Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
472 syf.
·
Puan vermedi
Blogumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Profesör Gabriel Emerson, eski öğrencisi Julia Mithchell ile aşırı tutkulu ancak bir o kadar da gizli bir ilişki yaşamakta ve bu tüm üniversite tarafından fark edilir. Julia karakterinin dümdüz ve at gözlüğü takmış hallerine sinir olsam da ilerleyen sayfalarda ve Gabriel Cennette kitabındaki haline bayıldığım için kısa sürdü ki son kitaptan başlayıp ilk kitaba doğru gittiğim için kusuruma bakmayın. İtalya'daki romantik tatillerinde Gabriel ona, vücudunun en şehvetli zevklerini ve cinsel birleşmenin coşkusunu öğretirken yaşatır. Ki bu seriyi on sekiz yaş ve üzeri okumalı. Aman dikkat çünkü popüler kitaplarda ve wattpad kitapları popüler olduğundan içeriğe dikkat edilmeden aldırılıyor. Bir inceleyip öyle alın,gizli gizli arkadaşlardan alınıp da okunabilir. Bu konuda da dikkat edin,bence ebeveynleriniz. Araya ufak bir bilgilendirme verdiğime göre Gabriel ile Julia geri döndüklerinde, mutluluklarını öğrencilerin fesatlıkları, akademik çevrenin baskıları ve kıskanç bir eski sevgili tehdit edince her şey arap saçına dönüyor. Gabriel üniversite yönetimiyle karşı karşıya gelince kendini Dante'nin kaderine mi mahkûm edecek yoksa Julia'yı, Beatrice'ini sonsuza kadar yanında tutmak için mi savaşacağına dair bir karar vermeye çalışır. Kesinlikle çok beğendiğim serilerden biri. İlk sırada Harry Potter serisi var ama on sekiz yaş üstü oluşu nedeniyle dikkatli oluması gereken güzel bir seri. Keyifli okumalar.
Gabriel Arafta
Gabriel AraftaSylvain Reynard · Optimum Kitap · 2012325 okunma
Reklam
368 syf.
8/10 puan verdi
Savaş, Göçmen, Irkçılık
Savaştan dolayı yaşam hakları elinden alınan bebeklerden biri olan Zamir, geçmişte El Aman kampında yüzüne ciddi bir yara alan bebektir. Savaş, ırkçılık, göçmen gibi konuları odağına alan kitap, Zamir'in hayatı üzerinden bunları gösterir. Zamir'in annesi Türkiye Suriye sınırında çocuğunu El Aman kampına bırakır. Annesi çocuğunu oraya bıraktığında bir yaşam şansı olduğunu ve kaderinin değişeceğini düşünür. Ancak kampta patlayan bir bombayla yüzü yok olur. Yardım kuruluşu desteği ile büyüyen Zamir başka bir yardım kuruluşunda dünya barışını getirmek maksadıyla çalışmaya başlar. Birçok kıtada savaşın sürdüğü ve dünyanın dört bir yanında haksızlıkların hüküm sürdüğü bir dünyada çeşitli mücadelelerle Zamir ‘insan nasıl barışır’ sorusunun yanıtını arar. İnsanları öldürmemeye ve iyi olmaya davet eder. Ancak her seferinde karşısına zor bir duvar çıkar. Ona vicdanlı olmasını öğütleyen dünyanın ne kadar acımasız olduğunu görür. Çok güvenerek hizmet sunduğu yardım kuruluşlarının dahi vicdansız olduğunu fark eder. Yardım kuruluşlarının ikiyüzlülüğüne dikkat çeker. Yapılan yardımların bir kısmı kişilerin cebine girer. Hasta olarak tedaviye gönderilen çocuklar ailelerinden koparılır. Yurtdışındaki bazı ailelere evlatlık verilirler. Bu öğrendiklerinin ve yaşadıklarının sonucunda öfke kontrol problemleri yaşayan Zamir, yeni bir yüz nakli ile başka bir hayata başlar. Hayatı boyunca yüzünden dolayı ağlayamayan Zamir, ağlar. Bu onun hikayesinde en can alıcı kısımdır.
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,578 okunma
Merhaba sevgili okuyucu Bu cümleleri kurarken aman dikkat! “Kazasız belasız git.” “Allah bizi hastalıklardan, belalardan korusun.” “Allah’ım çocuğumu kazadan, beladan koru.”
Engellilere dalr eylem ve söylemler...
