1941’de, Irak, İngiliz işgalindeydi. Irak Başbakanı Raşid Ali, ‘gizli’ bir Naziydi. Bir isyan başlattı ve Irak’taki İngiliz Hava Kuvvederi’ni bastı. Nedir ki, başarılı olamadı, Türkiye’ye kaçtı. Almanlar her ne pahasına olursa olsun Raşid Ali’yi, tarafsız Türkiye’den kaçırıp Almanya’ya götürmeyi planladılar. Bu görev, Hüseyin Cafer adlı Mısırlı bir Nazi ajanına verildi. Bu Hüseyin Cafer, gerçekte, Johann Eppler adlı bir Almandı. 1914’te, İskenderiye’de Alman anne-babadan doğmuştu. Tıpkı Rudolf Hess gibi, o da Mısır vatandaşıydı. Babası ölünce, annesi, Kahire’nin en zengin avukatlarından Salih Cafer’le evlenmişti. Salih Cafer de küçük Johann’ı evlat edinmiş ve tam bir Arap gibi yetiştirmişti. Johann Eppler, Hüseyin Cafer olarak Hacca bile gitmişti ve Nazilerin Arap âlemi içindeki en önemli casusuydu.
Sayfa 250 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
112 syf.
6/10 puan verdi
Kitap Binbaşı Vecihi Bey'in hatıratları ,ince bir kitap ,kitapta anlatılan cephe ve yerler haritayla gösterilse çok güzel olur ve ankaşılır olurdu ,yarım bırakmamak için okudum ,Osmanlı'nın yardım ulaştıramaması,Almanlar'a verilen imtiyaz ve imkanlardan bahsetmiş
Kalbimi Filistin'e Gömün
Kalbimi Filistin'e Gömünİlyas Kara · Yediveren Yayınları · 20118 okunma
Reklam
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Norbert Elias'ın 1989 yılında yayınlanan bu eserinin çıkış noktası Almanların Hitler dönemindeki cahilleşme evresi ve toplumda gerçekleşen değişim. 1918 ve 1945 yıllarında Alman toplumu çok büyük iki yıkım yaşadı. İki dünya savaşını da başlatan taraf olarak dünyanın geri kalanına karşı sorumluydu. İlk savaşın sonunda ağır tazminatlarla
Almanlar Üzerine İncelemeler
Almanlar Üzerine İncelemelerNorbert Elias · Alfa Yayınları · 03 okunma
Üniversitelilerin eğitimi büyük ölçüde devlet ve toplum tarafından finanse edildi. Sağlanan destek önemliydi fakat yine de yeterli değildi; üniversiteli bu açığı tatillerde çalışarak kapatıyordu. Öğrenci dediğimiz, bir zamanlar olduğu gibi, yoksul değildi. Açlık çekme tehlikesi yoktu ve geliri güvence altına alınmıştı. Yine hastalıklara, kazalara ve iş göremezliğin her biçimine karşı koruma altındaydı. Bununla birlikte yine de fabrikalarda çalışan yaşıtlarından nispeten daha az parayla idare etmek zorundaydı. Ebeveynlerinin bütçesiyle karşılaştırıldığında, üniversite dönemi onun için kimi zaman yaşam standartlarının düştüğü bir dönem demekti. Dolayısıyla toplumda geliri en düşük kişiydi, fakat gelecekten beklentisi, statü talebi pek yüksekti.
Sayfa 321 - Alfa Yayınları, çev. Firuzan Gürbüz GerholdKitabı okudu
Yetişmekte olan kuşak, ulusal ideallerin neredeyse ölçüsüzce yüceltildiği bir evreden sonra sadece yenilginin damgasını değil, ayrıca barbarlığa ve şiddete meyilli bir ulusun bıraktığı, başa çıkılmaz bir lekeyi de taşımak durumunda kalmıştır.
Sayfa 275 - Alfa Yayınları, çev. Firuzan Gürbüz GerholdKitabı okudu
Şiddet, karşı şiddeti doğurur, karşı şiddeti diğer tarafın şiddeti arttırmasına neden olur ve bu böyle devam eder.
Sayfa 240 - Alfa Yayınları, çev. Firuzan Gürbüz GerholdKitabı okudu
Reklam
Çok özlenen yekvücut Almanya'ya soyluların yönetiminde kazanılmış savaşlar sayesinde varıldığından, siyaset araçları olarak savaş ve şiddet iyi ve güzel bulunuyordu.
Sayfa 214 - Alfa Yayınları, çev. Firuzan Gürbüz GerholdKitabı okudu
Geriye bakış, duygusal tatminin kaynağı olarak ileriye bakışın yerini aldı. "Birlik" ruhunun ve "birlik" idealinin özü artık ulusal geleneklerin bir imajıydı.
Sayfa 162 - Alfa Yayınları, çev. Firuzan Gürbüz GerholdKitabı okudu
Nietzsche'nin kimi zaman Almanlara duyduğu nefret herhalde bir anlamda kendine duyduğu nefretin bir parçasıydı.
Sayfa 141 - Alfa Yayınları, çev. Firuzan Gürbüz GerholdKitabı okudu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.