Sinem Çeşme

Bilinç, fazlalık olmanın bilincidir. Genişler, dört bucağa yayılır, koyu renkli duvarın üzerinde, lambalar boyunca ya da karşıda, akşam sislerinin içinde kendini kaybetmeye uğraşır. Ama kendini hiçbir zaman unutmaz; kendini unutan, bilinç olmanın bilincidir.
Reklam
İki kent arasındayım, biri beni bilmiyor, öteki de artık tanımıyor.
Birisini sevmeye kalkışmak önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, cömertlik, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan.

Reader Follow Recommendations

See All
Bu kalabalığın içinde, insanlardan nefret eden kişi de yerini bulur: O, bütünün uyumunu sağlayacak bir uyumsuzluktan ibarettir. Başkalarından nefret eden kişi bir insandır, öyleyse hümanistin de belli bir yere kadar başkalarından nefret etmesi gerekmektedir. Ama nefretini dozunda kullanan bilimsel bir mizantroptur o. İnsanlardan, onları sonrasında daha iyi sevebilmek için başta nefret etmiştir.
Benim için hiçbir şeyin önemli olmaması çok acayip, korkuyorum bundan.
Reklam
Başkalarının yüzleri anlam taşıyor. Benimki öyle değil. Güzel mi yoksa çirkin mi, bunu bile söyleyemem. Çirkin galiba çünkü böyle demişlerdi. Bana dokunan bu değil. Yüzüme böyle nitelikler atfedilmesine şaşıyorum aslında. Bir toprak parçasına yahut bir kayaya güzel ya da çirkin demek gibi bir şey bu.
Nesnelerin insana dokunmaması gerekir çünkü onlar canlı değildir. Aralarında yaşar, onları kullanır, sonra yerlerine koyarız: Yararlıdırlar, işte o kadar. Oysa bana dokunuyorlar. Çekilmez bir durum bu. Onlarla bağlantı kurmak korkutuyor beni. Sanki hepsi birer canlı hayvan gibi.
İnsan yalnız yaşayınca, anlatmanın bile ne olduğunu unutuyor: İnandırıcılık da dostlarla birlikte ortadan kayboluyor.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre
7.9/10 · 23k reads
215 syf.
·
Not rated
·
Read in 60 days
Azil
AzilHakan Günday
8.4/10 · 9.2k reads
Reklam
Dünya, Ben arayışına saygı duymuyor, hatta böylesi bir arayış içinde olanları cezalandırmak için çaba sarf ediyordu.
Laplace Markisi'nin sözünü hatırlıyorum: Bilmediklerimiz, bilemeyeceğimiz kadar çok... Tanrı'nın hâlâ tanrıtanımaz bir anarşist olduğunu düşünüyorum. Ve insanın da çamurdan üretilmiş bir maymun olduğunu. İkisi bir araya gelince mutlu bir son beklemek zor.
Kendimi tanımaya çalıştıkça gerçekten uzaklaşıp kendi evimde kayboldum.
Çünkü her ne kadar hiç kimse göründüğü gibi olmasa da, herkes göründüğü gibi olmaya çalışıyordu. Rahat gibi görünüyorsan rahat olmaya çalışıyorsundur. Görüntün, hayalindir. Nadiren gerçekleşir, ama en azından çabanın hangi yöne aktığı bellidir.
Her zihin bir patlamayla doğar, şişer ve genişlemeye devam eder. Ancak sadece bazıları mükemmel dengeye ulaşır. Diğerleri yüksek yoğunlukları yüzünden çöker. Bu, onların sonu değildir. Bu, onların kapandığı andır. Her şeye ve herkese kendilerini kapattıkları an.
156 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.