Yarım kalmış bir adam, Oblomov
“Yarım kalmış bir adam olduğunu, ruh güçlerinin gelişmeden kaldığını, hayatına bir ağırlığın çöktüğünü düşününce içi parçalanıyordu. Başkalarının zengin, hareketli hayatını kıskanıyor; kendi hayatının yolunu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, daracık, zavallı bir keçiyolu gibi görüyordu.
İçinde hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalanmış, fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki orada gömülü kalmış iyi ve güzel bir şeyler vardı; belki çoktan ölmüş ya da bir dağın derinliklerindeki altın gibi saklı kalmış olan bu hazine çoktan meydana çıkmış olmalıydı. Ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki…”
Sayfa 115Kitabı okudu
"çamuru yoğurdum ve ondan altın yaptım..."
Sayfa 92Kitabı okudu
Soğuk su üstünde altın tas mısın
Gurbete gitmeye sen heves misin.
Baktık orduda hayır yok; Trablusgarp'daki uygulamanıza özenerek, biz de burada gönüllü kuvvetler kuralım dedik. Halil Bey'le, Yakup Cemil Bey'in emrinde beş bin kişilik bir milis kuvveti oluşturduk ve bunu da 'Müdafaa-i Milliye Cemiyeti' adıyla bir şekle bağladık. Millette de ümit belirdi; yüz binlerce altın bağışladı. Hüsranla sonuçlandı; şimdi bu güruh başımıza dert oldu.
Sayfa 56 - ötükenKitabı okudu
Altın Kurallar Resitali
𝑂̈𝑙𝑑𝑢̈𝑟𝑚𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑚𝑎, demişti babam. 𝑂̈𝑙𝑑𝑢̈𝑟𝑚𝑒𝑧𝑠𝑒𝑛, 𝑜̈𝑙𝑢̈𝑟𝑠𝑢̈𝑛. 𝐾𝑢𝑟𝑎𝑙 𝑏𝑎𝑠𝑖𝑡. 𝑂̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑠𝑒𝑛𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑚𝑎𝑙𝚤.
Sayfa 32 - RenKitabı okudu
"ey kanımın bataklığının altın balığı
hoş olsun sarhoşluğun beni içiyorsun..."
Füruğ Ferruhzad
Yalnızım. Akşam. Hafif bir sis var. Gökyüzü altın rengi bir dokuyla kaplanmış, orada, daha yukarıda ne olduğunu kim bilir? Ya benim kim olduğumu, ne olduğumu bilen biri var mi?
Sayfa 73Kitabı okuyor
" Seni üzmek istemem, ama öyle gençsin ki! Erkekler konusunda da öyle toysun ki, biraz kulağını bükmek isterdim. Eski bir söz vardır, ' Her ışıldayan, altın değildir, ' derler. Bu işin altından da senin, benim ummadığımız bir pürüz çıkacak diye korkarım. "
Sayfa 371 - CanKitabı okudu
