Hayır, diye haykırdım, hayır... ben kara bir leke değilim. Ben bir p** değilim. Ben bir lanet değilim. Ben bir şerefsiz değilim. Ben sadece hasarlı biriyim. Ben sadece ruhu yaralı biriyim. Tıpkı senin gibi anne.
Dün ben izinliyken kısa boylu, kapalı yaklaşık yirmili yaşlarda şirin bir kız güvenlik olarak işe başlamış. Her zaman ki öğretmen olmadan öğretmen olma geleneği uzun zaman sonra yine üzerime yapıştı. Amir sabah görev yerlerimizi söylerken ilk defa bugün tanıştığım bu kızla beni aynı yere verdi. Lafının sonunda "Aykut o iş sende" dedi. Ahan ayvayı yedik. İlla beni triplere sokacaklar. Tamam ben iş öğretmesine öğretirim de istemeden illet bir şekilde hem detaylı anlatıyorum hemde çevrenin krokisini çıkarıyorum. Sen benim ağzımla beynime ne güveniyorsun. Ben bile taşıyamıyorum. Neyse başa gelen çekilir. Kızın bugün ikinci günüymüş. İlk sordum "daha önce burada çalıştın mı?". Kız öyle bir cevap verdi ki beni bilen biri duysa "onu demiyecektin. Sen kaşındın" diyebilirdi. Kız bana "dün biraz çalıştım ama kodları unuttum. Zaten o kadar şeyi ben aklımda tutamıyorum" dedi. Ahan sen kaşındın. Kıza bir güzel kodları anlattım, işin işleyişini, çalıştığımız yerde ki kestirmeleri vs. hem kızın beyni tabiri caizse mıncıklandı hemde benim beynim alaz alaz yanıyor. Müşteriler gelmeye başladı hazır motoru ısıtmışım ya bir de onlar vursun. Beynim oldu navigasyon. Türkleri geçtim İranlılar son darbeyi vurmaya geliyorlar. Birkaç kelime Farsça konuşayım kanka oluyoruz bir de Azeriyse öf... Tutuşsun beynimde meydanlar. Türkçe - Farsça ver odunu verebildiğine. Kıza dedim "Bugün benim beynim yanacak kesin". Özetle bana cahil gelmeyin tutamıyorum kendimi. 😉
Tepki vermeden ve bir sonuca varmadan önce biraz daha beklerseniz, çevrenizde olan biteni çözecek olağanüstü bir yeteneğiniz olur ve bunu menfaatinize kullanabilirsiniz. Fakat fevri davranırsanız yanlış yargılara varır ve kendinize zarar verirsiniz.