Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Beni öldürmeliydin," dedi sonunda. Nezha ona uzun uzun baktı. Rin, yüz ifadesini okuyamıyordu, gördüğünü sandığı şey kafasını karıştırdı. "Ama ölmeni hiç istemedim."
Sayfa 463 - Rin-NezhaKitabı okudu
➤İyiliğin ne olduğunu bilmek yetmez: iyilik yapabilmek gerekir. ➤Gençlik gençlerle ziyan oluyor. ➤Gördüğüm ilk hapishanenin duvarında ''Kötülük yapmayı bırak iyilik yapmayı öğren'' yazıyordu. Ama duvarın dışında yazdığı için mahkumlar yazıyı okuyamıyordu. ➤İnsanlar sizinle yüz yüze konuşabilecek düzeyde olmadıklarını anladıklarında arkanızdan konuşmaya başlarlar. ➤Yanlış bilgiden sakının; cehaletten daha tehlikelidir. ➤Sizi iki şey tanımlar. Hiçbir şeyiniz yokken gösterdiğiniz sabır ve her şeyiniz varken gösterdiğiniz davranış. ➤Bu dünyadaki kargaşa ve kaosa bakıyorum da öteki gezegenlerde yaşayanlar varsa dünyayı tımarhane olarak kullanıyorlar galiba. ➤Mutlu bir aile erken bir cennettir. ➤Bu dünyada en acıklı şey çok zeki bir insanın dürüst bir insan olmamasıdır. ➤Her zaman kendin ol, kendi bildiğini oku, kendine inan, başarılı birine bakıp onun gibi olmaya kalkma. ➤Bilet alıp tiyatroya gidenler arasında çıplak bir beden seyretmek isteyenlerin sayısı çıplak bir beyin seyretmek isteyenlerden fazla olduğu sürece tiyatroya yerlerde sürünecektir. ➤Doktorların sıfatlarının yazılı olduğu pirinç levhaların altına ''benim de ölümlü olduğumu unutmayın'' sözünü yazdırmaları zorunlu olmalı. ➤Artık bize bir kaç deli lazım. Bakın akıllılar nereye getirdi bizi. ➤Bağımsızlık mı? Orta sınıf palavrası. Bu dünyada herkes birbirine bağımlı hepimiz birebirimize bağımlıyız.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Ben bütün hayatım boyunca bir savaşçı oldum. Sevdiğim şeyler için savaşmanın yanında, karşı koyduklarım için de mücadele ettim. Sonunda ise o savaşın bir parçası olup çıktım. Gerçek tabiatım düşmanlık ve kin dolu bir maskenin altında gizli kaldı. Tıpkı diğer sıkı adamlarda olduğu gibi, benim suratım ve davranışlarım da hep aynı şeyi söylüyordu. Sakın bana bulaşayım deme! Bu mesajı iletmede o kadar başarılıydım ki sonunda tüm hayatım bundan ibaret oldu. Ama bu yöntem köyde işe yaramıyordu. Kimse vücut dilimi okuyamıyordu. Daha önce hiç yabancı biriyle tanışmadıklarından mukayese edecekleri bir kıstasları yoktu. Ciddi ve acımasız davrandığımda bana gülüyor, sırtımı beni cesaretlendirmek ister gibi sıvazlıyorlardı. Ben nasıl bir ifade takınırsam takınayım, onlar beni sakin bir adam olarak görüyordu.
Kürk Mantolu Madonna
Hafsa kabanının iplerini bağlayıp turuncu şapkasını kumral saçlarının üzerine geçirdi. Ders kitaplarını da eline alarak sınıfından çıktı. Yine onun açısından çok keyifli olan bir dersten çıkmıştı. Edebiyat okumaya bayılıyordu. Kampüsünün olduğu binadan çıkıp çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Dışarıda en sevdiği hava olan sonbahar vardı.
Gördüğüm ilk hapishanenin duvarında "Kötülük yapmayı bırak, iyilik yapmayı öğren" yazıyordu. Ama duvarın dışında yazdığı için mahkumlar yazıyı okuyamıyordu.
Gördüğüm ilk hapishanenin duvarında “Kötülük yapmayı bırak, iyilik yapmayı öğren” yazıyordu. Ama duvarın dışında yazdığı için mahkumlar yazıyo okuyamıyordu.
