o anlattığım adam var ya, karısını doverken çırılçıplak soyunur kadını da soyarmis.neden biliyormusun? hemen akla gelebileceği gibi sapikliktan değil. kadının feryatlarını duyan kimse içeri girip onu rahat rahat dövmesine engel olmasın diye. erkekler içeri adımını atamazmis, kadın çıplak diye, kadınlarda erkek çıplak diye giremezmis. şu şeytani aklı goruyormusun? buna rağmen o kadın kocasına hizmette kusur etmez, hatta üzümleri bile tek tek kabuklarını soyarak ikram ederdi.diyorum ya bu topraklar çok acayiptir
genç dostum, eğer insanların her zaman akıllarıyla hareket ettiklerini varsayarsak, dünyanın gidişatından hiçbir şey anlayamayiz. akılsızlık Tarih'in en güçlü ilkesidir.
çevremde hayranlıkla seyrettigim ve bana bir Yunan tapınağının ya da antik bir villanın yerinde bulunduğum izlenimini veren şeyler, aslında ıskartanın ıskartası olsa gerek, yalnızca çatlamış, kırık, sakat yada üçer dörder bulunan nesneler bunlar. en güzel parçalar çokta Londra ya yollanmistir kuşkusuz ve evsahibim, ağırlıklarınca altına satmıştır onları.iyi de etmiştir! kendi deyimimle biliyorum: buralı insanlar, hiçbir zaman bu eski yontulara sahip olmak istemezler.olanagı olanların beğenisi yoktur ve Türklerin çoğu, küçümseyerek bakar bu nesnelere; dindarlık bahanesiyle yüzlerini parçalamaya kalkismazlarsa eğer.
Ya eğitim sistemimizi verilerden yola çıkarak tekrar dizayn edeceğiz ya da çocuklarımızı sürekli asagiladigimiz memleketlere "ucuz eleman" olarak yetiştireceğiz tercih bizim!