İnsanlar her yanı ölçüp saymayı severler, anladım da, yaşamın yitip giden her bir saniyesine sihirbaz titizliğiyle eşlik eden bu sayacı bağırlarında nasıl taşıyabilirler?
Ece Temelkuran’ın sevdiğim bir alıntısıdır; “Bir insan, bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur. Aşk diye buna denir: Bir insan başka bir insanda tekinsiz bir ev görür. İnsan yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki.”
Pessoa diyor ki; "İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum." İnsan, zihninde idealize ettiği yani olmak istediği kişi ve kendi benliği arasında sıkışmış o boşluktur.
“Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.”
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
Ahmed Arif