Reklam
“Beni öldürmeliydin.” dedi sonunda. Nezha ona uzun uzun baktı. Rin, yüz ifadesini okuyamıyordu, gördüğünü sandığı şey kafasını karıştırdı. “Ama ölmeni hiç istemedim.”
Sayfa 463Kitabı okudu
Bolşevik ihtilalinin ….
Politikacı, anında suçluya dönüşebilir. Bunun olduğunu tarih boyunca görüyor, buna rağmen hala farkına varmıyoruz. Joseph Stalin iktidara gelmeden önce suçlu değildi. Tek bir insanı öldürmemişti, katil değildi, İktidara geldiğinde ne oldu? İlk yaptığı komitenin on iki üyesinin, bütün Komünist Parti'yi idare eden yürütme komitesinin, en
Sayfa 56 - Butik YayıneviKitabı okudu
İngilizce sınav sonuçları benimkinden daha iyi pek çok öğrenci vardı ama gördüğüm kadarıyla hiçbiri tek bir İngilizce kitap bile okuyamıyordu. Ben ise keyif alarak bolca kitap okuyordum. Buna rağmen neden benim İngilizce sınav notlarım pek iyi değildi? Epey düşündükten sonra anladım ki, Japonya'daki liselerde İngilizce dersleri, öğrencilerin aktif bir şekilde, gerçekten öğrenmelerini amaçlayarak verilmiyordu. Peki o halde bu derslerin amacı neydi? Üniversiteye giriş sınavındaki İngilizce testlerde yüksek not almak; en büyük gaye buydu. İngilizce kitap okuyup yabancılarla günlük konuşma seviyesinde iletişim kurmak, en azından benim gittiğim devlet okulundaki İngilizce dersleri alan öğrenciler için entipüften bir şey olarak görülüyordu ("gereksiz" demeyeyim). Onun yerine bir tane daha zor sözcük ezberlemek, subjunctive past perfect tense nasıl bir yapıdır, doğru edat ve artikel seçimi gibi şeylerdi asıl önemli olan.
Sayfa 136 - Okul hakkındaKitabı okudu
"Söylediklerine dikkat et, Kumral," diye uyardım. "Canımı yakmakla zarar vermek arasında çok ince bir çizgi var ve sen, sınırda dolaşıyorsun." Öldürmenin onlarca farklı yolu var. Sessizlik. Haklı olduğumu biliyordu. Birbirimiz için bir bulmaca gibiydik. Diğerini çözme konusunda o öndeydi. Kendi isteğimle veya zorla bana hiçbir şey yaptıramayacağını biliyordu, bana dayattığı hiçbir şeye boyun eğmeyeceğimi biliyordu ama cevaplar ve gerçekler için onunla yeniden aynı yolda yürürdüm. Tıpkı onu, beni öldürmeye mecbur bırakmaya çalışmam gibi o da beni o yola girmeye mecbur bırakmıştı. Hayatımın, sevdiğim ve zarar verdiği o insanlar olduğunu biliyordu, beni onlardan kurtararak -ki bu yöntemi oldukça tartışılırdı -hayatımı kurtardığını düşünüyordu. Kötü haberse bir şekilde yine haklı olduğuydu. Kafamın içinde düşündüğüm, özlediğim hayaletlerin hepsi şeytanın işaretiyle birlikte kül olmuştu. Artık ben de biliyordum. Beni affetmeyecekti ama öldüremeyecekti de. Fetih Yargıcı, hareketlerimi tahmin edebiliyor ama ruhumu okuyamıyordu. Ben onun okyanusuna atılmış, kıramadığı bir kafestim. Beni görebiliyor, içinde bir şey olduğunu tahmin ediyor ama ne olduğundan emin olamıyordu. Kafesi hirpalayarak kırmaya çalışmayı bırakmıştı, okyanusun içinde oradan oraya sürüklenmeme, çarpmama izin vererek kendi kendime açılmamı bekliyordu. Savaşmanın onlarca farklı yolu var. Dengeleri altüst etmişti ve bunu öyle kolay bir şekilde yapmıştı ki zekâsı kanımı donduruyordu. Onun kadar tehlikeli birinin, belki bir sosyopatın bu denli zeki olması ürkütücüydü.
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.