Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek şu ki, Kilise'nin nefret ettiğim yanı, toplumun nefret ettiğim yanıydı. Yani otoriter kişiler. İktidar manyakları. Katı dogmacılar. O her şeyi yönetmek isteyen, açgözlü, sevgi ve cinsellik açısından zayıf salaklar. Bizler yaşamakla meşgulken -tat almakla, denemekle, kucaklaşmakla, öpüşmekle, hata yapmakla, büyümekle meşgulken- onlar
338 syf.
9/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Araştırmacı gazeteci ve yazar Amanda Ripley, bazı ülkelerin nasıl daha zeki çocuklar yetiştirdiğini bulmak için yaptığı küresel bir araştırmada, bu ülkelere yerleşmiş üç Amerikalı genci bir yıl boyunca takip eder. Bu gençlerin gittikleri ülkelerin eğitim sistemine dair tecrübelerini objektif bir şekilde aktarmaya çalışır. On beş yaşındaki Kim Oklahoma'dan Finlandiya'ya gidebilmek için 10.000 dolar biriktirir; on sekizindeki Eric, Güney Kore'nin hızla gelişen bir şehrini, başarı oranı yüksek bir Minnesota banliyösüne tercih eder ve on yedi yaşındaki Tom, Polonya'ya gitmek için Pensilvanya'nın tarihî bir kasabasından ayrılır. Ripley, bu gençler aracılığıyla, savaşta yaralanmış reformcular, derste uyuyan öğrenciler ve yılda 4 milyon dolar kazanan bir öğretmenle tanışır. Diğer kültürlerde yaptığı eğitimle ilgili çığır açan araştırmalarıyla birlikte, tüm bu öykülerden şaşırtıcı bir "dönüşüm" ortaya çıkar: Bu ülkelerin hiçbiri, daha önce bu denli çok sayıda "zeki" çocuğa sahip değildi. Eğitimcilerin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap oldu benim için.
Dünyanın En Zeki Çocukları
Dünyanın En Zeki ÇocuklarıAmanda Ripley · Tübitak Yayınları · 2019108 okunma
Reklam
464 syf.
·
Puan vermedi
Serinin 4. Kitabında merak ettiğim yan karakterler olan Jo ve Flynn hikayesi var. Jo'dan etkilenmemek elde değil. Gerçekten güzel düşünülüp , güzel yazılmış bir karakter ama Flynn için düşüncelerim pek de olumlu diyemem. Griffin gibi ne istediğini bilen , onun uğruna savaşan , hiçbir şekilde istediği kadından vazgeçmeyen bir baş erkek kahramandan sonra Flynn çok sönük kaldı bence. Bir erkeğin bu kadar pasif olması beni çok bayıyor. Sürekli bir "ben yapamam , ben bütün ailemi kaybettim, ben korkuyorum " triplerinde. Ayy hiç gelemem gerçekten.
Kraliçelerin Laneti
Kraliçelerin LanetiAmanda Bouchet · Yabancı Yayınları · 202396 okunma
Kyrian'ın sivri dişlerini ortaya çıkaran şeytani gülümsemesi ne- fesini kesti. Kyrian Amanda'yı kucaklayarak sırtüstü döndü ve onu üstüne çekti. Genç kadın onun sert ve erkeksi vücudunu bacaklarının arasında hissederek o yakışıklı yüzüne baktı ve dudaklarını ısırdı. Ardından büyük bir arzuyla sertleşmiş erkekliğinin üzerinde gidip gelmeye başladı. Kyrian onun okşayışına inleyerek tepki verdi. Aç bakışlarla onu baştan aşağı süzdükten sonra uzanıp sıcak elleriyle göğüslerini avuçladı. Amanda da ellerini onun, göğüslerini hafifçe sıkan ellerinin üzerine koydu. "Bütün gece sana bakabilirim," diye fısıldadı Kyrian. Amanda da ayrı şeyi yapabilirdi çünkü Kyrian'ın çıplak vü- cudunu etrafta dolanırken sonsuza dek seyretmenin vereceği zevki ona başka hiçbir şey veremezdi. O yürüyüş... O vücut... Bunlar sıradan bir ölümlü kadının kalbinin dayanabileceği şey- ler değildi. Kyrian kalçalarını yukarı kaldırarak onun öne doğru kayma- sına neden oldu. Amanda düşmemek için kollarından destek aldı. Kyrian'ın üze rine doğru eğilince saçları koyu renkli bir örtü gibi yüzünü kapladı. "İşte bunu istiyorum." Kyrian elini uzatıp yüzünü avuçlarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarına bastırdı. Dişlerinin arasına aldığı alt dudağını hafifçe emerek ağzıyla oynamaya başladı. Eli göğüslerinden aşağı kayıp kadınlığına dokununca Amanda inledi. "En çok da bunu istiyorum." Parmaklarından ikisi vajinasın- dan içeri girdi. Hiç durmadan kadınlığıyla oynayan parmakları Amanda'nun zevkle inlemesine neden oldu.
