Kung-funun ok sekiz seviyesinde ustalaştıktan sonra parmağının tek bir hareketiyle birinin canını yakabilirsin. Ama otuz altı seviyeyi de tamamladığın zaman güçsüz biri aptallık edip seninle dövüşmeye geldiğinde geri çekilmesini bilirsin.
Ateşli silahlar XIV. yüzyılın ortasından itibaren ortaya çıktı ama çok tedricî bir biçimde değişikliklere yol açtı. 1400'lü yıllardan itibaren ok mazgalları uygun duruma getirildi; önce, orta kalibredeki toplarla ateş etmeye izin verecek top mazgalları açıldı; sonra da yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren omza alınabilen silahlarla ateş etmeye uygun mazgallar yapıldı. 1460'lı yıllarda inşa edilen Rambures Şatosu tasarımın sadece ok atışına göre ayarlanmakla kalmayıp gülleye karşı direnmek üzere de değiştirildiğini gösteriyor. Masif şato, birbirine omuz vermiş, kalın duvarlı, altı adet dairesel bodur kuleden meydana gelmiştir. Düşman top atışlarından korunabilmek için alçak olan bu kulelerin çok kalın duvarlarında (çoğunlukla beş metreden fazla) hafif silahlar için küçük açıklıklar vardı sadece; ağır silahlar terasa alınmıştı.
Reklam
Sokakta doğurdu şuncağız Sokaktaki kızların yarısı hamile Yaşları ok ikiyle on beş arasında değişiyor Bebelerinin yaşı sıfırla altı arasında Çoğu şanslı, düşük yapıyorlar çünkü dayak yiyorlar Cenin korkuyla çığlıklar atarak düşüyor İçeride olmak mı daha iyi, dışarıda olmak mı?
Sayfa 48 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aslında 'ok'un çoğulu, yânî günümüz Türkçesinde ‘oklar' demek olan 'Oğuz', bir ‘boylar birliği'dir (Ogur). Değişik Türk oymakları ile boylarının birliğine ‘Oğuz' denmiştir. Bunlardan biri olan Kayı aşîreti yahut oymağı, cihângîr Osmanlı devletinin altı yüz yirmi üç yıllık hânedânına vucut vermiştir.
Sayfa 44 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Efsanelerde anlatıldığına göre, Oğuz Han Kuran’da adı geçen İbrahim Peygamberle aynı dönemde yaşamış. Ancak Oğuz Han’la ilgili tek kaynak, Reşidüddin Fazlullah’ın 13.-14. yüzyıllardan kalma bir eseridir. Doğu’nun şiirsel kahramanlarına özgü bir şekilde tüm Türkistan’ın onun hükümdarlığı altına girdiği anlatılır; gerçekte ise fetih çok yavaş ilerlemiş ve uzun süreli olmamıştı. Bir gün, Oğuz Han’ın mecazi isimler taşıyan altı oğlu, avdan olağandışı bir av ganimeti getirmişlerdi: Bir yay ve üç ok. Bilgin babaları, bunları oğulları arasında bölüştürdü ve oğullardan üçü birer ok, diğer üçü de üçe bölünen yayın birer parçasını aldılar. Oğuz Han, daha sonra son nefesinde, hüküm sürdüğü ülkeyi yine bu örneğe göre dağıttı. Topraklar, şehirler, sürüler, atlar ve mücevherler altı parçaya ayrıldı ve Oğuz Han’ın her oğlu halkın altıda birini aldı. Bunlar daha sonra hüküm sürecek Oğuzların, Selçukluların ve Osmanlıların ataları idi.
Sayfa 52 - pdf
Genel olarak sol liberal literatürde iddia edildiği gibi Kemalizmin bi­zatihi kendisi gerçekten bir tür "sivil din" olarak tanımlanabil­se dahi, bu "din"in Rousseau'cu anlamda bir "yurttaşlık dini" olmadığı açıktır. En başta, yurttaşlık dininin Yaradancı inancı Kemalizmde görülmez zira Kemalizm, her yönüyle olmasa da birçok yönden Yaradancı düşünceyle çelişen pozitivizmle ma­lul bir ideolojidir. Bu bağlamda, hem Kemalizmin ve Altı Ok'un hem de Atatürk kültünün, Jakobenlerin Yüce Varlık kültü ile hiçbir benzerliğinin olmadığı görülür.
Sayfa 287Kitabı okudu
547 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.