Bir engelliler haftası ve atan tepem.   Oysa söz vermiştim kendime yine Nef'i gibi   yazmayacağım diye  ama tetiklendim 🤦‍♀️ Şaire sormuşlar "şair olmasaydın ne olurdun" dlye o da   "Şair olmasaydım kesin kahrımdan ölürdüm."   demiş. Şair olduğumdan değil  yazmazsam ne olur onu da  bilmem ama   yine de yazayım.   Belki iyi
Mitos-logos tartışması, her çocuğun bir mağara adamı kadar bilgisiz doğduğuna dikkat çeker. Dünyanın her kuşakta Neanderthal'e geri dönmesini önleyen; sürmekte, süregitmekte olan mitostur; logosa dönüşmüş ama hâlâ mitos; düşüncelerimizi insanlığın gövdesinde birleşen hücreler gibi birleştiren ortak kültürün dev gövdesi. Birisinin böylece birleşmemiş olduğunu hissetmesi, birisinin mitosu kendi keyfince kabul ya da reddetmesi mitosun ne olduğunu anlamadığını gösterir. İçinde yaşadığı mitosu, dedi Phaedrus, kabul ya da reddeden yalnız bir tür insan vardır. Ve mitosu reddettiğinde, dedi Phaedrus, o insanın tanımı "deli"dir. Mitosun dışına çıkmak deli olmaktır... Aman Tanrım, bunları şu anda anlayıverdim. Bunları daha önce bilmiyordum. O biliyordu!
Reklam
Aman Bu Anlamda Paylaşımlarımıza Dikkat Edelim
"Ümitsizlik şeytandan olduğuna göre,ümitsizce konuşmak şeytanın sözcülüğünü yapmak gibidir." 👉 Hani diyoruz ya öldüm, bittim,yoruldum vs.Karamsarlık pompalamayalım.Ne olumsuz konuşmanın size faydası olur ne de insanlığa.Mum dikme peşinde olalım söndürme değil.Ve Filistin bu haldeyken biraz derdimize bakıp utanmamız lazım değil mi?
[I. Orospu (Putania, İspanyolca) Orospular bir ağızdan karmakarışık şarkı söylüyorlar. "-Biliyor musun? Unutamıyorum onu. Kendisi kantar idaresinde çalışırdı, beni güldürmek için şeyiyle beni kaldırırdı. Kıçıyla da, osurarak şarkı söylerdi. Üzerimden indikten sonra." -Kim bilir belki de içine tükürmenin acısı geçsin diyedir. Başka bir kadın; - "Dedi gibi geldi bana" - "Amcıklar vergi ödemezler canikom"] BIRAKIN, YIKAYIM KENDİMİ DE GENÇLERE YOL OLSUN! Kilidi açmak! Siktiğimin! Sulu sik! Sikindirik! (Kınaçiçeği de bando şefini oynuyor.) Ayasofya önünde çatılmış bir darağacı sabah erkenden. Bir Cankurtaran İlkokulu sınıf öğretmenleriyle birlikte, belki 4.sınıftı, belki de 5.sınıf, Yurttaşlık bilgisi uygulaması için üç ayağın önündeydik. Yavrukurtlar da kepleriyle en öndeydiler. "-Hişt itiş kakış yok! Hadi bakayım!" Nedense kalemtraşlar, iletkeler, gönyeler ve yuvarlak silgiler de yanlarına alınmıştı. -Silgiler, silerken silinirler de, biliyor musun? Aman dikkat et!
Şen Bilim
Bu boğucu, iç karartia havanın, yaşamın avuntusu çiydir. Şair, kendinin ar- dındadır, kendine varamamanın, kendine yalan söylemek zo runda oluşunun acısıyla, kendinin, kendisiyle aradığı hakikatin ardındadır. Hakikatin ardında, onunla sevişmek, onunla evlen- mek için. Ulaşamayacağını bile bile arayan: Delidir şair. Işıltılı. parlak, renkli
424 syf.
9/10 puan verdi
Serinin ilk kitabında ikiyüz yıllık yaşamından bıkmış, oldukça despresif olan Jack'in günlüklerini okumuştuk. Dolayısıyla kitabın havası ağırdı, akmıyordu ve yoğun varoluş çatışmalarıyla doluydu. Serinin ikinci kitabında ise olayları Talullanın gözünden okuyoruz çünkü !!!aman dikkat spoiler!!! ilk kitabın son sayfalarda canım Jakeciğimin varoluşu son buldu.:( Kitap çok akıcı, heyecanlı ve bol aksiyonluydu. Olaylar olaylar üstüne, duygular duygular üstüne, kurtadamlar, kurtkadınlar, vampirler ve insanlar üst üste idi. Hangi ara okudum da bitti hiç anladım. İlk kitaba nazaran daha çok sevdim, pek çok sevdim. Kusura bakma Jakecim.:) Bir dip not olaraktan;
Glen Duncan
Glen Duncan
ın annelik kavramınının ağırlığını, kaygılarını ve anlaşılamazlığını bu denli gerçekçi bir şekilde yansıtabilmesine çok şaşırdım. Bir erkek olarak bu kadar ince ve hassas detayları nasıl yakalayabilmiş gerçekten hiç anlayamadım. Biz kadınlar bile bu süreçteki karmaşıklığımızı ve kayboluşumuzu çoğu zaman anlayamıyoruz yada anlamlandırmak istemiyoruz.
Talulla'nın Yükselişi
Talulla'nın YükselişiGlen Duncan · İthaki Yayınları · 201523 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.