Eğer sanat, Cumhuriyet'in destanını işler ve meydana çıkarırsa, yalnız güzellik sahasında değil, milli ve siyasi bir itibarla büyük bir mazhariyet olur. Buna açık olarak muhtacız da.
İnsanlığa gelen mesaj
8 Ve çocuk büyüdü, ve sütten kesildi; ve İshakın sütten kesildiği günde, İbrahim büyük bir ziyafet yaptı. Ve Sara Misir- li Hacarın İbrahime doğurmuş olduğu oğlunun güldüğünü gördü. 10 Ve İbra- hime dedi: Bu cariyeyi ve oğlunu dışarı at; çünkü bu cariyenin oğlu benim oğlumla, İshakla, beraber mirasçı olmıyacaktır. ¹¹ Ve oğlundan dolayı bu şey İbrahimin gözüne çok kötü göründü. 12 Ve Allah İbrahime dedi: Çocuktan dolayı ve cariyenden dolayı gözünde kötü olmasın; Saranın sana söylediği her şeyde onun sözünü dinle; çünkü senin zürriyetin İshakta çağırılacaktır. 13 Ve cariyenin oğlunu da bir millet edeceğim, çünkü o senin zürriyetindir. 14 Ve İbrahim sabahlayın erken kalkti, ve ekmekle bir su tulumu aldı, ve omuzu üzerine koyarak Hacara verdi, çocuğu da verip onu gönderdi; ve Hacar gidip Beer-şeba çölünde dolaştı. 15 Ve tulumdan su tükendi, ve çocuğu bir çalı altına attı. 16 Ve gidip karşıda bir ok atımı kadar uzakta oturdu; çünkü: Çocuğun ölümünü görmiyeyim, dedi. Ve karşıda oturdu, ve sesini yükseltip ağladı.
Reklam
Alec yayını çekip nişan aldı. "Shinyun'u bulmama gerek yok," dedi. "Magnus'un hangisi olduğunu biliyorum." Fırlattığı ok beş köşeli yıldızın parlak ışığının içinden geçti.
Sayfa 300Kitabı okudu
Asker aleti olarak boynuzdan yay, ses çıkaran ok, zırh, mızrak, kılıç vardı. Bunları bellerindeki süslü kemerlere takarlardı ve yanlarında kılıfları vardı.
Sayfa 24 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Türk gençliği laikliği günü gelince can pahasına da müdafaa edecektir. Çünkü laiklik bu milletin, bu memleketin yaşama şartlarının başında gelir. Hiçbir kuvvet, hiçbir mesuliyet onu bu kavgada yıldırmayacaktır. Türk gençliği laikliği müdafaa ederken dini yalancıların elinden kurtarmış, vicdanları beklemiş olacaktır. Bu yüksek bekçilik en çok Türk gencine yaraşır. Mahmut Esat
Sayfa 866 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Bir zamanlar Cengiz Han'a, en eski ve en sadık arkadaşı sormuş: "Sen hükümdarsın ve sana kahraman deniyor. Üstünde hangi fetih ve zafer nişanlarım taşıyorsun?" Cengiz Han cevap vermiş: "Tahta geçmeden önce bir keresinde, yolda yalnız başıma atla gidiyordum, karşıma bir köprüde tuzak kurmuş, hayatıma kasteden altı adam çıktı. Yaklaştığımda, kılıcımı çekip onlara saldırdım. Beni ok yağmuruna tuttular, ama oklar hedeften saptı ve hiçbiri bana dokunmadı. Kılıcımla bütün adamları öldürdüm, sağ salim yoluma devam ettim. Dönüşte, altı adamı öldürdüğüm yerden geçtim. Atlan sürücüsüz kalmış ortalıkta dolaşıyordu; onları önüme katıp eve geldim." Cengiz Han'ın zafer ve fethin gerçek nişanı olarak gördüğü şey aynı anda altı düşmanla savaştığı zamanki yaralanmazlığıdır...
Sayfa 232 - Ayrıntı Yayınları, 2006, Çev: Gülşat AygenKitabı okudu
Reklam
848 öğeden 531 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.