Bu kadar etkileneceğimi,okurken beni 1000 sene öncesine götüreceğini tahmin edememişim. Hakikaten söyleyenler haklıymış,neden bu kadar geç okudum diye kendimi suçladım adeta... Orta Doğu kültürü,İran,Şah,Sultan, Nizamülmülk,Hasan Sabbah , Ömer Hayyam arasındaki çetrefilli ilişkiler,entrikalar,savaş oyunları ,tabiki olmazsa olmaz filizlenen aşklar...sonra Hayyam'ın o eşsiz dizeleri,rubaileri Masalsı bir anlatımla, gercekle kurgunun mükemmel harmanıyla örülmüş,efsane tadında bir kitap oldu benim için, sindire sindire zamana yayarak okumak istedim açıkçası...Kitabın ikinci bölümü 1900 lerde başlıyor,ve sürpriz bir sonla bitiyor, sonu batmayan gemi denilen Titanic'e kadar uzanıyor,ve hiç akla gelmeyecek bir şekilde bitiyor,son sayfaya kadar tahmin edemedim ben...Daha fazla anlatıp , okumayan arkadaşları üzmek istemem, tavsiyemdir okuyun,okutturun efendim