102 syf.
10/10 puan verdi
Sel
Sel
Mehmet Aycı
Mehmet Aycı
Kitaba dört saat önce başlarken bu kadar güzel bir şiir kitabı okuyacağımı tahmin edemezdim rüzgar gibi geldi geçti, daha önce yazarı hakkında hiç bir bilgim olmadığı bu kitabı çok ama çok beğendim... Kitabın içerisinde ki şiirler de aşk, sevda var, din-iman var, tarih ve kültür var, ülkü-Alperenlik yani dava şuuru var kısacası her konudan şiirler daha doğru deyişle birbirinden muhteşem satırlar var... Yazar gerçekten hangi şiirde hangi konuyu işledi ise o konuyu ve duyguyu özümsemiş ve aktarılabilecek en güzel haliyle kağıda aktarmış diye düşünüyorum, gerçekten birbirinden manalı birden çok şiir vardı nitekim paylaştığım 72 tane alıntı da bunun bir parça göstergesidir. 4 saat içerisinde okudum, puanım da 10/10. Özetle: Muhteşem, müthiş :)
Sel
SelMehmet Aycı · Hamle Yayın Dağıtım · 19921 okunma
Göze çarpan en büyük değişikliklerin erkeklerde değil, kadınlarda olmuş olduğunu gördüm. Otuz yılda çok az değişmiş erkekler gördüm; ama karıları yaşlanmışlardı. Bunlar iyi kadınlardı; iyi olmak, çok yıpratıcıdır.
Reklam
Bu dünyaya en çok Sevgi yakışıyor
Bazı insanlar nasıl çocuklara zarar verebiliyor veya nasıl başka insanları öldürecek kadar dövebiliyorlar?.Hadi diyelim bazen meslekten dolayı birilerini dövme olabiliyor.Ama ya diğerleri.Hayvan sevgisi de yok bu gün bir köpek yavrusu gördüm boğazina ip dolanmıştı bu nasıl oluyor hangi ruh haliyle yapılıyor.Cok üzücü olaylar.Böyle olmamalı.Hepimizin sıkıntıları var ama bu başka canlara zarar vereceğimiz anlamına gelmez.insan ani öfkenin hırsın kurbani olmamalı.Çocuklariniza kardeşlerinize, arkadaşlarınıza sevgiyi aşılayan paylaşın ★★★★★★★★★★★★★★ ★Dünyayı sevgi kurtaracak★ ★★★★★★★★★★★★★★ ❤️🖤🖤🖤❤️
85 syf.
·
Not rated
Öyle bir anda gelmişti ki bu kitap evime ve elime, çaresizlikle sıkışmış acıyan kalbime merhemdi adeta. Geldiği kişiden mi , olduğum durumdan mıdır bilemem ama… bu eser bana Erbaşın diğer kitaplarından çok farklı geldi. Alışık olduğumuz Erbaş bu eserinde Ömür Hanım’ı en son ki sayfaların da anarken ; genel olarak toplumun ve özellikle Doğu’nun acısıyla gem vuruyordu. Yaşananları öyle dile getirmiş ki, acısını ve kalemini her sayfasında derin hissediyorsunuz. Yada acınız kadar… Bir gün herkesin bir Erbaş kitabına sahip olup onun eserleriyle tanışması dileğiyle
Bir Gün Ölümden Önce
Bir Gün Ölümden ÖnceŞükrü Erbaş · Everest Yayınları · 2004187 okunma
255 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Galiba insan bu yorum kısmını yazarken en çok kitaptan beklentilerini yansıtıyor. Sıfır beklentiyle "aa nasıl bir kitap"diye okudum. Gilmore girls tadı verdi aslında bu kitap. Bir kere terk edilen ve hiç sevilmeyen kadının tereddütüydü aslında okuduğumuz. Diğer yorumları okudum ama haksızlık edildiğini düşünüyorum. İlk defa yaşadığınız duygularda tabii ki 8 yaşındaki gibi hissedersiniz. Aklınız karışması da normaldir. Ama kadın karakter bir anne ve aslında sorumlulukları var. Aşk duygusuyla beraber biraz ikircikli olabilir yani aaa Güzel ilişkiydi. İyi ki *Ben* terk etmiş.
Çat Kapı Aşk
Çat Kapı AşkAnnabel Monaghan · Nemesis Kitap · 202389 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
Epeydir kitap okuyamıyordum. Bu kitapla verdiğim arayı sonlandırdım, iyi ki öyle yapmışım. Bir solukta okudum desem abartmış olmam. İnsanların hep sırlarla, yalanlarla yaşadığını Şermin Yaşar öyle güzel anlatmış ki… Okudukça kendimi, kendi sırlarımı düşündüm. Ama bazen bilmemek de en iyisi bazı şeyleri. Söyleme bilmesinler ismi çok manidar. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,393 okunma
Reklam
Virginia Woolf, onları gösterişten uzaklığı, hayal gücü ve entelektüelliği ile etkilemişti. Ama onu en iyi tanıyanlar, en çok bitmek bilmeyen neşesiyle hatırlıyorlardı.
