emre karaca

emre karaca
@ampulekafaatanadam
Çorba içsen de kürdan at ağzına.Millet et yemiş sansın
Daha sonraları Osman'a, "Sevdiğin kadına güvenmenin lezzeti hiçbir şeyde yok," demişti, "bunu yaşayan, bunun esiri olur."
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Sevdikleri ve güvendikleri birine rastladıklarında, sevdikleri insanın gücünü kendi güçleri sanarak hemen güvenli ve rahat biri oldukları gibi, sevdikleriyle aralarındaki en küçük anlaşmazlıkta da birden kendilerini tümüyle güçsüz ve yalnız hissetmeye meyyal gençlerin o kırılgan ruh haliyle, Rukiye de yeniden kendini yalnız, sahipsiz, hatta sığıntı gibi hissetmişti. Küçümsediği birinin çok güçlü olabileceğini fark etmek kendine olan güvenini tarumar etmişti
Ahlaksızlığı ise hiç anlayamazdı, çoktandır kendisini toplumdan öylesine kesin çizgilerle ayırıp koparmıştı ki, düşüncelerinin hiçbir yerinde kalabalıklarla ortak bir değer yargısı kalmamıştı neredeyse, onların ne ahlakına uymaya ne de ahlaksızca davranmaya çalışıyordu.

Reader Follow Recommendations

See All
Savaş elbette ki ölüm demekti ama bir zamanlar yakınınızda yaşayıp nefes alan biri olunca, kişinin ayaklarının altında yer sallanıyor gibi oluyordu.
Sayfa 354Kitabı okudu
bkz: zırcahillik
Kadınlar ancak "doğal vazifeleri"ni aksatmadıkları ölçüde başka işlere soyunabilirler. Osmanlı'nın son dönem şeyhülislamlarından Musa Kâzım'ın "Hürriyet-Mutasavvat" (Özgürlük-Eşitlik) başlıklı yazısında nasihat buyurduğu gibi, kadınların belli bir noktadan sonra eğitime ihtiyaçları yoktur. Okula gönderilmeleri gerekmez. Zira gereğinden fazla eğitim alırlarsa doğal vazifelerini ihmal edeceklerdir. Fazla okumamalı, fazla yazmamalıdır kadınlar... Ne olur ne olmaz...
Reklam
Annemin inançlarına göre, bir yirminci yüzyıl Müslümanı, yirminci yüzyılda nasıl yaşanılması gerekiyorsa, öyle yaşamalıydı. Örneğin, annem domuz eti yerdi. Domuz eti yasağı, domuzun çabucak kokuşan, kurtlarla dolu, sağlıksız bir hayvan olduğu 1400 yıl önceki Arap çölleri için konulan doğru bir yasakmış. Ama günümüz koşullarında, bu et kurtlardan ve pisliklerden kurtulduğuna göre, yenilebilirmiş pekâlâ.
Sayfa 112 - yapı ve kredi
Uzun yaşamanın bir felâketi sevdiklerinizin ölümünü görmekse, bir başka felâketi de yalnızlıktır. İhtiyarlar aranmaz. Yaşıtlarınız sağlık durumlarından ötürü size gelemezler. Siz de ikide birde onlara gidemezsiniz. Gençlerin ve orta yaşlıların ise, işigücü vardır. Kimseyi aramaya pek vakit bulamazlar. Yapayalnız kalırsınız böylece.
Sayfa 57
Cinsellik
Doksan yaşına varan Sofokles’e kadınlar, aşk, bedensel hazlar filan bittiği için üzülüp üzülmediğini sormuşlar. “Ne üzülmesi!” demiş Sofokles. “Zalim bir efendinin elinden kurtulup sonunda özgürlüğüne kavuşan bir köle kadar mutlu hissediyorum kendimi.”
Sayfa 52 - yapı ve kredi
Deli gönül coşmuş, sular gibi çağlıyor, yollar gibi tozuyor, yeller gibi esiyordu. Sanki ilimden obamdan ayrı düşmüş avareydim; derdime çare gelmiyor, elim yare ermiyordu. Bağrımda baş bulunuyor ama yola yoldaş bulunmuyordu.
Sitare o gün içime öyle bir güzelliğin sevdasını koydu ki, bütün yaratılmışların aşkını derleyip toparlak etseler, onun yanağında bir ben etmezdi.
Reklam
2o2o yılında dünya
Yeni bir acıya ah edecek olsak, içimizdeki eski bir ah ağzımızdan çıkıp ona yer açıyordu. Her gelen dert, bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu. İnsanın acılara ne kadar dayanıklı olduğunu başka zaman anlatsalar inanmazdım
Sevgi bir başka âlemdendir. Sipariş üzerine üretemeyiz. Ortaya çıktığında bastıramayız. Sevgi karar verebileceğimiz bir seçim değildir.
Sayfa 465Kitabı okudu
Başarı, şevkini hiç kaybetmeden bir başarisızlıktan diğerine geçebilme kabiliyetidir. -WINSTON CHURCHILL
Sayfa 400Kitabı okudu
"öyleyse bir anlığına gelecekteki tarihçilerle antropologların nasil tepki vereceğini hayal etmeye çalışalım," dedi. "Geçmişe bakıp değerlendirirken, dini inançlarımızı cahiliyet devrine ait mitoloji sınıfına sokacaklar mı? Bizim tanrılarımıza da bizim Zeus'a baktığımız gibi mi bakacaklar? Kutsal metinlerimizi toplayıp tarihin tozlu raflarına mı kaldiracaklar?"
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.