Saç ve sakaldan, sahibinin ilim ve anlayışına pek inanamayan ahalinin bu sırmaları, pırlantaları görünce hayretten ağzı sulanıyor, gözleri kamaşıyor, o parıltıların ve mücevherlerin sahiplerini büyük adam tanımak zorunluluğu artık ortaya çıkıyor. Böyle bir millet İngiliz olsun, Alman olsun, Fransız olsun henüz çocukluk halinde demektir.
Seni bir kavanoza koyacak ve mutlusun zannedeceksin Nefes alman için yer açacak ve mutlusun zannedeceksin
"Bunu aklından bile geçirme," diye uyardı annem. "Hiçbir yere gitmiyorsun..." "Gelip beni alman gerekiyor," dedim telefon açıldığında. Gibsie’nin beni selamlamasına bile izin vermemiştim. "Lütfen?" "Başka bir sey söylemene gerek yok," diye otomatik bir cevap verdi. "Zaten yoldayım." "Teşekkürler, dostum."
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.