Bilindiği gibi günlük yaşamımızda sürekli olarak beş duyudan bahsederiz. Ancak, bir de farkında olmadığımız ama her an kullandığımız bir altıncı duyumuz vardır. Buna propriceptif duyu ya da anlaşılır bir Türkçe karşılık olarak özduyum/ derin duyum denir.
Bizden sonra insanlar balonda uçacaklar, ceketlerin modası değişecek, belki altıncı bir duyu keşfedilecek ve geliştirilecek; ama o zorlu, o gizem ve mutluluk dolu yaşam hep aynı kalacak. Ve bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi, “Off, yaşam ne güç” diye inleyecek ve bununla birlikte yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, ölmek istemeyecektir.
Reklam
Açılar; Gözle görülür, Elle hissedilir olsaydı. Altıncı duyu organımız olmaz mıydı?
Eğer altıncı bir duyu organım olsaydı sevgilim,ona kalbim derdim.Çünkü ben bu acıyı,bir kurşun yer gibi,kalbimde hissettim.
Hadi!Bizden sonra insanlar balonla uçacaklar, ceketlerinin modası değişecek, belki altıncı bir duyu keşfedilecek ve geliştirilecek ama o zorlu, o gizem ve mutluluk dolu yaşam hep aynı kalacak. Ve bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi, '' Off, yaşam ne güç! " diye inleyecek ve bununla birlikte yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, ölmek istemeyecektir.
Sayfa 44 - İş Bankası Kültür Yayınları
... Namaza göz nuru demiştir ve en sevimli olarak ifade etmiştir; halbuki namazda beş duyu organının bir hazzı, lezzeti yoktur. Aksine burada, yeri kalp olan ve sadece böyle bir kalbi olanların sahip olabileceği altıncı bir his vardır.
Reklam
Bizden sonra insanlar balonla uçacaklar, ceketlerin modası değişecek, belki altıncı bir duyu keşfedilecek ve geliştirilecek; ama o zorlu, o gizem ve mutluluk dolu yaşam hep aynı kalacak.
"Bizden sonra insanlar balonla uçacaklar, ceketle rin modası değişecek, belki altıncı bir duyu keşfedilecek ve geliştirilecek; ama o zorlu, o gizem ve mutluluk dolu yaşam hep aynı kalacak. Ve bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi, “Off, yaşam ne güç!” diye inleyecek ve bununla birlikte yine tipkı şimdiki gibi ölümden korkacak, ölmek istemeyecektir."
Tuzenbah: Hadi! Bizden sonra insanlar balonla uçacaklar, ceketlerin modası değişecek, belki altıncı bir duyu keşfedilecek ve geliştirilecek, ama o zorlu, o gizem ve mutluluk dolu yaşam hep aynı kalacak. Ve bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi “Off, yaşam ne güç!” diye inleyecek ve bununla birlikte yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak ve ölmek istemeyecektir. Verşinin: Bilmem nasıl anlatmalı? Bana öyle geliyor ki her şey yavaş yavaş değişmek zorundadır ve hatta gözlerimizin önünde değişmektedir de. Ve iki yüz, üç yüz yıl sonra, hadi bin yıl olsun, çünkü önemli olan yılların sayısı değil, yeni, mutlu bir yaşam başlayacak. Biz bu yaşamı göremeyeceğiz kuşkusuz. Ama şimdiden onun için yaşıyor, onun için acı çekiyor ve onu yaratıyoruz. Varoluşumuzun amacı, siz buna mutluluğumuzun deyin isterseniz, sadece bundadır.
Yara­tıcısı bir kokabilseydi nasıl da uygun olurdu eşliğe. Yaratıcısının kokusunu bir duyabilse. Altıncı duyu mu? Yaklaşan kötülüklere dair açıklanamaz bir önsezi mi? Öyle mi değil mi? Değil. Katıksız mantık mı? Yaşantı ötesi. Tanrı sevgidir. Öyle mi değil mi? Değil.
313 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.