Yıl 1927... Devrinin dil özelliklerini, İstanbul'un örf ve adetlerini, yaşayış özelliklerini, kültürel birçok unsuru eğlenceli bir sohbet üslubuyla kaydeden sohbet ve hatıra yazan Ahmed Rasim artık yaşlı biridir ve daha da kötüsü işsizdir. Ünlü yazar işsiz kalınca doğal olarak geçim derdine düşer ve çare arar. Yolunu Ankara'ya düşürür...
TARİHE GEÇMİŞ OĞLANCI ÜNLÜ ŞAHSİYETLER
Gözlüklü Beyfendi anlatıyordu: - Tarihin pekçok ünlü kahramanı sapıktır. Koskoca Roma İmparatoru ünlü diktatör Jül Sezar, iki yanlı sapıktı; buyüzden ünlü şair Ovid, onun için “Her kadının kocası, her kocanın da karısı” demiş. Neron adlı diktatör de onsekiz yaşındaki oğlanlarla resmen evlenirdi. Hatta Sporus adlı bir delikanlıyla evlenebilmek
Reklam
Nezahat Onbaşı
Emin Bey (Bursa)- Efendim, bu Nezahat Hanım denilen küçük hanım, mini mini hanım sekiz yaşında öksüz kalmış, babasının da başka kimsesi olmadığı için babasının kucağına düşmüş ve Harb-i Umumiye'de muhtelif cephelerde bu çocuk harp içinde büyümüştür. Hafiz Halid Bey denilen zat da gayet kahraman bir kumandanımızdır. O kahramana layık bir çocuktur. O çocuk kendi eliyle yüzü (100'ü) mütecaviz (aşkın) düşman öldürmüştür. Ne zaman bir neferin (erin), bir zabitin (subayın) sarsıldığını görse hemen yanına koşar, Haydi beraber çarpışalım" der, onunla beraber çarpışır. Babasından ufak bir tereddüt görse hemen babasına koşar, "Aman baba, hiç müteessir olma (üzülme). annem vákia (gerçi) ölmüştür, seni de vururlarsa ben yetim kalmam, bana millet bakar, haydi babacığım" diyerek bu suretle teşvik eder ve kim bir parça sendelerse Nezahat Hanım mutlaka onun yakasına yapışır. Bu çocuk mutlaka muhtac-i taltiftir (ödüllendirilmeye muhtaçtır). İlk İstiklal madalyasını bu çocuğa verirsek büyük bir kadirşinaslik gösteririz. Onu arz edeyim, bütün askerlerimiz buna "Türk Jan Dark'ı" namına vermişlerdir.
Bütün Alıntılar
Bana söyleyecek, söz mü bıraktın VAKTİYLE bir külhanbeyi varmış. Nargilesinin marpucuna zinhar kimseyi dokundurtmazmış. Kazara, ya da cahilliğinden dokunan olursa da, artık ağzına ne gelirse sövüp sayar, o gafile demediği ağır söz bırakmazmış. Külhanbeyinin sık sık gidip geldiği küllükte herkes onun bu huyunu bildiği için, kimse
Bana söyleyecek, söz mü bıraktın VAKTİYLE bir külhanbeyi varmış. Nargilesinin marpucuna zinhar kimseyi dokundurtmazmış. Kazara, ya da cahilliğinden dokunan olursa da, artık ağzına ne gelirse sövüp sayar, o gafile demediği ağır söz bırakmazmış. Külhanbeyinin sık sık gidip geldiği küllükte herkes onun bu huyunu bildiği için, kimse
Rüyaya inanır mısınız? Siz de salih rüyalar gördünüz mü? Yani rüyanızda yaşadığınız bir hadiseye, uyandıktan birkaç saat sonra veya birkaç gün sonra, aynen şahit oldunuz mu? Ben öyle rüyalar gördüm ki, uyandıktan bir süre sonra, bazen de birkaç yıl sonra, o rüyada şahit olduğum hadiselerin bütün çizgilerini, bütün renklerini, bütün kişilerini,
Reklam