Sayfa 130
"Sen Tabitha Devereaux değilsin." Adam bu kelimeleri öyle- sine sessizce fısıldamıştı ki dudakları kulağına dokunmasına rağmen Amanda onu duyabilmek için kendini kasmak zorunda kalmışı. Yutkundu. "Biliyorsun Tab..." "Şişşt," diye fısıldadı adam kulağına. Başparmakları, esir tut- tuğu bileklerini vücuduna elektrik
Sayfa 24
590 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Merhabalar Bugün sizlere yoğunluktan bir türlü bitiremediğim kitabım "Bahçıvan" İle geldim. Talmadge kız kardeşi Elsbeth'in ortadan kaybolması ile bir Belirsizliğin içinde yaşıyordu . Amerika'nın Kuzeybatısında kırlarda yetiştirdiği meyve ağaçları içinde bir dünya yaratmıştı. Sessiz ve Sakin kendi halinde yaşarken, Della ile jane meyve bahçesine ilk kez girdiklerinde içinde kendisinin onları yetiştirebileceğini kızların ona çıraklık yapabileceklerini ve Tıpkı onun gibi bunu bir hayat biçimi haline getirebileceklerine dair küçük bir umut ışığı doğmuştu. Ayrıca bu işi bir meslek ve para kazanma becerisi olarak da edilmiş olacaklardı.Ama Della ve Jane ikisi birden hamileydi, çok zorlu bir hayat yaşamışlardı . Normal bir davranış ve tavır sergilemiyorlardı. Tüm bunlara rağmen Talmadge sessiz sakin hayatının bozulması pahasına kızlara hem evini hem kalbini açmıştı.Kızlar dan geriye ise, Talmadge ye sadece Angelene kaldı... Talmadge yi okurken böyle fedekar ve iyi niyetli insanlar hala var mı? Diye düşünmeden edemedim. Kitabı hem uzun olması sebebiyle hemde yoğunluktan bitirememe rağmen hiç kopmadım diyebilirim. Acıklı ve akıcı öyküsüyle ben kitabı sevdim Okumanızı öneririm.
Bahçıvan
BahçıvanAmanda Coplin · Everest Yayınları · 201631 okunma
Reklam
480 syf.
7/10 puan verdi
Hunter Legends serisinin üçüncü, Dark Hunter Serisinin de ikinci kitabı olan Karanlık Tutkuları dün bitirdim çok şükür. İkinci kitaba göre olay örgüsü daha fazlaydı. Aksiyonu yerindeydi. Daha fazla karakter vardı. Zarek, Valerius ve Ash hakkında kısmen de yazar spoiler vermiş. Sevindim açıkçası çünkü olay sadece çiftin etrafında dönmeye başladığında kitap sıkıcı hale gelebiliyor. Kelt savaşçı Talon ve marjinal olmaya çalışan ressam Sunshine'ın hikayesini sevdim. En azından Trakyalı yarim Kyrian ve Amanda kadar sıkıcı değildi. Onlar da tutkuluydu ama Amanda'nın tavırları beni sinir etmişti. Gerçi sonlara doğru toparladılar ama olsun. Sunshine'ın da sevmediğim tavırları oldu. Sürekli boş yere kafasında kurup Talon'a trip atması, hicbir erkeğin üzerinde hükmü olamaz diye Talon'u itmesi beni irite etti. Çünkü Talon'un öyle bir iması yoktu. Boş yere soğuk yedi adam. Sunshine'ı da anlıyorum eski eşi kızı o kadar manipüle etmiş ve yetersiz hissettirmiş ki ister istemez başka bir erkek de aynı baskıyı kurar ve kendisini kısıtlar diye strese giriyordu. Genel itibari ile Uykusuz Geceler'e kıyasla daha çok sevdim ama bu Talon ve Sunshine ikilisini Amanda ve Kyrian'dan daha çok sevdiğim için değil. Daha fazla olay örgüsü ve karakter olduğu için yoksa bu iki çift de Makedonyalı Julian ve minnoş Grace kadar bana samimi gelmedi. Bu ikilinin arasında başka bir şey vardı arkadaşlar daha samimiydi ya da ajitasyon ve dram beni onlara müptela etti bilmiyorum ^-^ her neyse dördüncü kitaba geçmeden biraz ara vereyim diyorum ama Zarekciğimi de çok merak ediyorum bilmiyorum bakıcaz artık =_=
Karanlık Tutkular
Karanlık TutkularSherrilyn Kenyon · Pegasus Yayınları · 2013105 okunma
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.