-hüzün- Bir insanın bir insana kurabileceği en hüzünlü cümleyi kurdu: “Olsun ya, ben alışkınım zaten dedi.” Ardından yutkunmak için çok çalıştı ama olmadı. Arkasını döndüğünde sırtında dünya vardı sanki. Evine döndü. İnsan hep evine dönerdi çünkü. Yenildiğinde de, mutlu olduğunda da…
184 syf.
·
Not rated
Şeker Portakalı Şeker Portakalı Şeker Portakalı Zeze #1 Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230.1k okunma
Hiç Bir insanı unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç? Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi, her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi. Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek, ama ölmüş gibi ulaşılmaz
Reklam
Bakarsın, görünüşte dehşetli bir adamdır; bir de hakkında anlatılanları duyunca yanından kaçarsın. İlk zamanlarda bir içgüdüyle onlardan uzaklaşmaya çalışırdım. Sonraları en korkunç katiller konusunda bile düşüncelerim oldukça değişti. Katil olmadığı halde, altı cana kıymış bir caniden daha korkunç insanlar gördüm. Öyle cinayetler vardır ki, başta
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bilemiyorsunuz arkadaşlar. Başta kimin ne olduğunu bilemiyorsunuz. En başında öyle geliyorlar ki, inan­mamak elde değil. Süslü püslü cümleler, içi boş ve tutulamaya­cak sözler, verilen umutlar... Anlayacağınız hepsine inanıyoruz. Özellikle duygusalsanız, bunu da çok iyi kullanıyorlar. Canın yandığında çok sonradan anlıyorsun sevmemen gereken insanı sevdiğini. Uğradığın hayal kırıklığı canına batınca anlıyorsun güvenmemen gereken bir insana güvendiğini. Ama iş işten geç­miş oluyor.
Neoliberalleşmeyi, uluslararası kapitalizmi yeniden örgütlemeyi amaçlayan bir teorik tasarımı hayata geçirmeye yönelik ütopik bir proje olarak ya da iktidarı ekonomi seçkinlerine iade edip, sermaye birikimi için gereken koşullan yeniden oluşturmaya yönelik siyasi bir proje olarak yorumlayabiliriz. Neoliberalleşme, küresel sermaye birikimini yeniden canlandırmada çok etkili olmadı; ama iktidarı bir ekonomi seçkinleri grubuna iade etmede ve (Rusya ve Çin gibi) bazı yerlerde de o seçkinleri yaratmada dikkate değer ölçü­ de başarılı oldu. Benim çıkardığım sonuç, neoliberal argümanın teori alanındaki ütopyacılığının, en başta, bu amaca ulaşmak için yapılan her şeyi haklı gösterme ve meşrulaştırma görevi gördüğüdür. Dahası, kanıtlar gösteriyor ki, seçkinlerin iktidarını kurma ya da sürdürme ihtiyacı neoliberal ilkelerle çatıştığında ilkeler ya terk edilmekte ya da tanınmaz hale gelecek kadar çarpıtılmaktadır. Bu söylenenler fıkir­ lerin bir tarihsel-coğrafi değişim kuvveti olabileceğini hiçbir şekilde reddetmiyor. Ama neoliberal fikirlerin gücü ile son otuz yıldır küresel kapitalizmin işleyişini dönüştüren fıili neoliberalleşme pratikleri ara­ sında yaratıcı bir gerilime işaret ediyor.
++ 1789 Devrimi - Kadın hakları
"Alabildiler mi peki bu hakları?" "Hayır. Daha sonra da sık sık görüldüğü gibi, kadın hakları meselesi devrimle bağlantılı olarak ortaya atılmıştı. Ama yeni bir düzen kurulur kurulmaz, yine o eski erkek egemenliği oluşuverdi." "Çok tipik." "Fransız Devrimi sırasında kadın hakları için en çok uğra- şanlardan biri de Olympe de Gouges'du. 1791'de, yani Devrim'den iki yıl sonra Kadın Hakları Beyannamesi yayımladı. Yurttaş Hakları Beyannamesi'nde kadınların doğal haklarına çok fazla yer verilmiş değildi. Olympe de Gouges kadınlar için erkeklerle tamı tamına aynı hakları istiyordu." "Ne oldu sonuç?" "1793'te idam edildi. Ve kadınlara her türlü politik faaliyet yasaklandı." "Rezalet!" "Asıl 19. yüzyılda güçlendi kadın hareketi -hem Fransa'da hem de Avrupa'nın diğer bölgelerinde. Ve bu mücadele çok yavaş da olsa meyve verdi sonunda. Örneğin Norveç'te kadınlar 1913'te seçme hakkı elde etti. Birçok ülkede eşit haklar için mücadele sürüyor."
Sayfa 363 - Pan
Her şey yeniydi ve dünya o kadar büyüktü ki kendimi içinde kaybettim. Kendimi dünyanın içinde kaybetmek için çok çabaladım ama bunun en zor kısmı korkmamaktı. Ona da alıştım bir zaman sonra, olayların beni bir yerden bir yere sürüklemesine, bir şeylerin başıma gelmesine izin vermeye alıştım. Bu, her zaman o kadar da kötü hissettirmiyordu.
Sayfa 254Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.