Altı - Ok
Sağ Kol'un mümessili İl -Tanrısı, Sol Kol'un mümessili Yer - Su olduğu gibi, iki kolun kısımları olan batınların (Oğuzlarda ok’ların) mümessilleri de, Küçük Tanrılarla Küçük Yer-Sular'dır. Sağ Koldaki batınların mü­messilleri Gün Han, Ay Han, Yıldız Han namındaki Kü­çük Tanrılardır. Sol Kol'daki batınların mümessilleri Gök Han, Dağ Han, Deniz Han adlarında Yer - Sulardır. Bundan altı ilâh ismi çıkıyor, Çinlilerde de altı adedinin dinde mevkii vardır. Huaî - nan - tse ismindeki Çin kitabında yazıldığı­na göre, senenin on ikinci ayında payitaht yahut kumandanlık merkezi olan her şehrin haricinde, topraktan altı adet öküz rekz edilir. Filhakika (öküzün alâmeti olan) Tcheou bü­yük soğukları kovacak vasıtadır.
Bir de şiir yazmıştım, o zamanlar. İçinde şöyle bir mısra vardı: “Beyaz bir bayrak dik düşlerime…” Vay efendim, Türk olan beyaz bayraktan nasıl söz açar? Beyaz, barış demektir, Türk olan barış ister mi, Türk demek erkek demektir, kan demektir. Biz o zamanlar bütün bu işlerin ne demek olduğunu pek anlamıyorduk. Bir de müthiş bir “kımız” sözüdür başını almış gidiyordu. Beş altı arkadaş bir araya geldik. Nedir bu kımız, diye düşündük. Nedir bu kımız? Kımız insanı esrikleştirir. Uzun bir araştırmadan sonra öğrendik ki, kısrak sütünden yapılan bir içkiymiş. Aklı başında birisi dedi ki, şimdi bulamazsınız. Orta Asyaya bile gitseniz, yok. İnsanlar artık öylesi içkiyi içemezler. Kımız at sırtında gezme çağının getirdiği zorunluktu. Herhalde çok kötü bir içki olacak. Birdenbire bizim kafamıza dank etti… Kötü kımız içkisi… Şorul şorul kan… Anadolu aç perişan sürünürken, Orta Asyaya elde ok yayla sefer…
Reklam
Olasılık nedir?
Olasılığın fizikteki anlamı yaşamdaki sıradan, ya da kumarhanedeki anlamıyla, tamı tamına aynıdır. Bu, belli bir olgunun gerçekleşmesinin şansı ya da olabilirliğidir. İyice dengelenmiş bir parayla düzgün olarak yazı-tura atılırsa tura gelmesinin de yazı gelmesinin de şansı elli-ellidir. Dolayısıyla her iki sonucunda olasılığı tamı tamına 1/2. Bu
Sayfa 376 - Alfa Bilim
Emperyalist devletler, "mazlum uluslar"ı daha rahat sömürmeye devam edebilmek için, "Yeni Dünya Düzeni" diye nitelendirdikleri ekonomik ve sosyal politikalarını zorla veya işbirlikçi politikacılar eliyle uygulamaya; başka deyişle "ulus devletler"i ekonomik bakımdan çökertmeye ve parçalamaya çalışırken, kar- şılaştıkları tek engel "Altı Ok"ta simgeleşen "Kemalizm" ve onun yılmaz savunucuları olmuştur.
Sayfa 186
"Türk ihtilalinin verimi, sembolik altı ok içindedir ki, buna Kemalizm diyoruz ve diyorlar."
Sayfa 185
Halkçı"lığı "altı ok"tan geliyordu elbet. Halkçı olan Bülent Ecevit'ti tabii ama bu efsunun sürmesi için "halkın içinde" olmaya çalışan Rahşan Hanım'dı. Behice Boran'ı paranteze alırsak, siyasi sahnede Rahşan Ecevit'in örneği ve dengi yoktu, ol­madı da.
Reklam
Türk siyasetinde Kemalizme ihanetin bedeli hiç değişmez:Kesinkes tarihe gömülmektir.
Sayfa 110Kitabı okudu
-Sa'd b. Ebi Vakkas, ilklerden, öncülerdendir. -O, İslam uğruna attığı ilk ok ile ilk kanı akıtan ve kendisine isabet eden düşman oku ile de ilk kanı akıtılandır. -O, Cennet ile müjdelenen, defaatle Efendimiz'in (sas) taltif ve ikramına mazhar olandır. -O, Uhud günü Efendimiz'in (sas): "At Sa'd! Anam, babam sana feda olsun." diyerek taltif ettiği arslan pençesidir. -O, Hz. Ömer'in (ra) seçtiği şura heyetindeki altı sahabiden biridir. -Hepsinden öte o, Medine sokaklarında dolaştığında Efendimiz (sas), kendisine hayranlıkla bakarak: "Kimin böyle bir dayısı var, göstersin bakalım!" diye gururlandığı hamaset kahramanıdır.
