Mantığın en eski zamanlardan beri bu emin yolda ilerlemiş olduğu, Aristoteles'ten bu yana bir adım bile ilerleyemediği ve dolayısıyla görünüşe göre tamamlanışına ulaşmış olduğu gerçeğinden açıkça anlaşılmaktadır. Zira modernlerden bir kısmı, hayal gücü ve nükte gibi akli melekeler, metafizik gibi akli melekeler üzerine psikolojik
Meme kanseri olan bir kadının ameliyata geçme sürecini ve bu kanser boyunca yaşadığı duygu, düşünce, hayal kırıklığı, burukluk ve biraz da hayatı sorgulama felsefesi. Aslında kendimize zaman zaman itiraf edemesek de kadın olsun erkek olsun dış görünüşümüzü ne kadar önemsediğimizi de görüyoruz satırlarda. Şu ana kadar okuduğum kitaplar arasında meme sözcüğünün en fazla geçtiği kitaptı sanırım, üç kelimeden biri memeydi. Yazarın amacı bu konuda farkındalık oluşturmaksa fazlasıyla başarmış. Duru, güzel bir anlatım sonucu karakterle birlikte okuyucu da bu sürece dahil oluyor.
Başyapıtlar, etik ideallerini ifade etme çabasından doğarlar. Bir sanatçının
hayal gücünü ve duygularını belirleyen, bu çabadır. Sanatçı
eğer hayatı seviyorsa, onu tanımak, değiştirmek ve daha iyi olması
için katkıda bulunmak zorunluluğunu da içinde duyacaktır. Kısacası,
sanatçının tek amacı hayatı daha yaşanılır kılmaksa, o zaman hayatın
kendisinin yansıtılması sürecinde her şeyin sanatçının öznel
görüşlerinin ve ruhsal konumunun süzgecinden geçmesi fazla büyük
bir tehlike oluşturmaz. Bu durumda sanatçının yapıtı, her zaman için
insanlığın mükemmelliğe ulaşması adına gösterilen zihinsel çabanın
sonucudur; bizi duygu ve düşünce arasındaki uyumu, saygınlığı ve
sadeliğiyle esir alan bir dünya görüşünün ifadesi olacaktır.