Amine

çocuğuna laf geçirmek değildir çocuk eğitimi. Çocuğun kalbine girip ona şefkatle tesir edebilmektir aslolan. Sen kendini ne kadar yumuşatabilir ve 'kuzum' diye kendini çocuğuna bırakabilirsen, çocuğun da o kadar yumuşayıp 'annem' diye sana kendini bırakır.
Sayfa 109
Reklam
Pedagojik olarak sakıncalı kelimeler diyebileceğimiz bu kelimeler 've', 'fakat', 'ama' idi... Bu kelimeler, yapı itibari ile çocuğu içinde bulunduğu ana odaklanmaktan alıkoyan, zihnini bir başka zamana taşıyan kelimelerdi. Halbuki çocukla iletişimde, kelimelerin dizimi, içinde bulunulan ana ait olmalıydı ki çocuk o
Sayfa 83
Pedagoji der ki eğitimde süreklilik, 'merak' duygu ile sağlanır. Merak, günlük yaşamın şifreleri okulda çözüldükçe 'heves'e dönüşür... Çocuk heves ettiği işleri yapabildiğini gördükçe, yeni bilgiler edinmek için 'istek' duyar. İstek duyduğu bilgileri hayata uygulayabildikçe de 'öğrenmede süreklilik' oluşur
Sayfa 79

Reader Follow Recommendations

See All
Kaliteli vakit geçirmek isteyen yetişkin, olumsuz duyguları en azından çocuğu ile birlikte olduğu o an için sırtından indirmedikçe, çocuğunun duygu dünyasına erişemez.
Sayfa 71
Çocuğu ile kaliteli vakit geçirmek isteyen bir anne babanın kazanacağı en üstün beceri, 'anı yasama' becerisidir. Bundandır ki ne ile meşgulsen, onunla meşgul ol' prensibi, çocukla kaliteli zaman geçirmenin en temel prensibidir.
Sayfa 70
Reklam
Eylem dilinde, çocuğun kişiliği ile yaptığı eylem birbirinden ayrı tutulur. "Sen bunu yanlış yaptın," cümlesindeki 'sen' vurgusu kaldırılıp, "Bu davranış doğru değil," seklinde eylem vurgusu oluşturulur. Eylem dilini kullanmak hem yetişkinlik görevi hem de çocuk hakkıdır. Zira çocuğun, hangi davranışın doğru, hangi davranışın yanlış olduğunu yetişkinden 'aşağılama' yaşamadan öğrenmeye hakkı vardır.
Sayfa 59
Konuşurken harfleri tek tek çıkarmak... Yürürken, yavaş ve sükûnet içinde olmak... Göz göze gelindiğinde, çocuğun gözlerine dokunacak kadar sakin bakmak... Bunlar, edinerek öğrenmenin olmazsa olmaz prensipleridir. Kalıcı öğrenmenin önündeki en büyük engel, çocuğu hızlandırmaktır. "Haydi, haydi... Çabuk, çabuk... Herkes yaptı, bir sen kaldın," gibi baskılar, çocuğu psikolojik olarak gerdiği gibi bilginin içselleşmesinin de önünü kapatır.
Sayfa 51
Çocuğun kendini, öğrendiği veya öğrenemediği bilgiler nedeniyle küçük düşmeyeceği, aşağılanmayacağı, başkaları ile kıyas edilmeyeceği, her koşulda duygusal olarak destekleneceği bir eğitim ortamında hissetmesi, edinerek öğrenmenin ilk şartıdır.
Sayfa 43
Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki şiddete maruz kalan çocuklar daha çok hareketleniyor, anlamsız hareketler yapıyor, koşuyor, dil çıkarıyor, gülüyor, yılışıyor... Ve böylece, siddetin acısının duygularına inmemesi için masumca bir çaba içine giriyor. Şiddet, sadece çocuğun dövülmesi, fiziksel olarak zarara uğratılmasını değil; onun sözel olarak aşağılanmasını, küçük düşürülmesini, azarlanmasını, dalga geçilmesini de içerir. Ödevini yapmadığı için aşağılanan, kardeşi ile girdiği yarışı kaybettiği için dalga geçilen, misafirlikte anne babasını mahcup ettiği için dönüş yolunda azarlanan çocukların, yaşadıklan bu olumsuzlukların acısını unutmak için başvuracaklan benlik savunması hızlanmaktır.
Sayfa 42
Hiçbir çocuk yoktur ki, doğru motivasyonlar kullanıldığı takdirde öğrenmeye karşı istekli olmasın...
Sayfa 34
Reklam
Eğer çocuk eve geldiğinde okulda duyduğu bilgileri anne babası ile heyecanlıca paylaşmıyorsa eğitim doğru ilerlemiyor demektir.
Sayfa 32
Ceza bir 'dış motivasyon'dur ve ceza alan çocuk 'iç motivasyonunu' kaybeder... Ceza ile eğitilen çocuklar ancak ceza aldıkları sürece öğrenebilirler, ceza (veya dış motivasyon) kesildiğinde eğitim durur...
Sayfa 23
Hani birçok anne baba sorar ya, 'çocuğumun yeteneği nedir?' diye... Çocuğun yeteneği, heves ettiği şeydir.
Sayfa 19
Bir çocuğun çocukluk hisleri vaktinde karşılık bulursak kıymetlidir.
Sayfa 18
Çocuğu kişiliğinin oluşumunda üç önemli kişi vardır; anne, baba, öğretmen...
Sayfa 9
579 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.