Gümüş Motor'un yazışmalarında ilginç belgeler buldular: "Sizden aldı­ğım motor arızalandı. Göndersem tamir edebilir misiniz?" diye bir mektup göndermişti müşterinin biri. Yanıtı "Umum Müdür" Erbakan vermişti: "Bismillahirrahmanirrahim, Hayırlı, uğurlu, bereketli mahsuller diler, göndereceğiniz motoru bila-bedel tamir edeceğimizi bildiririz. Allah'a emanet olun." Motorunu gönderen müşteriden iki ay sonra bir mektup daha gelmişti: "Aman acele motorumu gönderin, mahsul yanıyor!" Bu mektuba yanıt verilmemişti. Aynı şahıs bir ay sonra üçüncü mektubunu göndermişti: "Motorumu muhakkak gönderin. Ben tamirden filan vazgeçtim." Şeker Şirketi yetkilileri köylünün motorunun iade etmek için araştırma yaptı. Ambar görevlisinin ifadesi alındı. Ambar memuru, "Efendim, motoru tamir ettik. Bir güzel de boyadık, ancak Necmettin Bey o motoru sattı! Ne yapsın, şirket zor du­rumdaydı!" dedi! Bu kez ifade vermeye Necmettin Erbakan çağırıldı. Kurulla arasında şu konuşma geçti: - Necmettin Bey, bizim memlekette her meslekte asgari ahlak teşekkül etmiştir, değil mi? - Öyledir tabii. - Bir ayakkabı tamircisi düşünelim. Kundura tamircisi basit bir sanat erbabı bilinir. Bu ayakkabı tamircisinin çoluk çocuğu hastalansa ve ilaç parası da olmasa, tamir için kendisine veril­ miş olan ayakkabıları satar ve parasıyla ilaç alarak çoluk çocu­ ğuna ilaç götürebilir mi? Götürmeli mi?
Sayfa 29 - Kırmızı KediKitabı okudu
Leyla ile Mecnun
Halka haber ver. Yarın meydanda kazan kuracak ve herkese çorba dağıtacağım. Toplansınlar, gelsinler.  Bunu duyan halk, ertesi gün büyük bir heyecan ve sevinç içinde, söylenen yere akın etmiş. Kiminin elinde tas, kiminde tencere, kiminde kova… Herkes, daha fazla çorba almak sevdâsıyla, toplanmış meydana. Gelenler, kazanın önünde sıraya girmişler.
353 syf.
·
Not rated
·
Read in 30 hours
Mina Urgan'ın bu biyografisini okurken yaşamadığım geçmiş gözümde bir film şeridi gibi geçti, hayatına birçok büyük adamı ve kadını sığdırmış bir dost canlısı insan olarak görüyorum kendisini ve kitabın sonunda da değindiği gibi eminim yazamadıkları yazdıklarının milyonda biri olabilir... Kitapta kimler yok ki Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Halide Edip Adıvar, Cahit Sıtkı Tarancı,Sait Faik Abasıyanık, Nazım Hikmet ve sayamadığım birçok büyük şahsiyet... Gece kitabı okuduğum bir esnada Halide Edip Adıvarla olan bir anısı yüzümde istemsiz bir tebessüme neden oldu :) yazmak istiyorum... ''Başka bir gün Vahit Turhan'la konuşuyorduk. Halide Hanım da bizden biraz uzakta masada oturmuş bir şeyler yazıyordu. Vahit bir öğrencimizin adını unutmuş; o adı hatırlamam için, delikanlıyı bana anlatıyordu. ''Hani canım boylu poslu, çok yakışıklı bir oğlan'' deyince, bizi dinlemediğini sandığımız Halide Hanım yazısından başını kaldırdı; ikimize de ters ters bakarak '' maalesef bizim bölümde öyle bir öğrenci yok'' dedi. Çoğunlukla birbirinden güzel kızlardan oluşan bölümümüzde ''öyle'' bir erkek öğrenci görünce de, Halide Hanım, ona iyi not vermekten kendini alamazdı. Bir sözlü sınavda, uzun boylu yakışıklı bir genç, hiçbir soruya yanıt vermemiş , hep susmuştu. Çocuk odadan çıkınca, sıfır alacağını sandık. Halide Hanım onu ''iyi'' ile geçirdi. Bizler ''aman efendim, nasıl olur? Hep sustu''diyerek karşı çıkınca. Halide Hanım, '' evet susuyor; çünkü düşünüyor. Düşünmesini bilene iyi not veririm ben'' diyerek kestirip attı.''
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211.4k okunma
Iydıyye Der-Vasf-ı Sadr-ı a‘zam İbrâhîm Pâşâ Iydın mübârek olsun eyâ âsaf-ı cihân Gelsin edeble pâyini bûs etsin âsmân Tutsun cihânı debdebe-i tabl-ı haşmetin Olsun felekde devlet ü câhın cihan cihân
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.