Aydınlık Dergisi 2.4.2000 tarihinde dinler arası diyalog toplantılarının vazgeçilmez isimlerinden Prof. Dr Niyazi Ök-tem'e şu soruyu sorar: "Dinlerarası Diyalog'un, Papa 6. Paul ile Kasım Gülek dostluğundan, Papa 2. Paul ile Fetullah Gülen işbirliğine uzanması, Gülek'in Gülen için Pentagon'a referans vermesi, hepsinin ilişkisinin ortak paydası olarak dinlerarası diyalog" un gözükmesi, tesadüf mü?" Soruya verecek cevap bulamayan Öktem şu açıklama ile yetinir: "İnsanların kafasında komplo teorisi olursa, öküzün al-tında buzağı ararlar."
Mustafa Kemal/Atatürk ayrımı.
Bugün özellikle dinci ve ırkçı kesim, Atatürk'e Atatürk demezler. Irkçılara göre o Türklerin atası değildir, dincilerin ise zaten Türklük gibi bi dertleri yoktur. Ama Atatürk, onlar açısından bir psikolojik ezilmişlik hissi yaratır ve o ismin ağırlığı altında ezilirler. O nedenle de genelde Atatürk adını kullanmazlar.
Reklam
O ajan AKP ve cemaatler vesilesi ile tekrar sahneye sokulmaya çalışılıyor.
Bilindiği üzere Atatürk milliyetçiliği ilk aşamada emperyalizme karşı bağımsız bir ulus varlığının teminatıdır. Laiklik ise, ülke içi bir tedbir değil. bağımsızlık için bir tedbirdir. Çünkü, saltanat-hilafet yani şerait rejimi, Batı emperyalizm ajanı konumundadır. Hilafetin ortadan kaldırılması, Batı emperyalizminin en önemli ajanın saf dışı edilmesi anlamı taşır. O nedenle laiklik bağımsızlığın teminatı ve tamamlayıcısı olarak ortaya çıkmıştır.
Atatürk milliyetçiliğinin aynı zamanda tepki duyduğu şey yabancı egemenliğidir. Yani ekonomisi ve siyaseti ile emperyalizmdir. Milli Mücadele, sadece işgalci kuvvetlere karşı verilmemiştir. Çünkü bizzat Atatürk tarafından da ifade edildiği üzere, siyasi, iktisadi, kültürel tüm alanlarda yabancı egemenliğinden kurtulma savaşıdır. O halde, Atatürk milliyetçiliğinin kaynağı, Türk milletinin kendi yurdunda esir eden emperyalizm ile bunun acenteliğini üstlenen levanten saltanat-hilafet yapısıdır. Bu yapıya karşı, Türk milletinin ulusal isyanıdır.
Sa'd b. Ebi Vakkas...
O İlklerden, öncülerdendir. O, İslam uğruna attığı ilk ok ile ilk kan akıtan, ve kendisine isabet eden düşman oku ile de ilk kanı akıtılandır. O, cennetle müjdelenmiş, defaatle Efendimiz'in taltif ve ikramına mazhar olmuştur. O, Efendimiz'in "Allahım Sa'd sana dua ettiği zaman, sen onun duasını kabul buyur" diye dua ettiği ilk bahtiyardır. O, Uhud günü Efendimiz'in "At Sa'd, Anam babam sana feda olsun" diyerek taltif ettiği arslan parçasıdır. O, imanın çile dolu yolunda gösterdiği hamiyet ve sabır dolayısıyla Rahman'ın sofrasından indirilen dört ayrı ayetin sebebi nüzülüne vesile olandır. O, Hz. Ömer'in seçtiği şûra heyetindeki altı kişiden biridir. Hepsinden öte o, Medine sokaklarında Efendimiz'in (sav) kendisine hayranlıkla bakarak "Kimin böyle bir dayısı var, göstersin bakalım" diye gururlandığı hamiyet kahramanıdır. Uhud'da Sa'd b. Ebi Vakkas o güne kadar hiç kimsenin elde edemeyeceği bir şerefi elde edecekti. O zaten hep ilklerin adamı idi. İlk kez risalet davası uğruna kan dökendi. İlk kez risalet davası uğruna ok atandı. Şimdi bir ilke daha imza atacak ve yoluna baş koyduğu, binler canın o cana kurban olduğu, ilk günden bu güne kadar herkesin " Anam, babam, nefsim, sana feda olsun ya Resulullah" dedikleri Allah Resulü (sav) Sa'd b. Ebi Vakkas'a " Anam, babam sana feda olsun ya Sa'd " diyecekti. O güne kadar Allah Resulü bu sözü hiç kimseye söylememişti
Sayfa 69 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
İsmail Hakkı...
Varlığıyla onur duyduğumuz Profesör Aziz Sancar'ın yakasında Atatürk rozeti vardı, kravatı ise Osmanlı tuğrası motifliydi. Bu sentezi Atatürkçülere laf sokma fırsatı olarak gören bazı dangozlar, "Cehape zihniyeti karşı çıkıyor ama, bak gördünüz mü, insan hem Atatürk'le hem Osmanlı'yla gurur duyabiliyor" dediler. E
Sayfa 500 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Altı Ok, Turancılığın dokuz ışığı gibi katı dogmalar biçiminde değildir. İlerleme ve gelişme hatta dış dünya ile bütünleşme yolunda adımlar atmaya engel hiç değildir. Altı Okun değişmesini, barışçılık, dayanışmacılık, eşitlik ve demokrasi açısından isteyenler, ne Altı Oku ne de Atatürkçülüğü tam incelememişlerdir. inceselerdi kendileriyle çelişkiye düşmezlerdi.
Sayfa 49 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
530 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.