Aşağıdaki yazı, 1312 [m. 1894] senesinde, Almanyada Würzburg şehrinde neşr edilmiş olan ve Prens Salvator, Prof. Graus, teolog Kirchberger, baron von Bibra, Bayan Threlfall tarafından hâzırlanan (Spaneien = İspanya) ismindeki eserden alınmışdır:
(İspanyada en mühim şehrlerden biri, Cordoba (Arabca ismi: Kurtuba)dır. Bu şehr, Arab Endülüs
Hoşgeldin Ya Şehri Ramazan
Ey Kurak Dünya'mıza gönderilen mübarek çiçek...
Aç kalmış ruhlarımızı besle...
Manevi havanla,miski amber kokunla doyur bizleri...
gönderen Rabb'ın adıyla. 🤲
Bir yandan çok eğlendiğim, diğer yandan bir şeyleri eksik hissettiren bir seri oldu Amber Yıllıkları.
Kitaba göre Amber şehri bir gerçek, diğer tüm dünyalarsa birer gölge. Bizim dünyamız da dahil buna. Aslında her şehir ve yaşanan her şey Amber'de olanların bir gölgesi ki bu konu oldukça hoşuma gitti.
Karakter sayısının fazlalığının kitabın bir eksikliği olduğunu düşünüyorum. Kitaba başlar başlamaz onlarca isim görüyorsunuz ve bu kafa karıştırıyor.
Dili de çok farklı. Çevirmenden mi kaynaklıdır bilmiyorum ama kitaptaki mizah ve anlatım okuduğum diğer kitaplara, özellikle de fantastik olanlara pek benzemiyor. Kendince hoş ama alışması bir tık zaman alabiliyor. Bununla birlikte ilk defa kitap okurken 'koşarmış' hissine kapıldım. Olaylar öyle bir hızda ve akıcılıkta ilerliyordu ki okurken ister istemez yoruluyor, bu hıza şaşırıyordum.
Serinin ilk üç kitabını okudum fakat devamını getirmeyi düşünmüyorum. Elimde devam kitapları olsa okur muydum? Evet, hiç beklemezdim. Yeni kitapları alır mıyım? Hiç sanmıyorum. İşte beni böyle arada bırakan bir seri oldu Amber Yıllıkları.
ortaokulda ya da lisede heyecanla okuduğum ilk kitaptı sanırım
sadece bir distopik hikaye değil, aynı zamanda insan doğası ve doğayla olan ilişkimiz hakkında derin düşüncelere sürüklüyor. Kitaptaki karakterler, o kadar gerçekçi ve dokunaklı ki, sanki kendi arkadaşlarımız gibi. Lina'nın cesareti ve Doon'un azmi, benim için gerçek bir ilham kaynağı oldu.
Kitabın yazarı Jeanne DuPrau, bu dünyayı öyle bir şekilde tasvir etmiş ki, sanki oradaymışsın gibi hissettiriyor. Ember Şehri'nin karanlık koridorlarında dolaşırken ve karakterlerin maceralarını takip ederken, kendimi bu yeraltı dünyasının bir parçası gibi hissettim. zaman zaman korktum zaman zaman heyecanlandım.
elektrik kesintilerinin anlatımı beni çok etkilemişti
Bu kitabı okurken, insanlığın doğaya olan etkileri ve toplumların nasıl çözülmeye başlayabileceği gibi gerçek dünya sorunlarına dair de düşündüm. Aynı zamanda kitabın sonunda, büyük sürprizle karşılaşmak çok heyecan vericiydi.