Anlatılır ki Selahattin Eyyüb’i rah. Kudüs’ü feth etmeye giderken yolda bir esirden kendisine bir yazı verilir. Mescidi Aksa’nın lisanı hâli üzerene şu beyt yazılıdır :
يا أيها الملكُ الذي*لمعالم الصُلبان نكّس
جاءتْ إليك ظلامة *تسعى من البيت المُقدّس
كلُّ المسَاجد طُهرتْ *وأنا على شَرفي أُدنس
Ey Haçlıların nişanelerini ters yüz eden komutan
Sana Beytül Makdis’ten gelen bir mazlumun arzusu vardır.
Bütün mescidler temizlenmiştir. Ama ben şerefime rağmen kirletiliyorum.
Yüce mevlamızdan niyazımız Mescidi Aksa’nın bu lisanı hal şikayetine derman olacak ikinci bir Selahaddin’in tez zamanda çıkmasıdır.
Farsçada bir beyitte şöyle denilmiştir:
دُنْيا دَارىُ وَآخِرَتْ مِى طَلَبِى ايْنَ نَازْ بِخَانَئَهِ پَدَرْ بَايَدْ كَرْدْ
Hem dünya peşinde koşarsın, hem de ahireti arzularsın.(Sen) bu nazı (ancak) babanın evinde yaparsın.
İçi dışından daha iyi olana “Veli” denir.
İçi dışı ile aynı olana “Alim” denir.
Dışı içinden daha iyi olana ise “Cahil” denir.
El- Büşenci...rahimehullah