Üzücü bir haber
Mondros Mütarekesi sonrasında Berlin'de buluşan Enver, Talat ve Cemal paşaların bir çabası da Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa'nın başlattığı direnişe destek olmaktır. İngiltere'ye dışarıda verecekleri her zararın Anadolu'dakı direnişi kolaylaştıracağını düşünmektedirler. Cemal Paşa Hindistan'a, Halil Paşa ise İran'a giderek İngilizlere karşı isyan başlatacak, Musta Kemal'in elini rahatlatacaklardır. Ancak olaylar planlandığı gibi gelişmez. Enver Paşa'nın Milli Mücadele'nin akamete uğraması halinde Rusya'da kuracağı bir orduyla Anadolu'ya geçme, savaşı sürdürme düşüncesi ve Müdafaa-i Hukuk hareketinin İttihat Terakki'den uzak durma gayreti, Enver Paşa'yla Ankara'nın arasını açar. Enver Paşa Sakarya Zaferi'nden sonra Anadolu da ikilik çıkarmamak adına kendisine yeni bir yol çizer ve Ruslara karşı Türkistan bağımsızlık hareketine katılmak üzere Buhara’ya gider. 4 Ağustos 1922'de Cegan Tepesi'nde Sovyet birlikleriyle muharebede şehit olur. Bu haber Büyük Taarruz oncesi Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştığında üzüntüsünü, "Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım” sözleriyle ifade edecektir.
Sayfa 268 - Kronik Kitap
160 syf.
10/10 puan verdi
şahsiyet
Gazeteci yazar Özlem Özdemir bir kadın olarak Afet İnan’a minnet borcunu ödemek için Mart 2021 de bu biyografi türünde tarih kitabını kaleme almış. Afet İnan’ın hayatinı tarih kitabı değil romansı tarzda kaleme aldığı için sürükleyici, ilham verici, merak uyandırıcı bir kitap olmuş. Kitab’ın ilk bölümü Afet İnan’ın Selanik’te dünyaya
Afet
AfetÖzlem Özdemir · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021125 okunma
Reklam
Örgütlenme Aşaması Ülkenin içine düştüğü acı tabloda İstanbul,saray ve hükümetin aciz kalması emperyalist ideallerin gerçekleşmesine olanak sağladı. Azınlıkların aşırı davranışları, İtilaf devletlerinin kuvvetlerinin mütareke hükümlerini açıkça ihlal etmeleri, Wilson Prensiplerini hiçe saymaları, kamuoyunda büyük üzüntü yarattı. Halk en doğal ve
Doğrusu Mustafa Kemal, sürekli olarak, her bir fırsatta demeçlerinde bu hususlara parmak basmıştır. Nitekim 18 Ekim 1921 tarihinde, Ankara'da Azerbaycan elçisi Ebilofla geçen bir konuşmasında bir soruya karşı, şu cevabı vermiştir: "Yabancı saldırısına karşı, Anadolu mutlaka başarı elde edecektir. Anadolu bu savunma ve direnişi ile yalnız kendi canını korumak tasasıyla görevini yapıyor değil, belki doğu dünyasına yönelik tüm saldırılar karşısında bir sel oluşturuyor." 7 Temmuz 1922'de ise, İran elçisi Mumtaz Devlet İsmail Han'ın Ankara'ya gelişi üzerine şu açıklamada bulunmuştur : "Türkiye'nin girişmiş olduğu direniş hareketinin sadece kendisine münhasır olmadığını vurgulamaya gerek görmüyorum. Çünkü Türkiye aynı zamanda, tüm doğu dünyası ile, tüm yabancı baskısı altında kıvranan ulusların davasını savunma yolunda geniş ve önemli çabalar harcamaktadır."
Sayfa 21 - atatürk araştırma merkezi, 1999Kitabı okudu
Nazım 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğar. Doğduğu çağın Osmanlı toplumunda, kültürlü ve ilerici sayılan bir ailesindendir. Baba tarafından dedesi Nâzım Paşa, şairliği de olan özgürlükçü bir kişidir, Mithat Paşa'nın yakın arkadaşlarındandır. Anne tarafından dedesi Enver Paşa dilci ve eğitimcidir. Babası Hikmet Bey, Mekteb-i Sultani
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
İlber Hoca'ya atfen söylenen; "Tarih, akademik kitaplarla bilinir, romanlarla anlaşılır." sözünü doğrulayan olağanüstü bir eser daha... Kemal Tahir, Türk edebiyatının, dünya edebiyatı ile boyölçüşebilmesini sağlayan ender yazarlardan biri bence... "Yorgun Savaşçı" da bir dünya klasiği ayarında... Baş karakter "Cehennem" lakaplı Topçu Yüzbaşı Cemil'in özelinde, işgal altındaki İstanbul ve Batı Anadolu'nun (İzmir'in işgali sonrasında) çeşitli şehir ve kasabalarında eski subay ve kurmayların, başıbozukların, delibaşların ve bölgesel direnişi örgütlemeye çalışan bir avuç vatanseverin mücadelesini anlatıyor kitap... Türlü zorluklar, yılgınlıklar arasında kime güveneceğinizi tam olarak kestiremediğiniz sancılı günlerin ve işgal kuvvetleri ile İstanbul hükümetine bağlı inzibat kuvvetleri arasında sıkışıp kalmış kaçak hayatların hikayesini barındırıyor içinde... Baştan sona merak ve heyecanla okuyacak, zaman zaman duygusallaşıp, gözlerinizde biriken damlalara hakim olamazken, zaman zaman da öfkeden dişlerinizi sıkacak, dudaklarınızı kızartacaksınız... Son söz: İşgalin ne demek olduğunu bilmeden işgal altında yaşamanın onursuzluğunu hissetmeden, verilen mücadeleyi anlamak, tüm olumsuzluklara rağmen canını dişine katarak vatan müdafaası için harekete geçen kahramanların hakkını hakkıyla teslim etmek mümkün değildir. Hiç kimse oturduğu yerden ahkâm kesip, hürriyet kahramanlarına dil uzatmaya kalkmasın sakın... Unutmayın! Eğer hala hilalin gölgesinde özgürce yaşayabiliyorsak, her şeyi, her şeyini feda edenlere borçluyuz...
Yorgun Savaşçı
Yorgun SavaşçıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20223,187 okunma
Reklam
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 33 hours
YORGUN SAVAŞÇI-KEMAL TAHİR 484 sayfalık roman "Esir Şehir Üçlemesi"nin devamı sayılabilir. Bu üçlemede Millicilerin işgal altındaki İstanbul'da yaşadıklarını anlatırken bu romanında Millicilerin Anadolu'ya geçmesini konu ediniyor. Başkahramanımız Cehennem Topçu Cemil, üçlemenin "Yol Ayrımı" adlı kitapta yan karakterlerden biri. "Yorgun Savaşçı"mız Cemil, İstanbul'da dinlenirken yorgunluğu artan başkahramanımız, İstanbul'da kendini iyiden iyiye hissettiren baskılardan bunalıp Anadolu'ya geçmeye karar verir. Kolay bir karar değildir bu çünkü Neriman'a aşıktır ve kaçak göçek onunla evlenir. Çiçeği burnunda damat olmasına rağmen Milli Mücadele'ye katılır handiyse tereddüt etmeden. Anadolu ise karışıktır o sıra. Bir yandan kongreler, direnişe destek verenler; bir yandan da direnişi kırmak isteyen bozguncular, isyancılar... Kitap tam da bu çatışmayı ele alıyor. Kemal Tahir'in kendine özgü anlatımıyla sürükleyici ve akıcı bir roman sizi bekliyor. Hele ki tarih romanları okumaya sevenlerin bir solukta okuyabilecekleri bir roman. Okumanızı öneririm. İyi okumalar dilerim.
Yorgun Savaşçı
Yorgun SavaşçıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20223,187 okunma
Fevzi Paşanın Ankara’ya varışı “Ankara’yı çok meşgul eden büyük bir olay” oldu. Mustafa Kemal, gelen yolcunun getirdiği değerleri bili­yordu. Evvelâ Fevzi Paşanın Anadolu hareketine karşı direnişi ortadan kalkıyordu.
Sayfa 239Kitabı okudu
Mustafa Kemal, Anadolu'ya geçtikten sonra bile Milli Mücadele içinde yalnızca tek bir siyasi ajanda ve güç merkezi yoktur. Paşa'nın İstanbul'a bayrak açmaktan çekinmemesi ve direnişi tüm memlekete yaymakta ısrarı, Milli Mücadele'yi beraber başlattığı "İlk Beşler"in diğer üyeleri tarafından bile çok radikal bulunmaktadır. Refet Bele Amasya Tamimi'ni imzalarken tereddüt göstermiş, Kazım Karabekir direnişin tüm yurt yerine ilk başta sadece Doğu Anadolu'ya odaklanması gerektiğini savunmuştur. Ayrıca Karabekir, Vahdettin dize gelip Meclis'i Mebusan'ı toplamaya razı olduğunda da, Heyet-i Temsiliye'nin lağvedilmesi ve inisiyatifin başkente bırakılması yönünde görüş bildirecektir. Oturumlarını İstanbul'da yapan bu son Osmanlı meclisinde, ileride Kurtuluş Savaşı'nın ana kadrolarını oluşturacak birçok isim, Mustafa Kemal'in direktiflerini göz ardı etmekten çekinmeyecektir. Yanında üç-beş kişiyle Ankara'da izole bir şekilde kalan Mustafa Kemal'i Meclis-i Mebusan'a başkan seçmeyip adeta ıskartaya çıkaracaklar ve parlamento gruplarına "Müdafa-i Hukuk" yerine, padişahın nutkundan aldıkları "Felah-ı Vatan" ismini vereceklerdir. Önceden üzerinde mutabık kalınan Misak-ı Milli metnini değiştirmekten bile çekinmemişlerdir.
207 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.