Psikologlar bir deney sırasında, deneklerin anagram çözebileceklerini kendilerine telkin etmektense çözüp çözmeyeceklerini kendilerine sorduklarında, başarılarının gözle görülür biçimde arttığını keşfettiler. Oldukça ilginç biçimde, sanki bundan haberimiz yokmuş gibi, kendimize neyi yapıp yapamayacağımızı sürekli söyler dururuz. Dolayısıyla bir sunum yapmak üzere hazırlanırken kendinizi "Sunum işlerinde berbatsın," veya "Bu konuda çok kötüsün, eline yüzüne bulaştıracaksın," gibi bir düşüncenin hücumu altında bulabilirsiniz. Soru yönelten yaklaşım bu düşünceleri, yakalayıp onları sorulara dönüştürmeyi önerir. Sunum işlerinde berbat mıyım? Bu, çatışmayı (ya da Freud'un enerji soğuran inkâr savunmasını) ortadan kaldırır ve yerine şüpheyi koyar. Daha sonra başka sorular sormaya başlayabilirisiniz: Örneğin son sunum yaptığınızda neler olmuştu? Hoşunuza giden anlar veya şeyler nelerdi? Kaygı potansiyeli barındıran, örneğin uçmak gibi diğer işlerin üstesinden ne kadar başarıyla gelebiliyorsunuz? Bu yöntem merak duygusunu -korkuyu alt edebilen pek az duygudan biri olan merakı- ortaya çıkarır ve zihnin bilinçli ve bilinçli olmayan kısmını aynı anda dahil eder.
AIM...I AM, AMAÇ...BENİM. Bizim amacımız yine kendimizdir. Yay da, ok da, hedef tahtası da biziz. Daima kendi dışımızda görünen amaç (AIM), aslında bir anagram, yani ben (I AM) sözcüğünün diğer profilidir. Bu bizi, zamanın sıkıştığı, aramızdaki her türlü mesafenin eridiği ana geri götürür. En yüce sanat, sadece anda gerçekleşebilecek olan kendi değişimimizdir.
Sayfa 356 - Sinedie
Reklam
Ars Magna (Anagram of Anagrams)
Vampir belli ki bazı şartlara, özel koşullara tabidir. Size anlattığım örnekte Mircalla, tek isimle sınırlandırılmış gibiydi. Bu asıl ismi olmasa da, en azından, hiç harf eklemeden yahut eksiltmeden o ismi tekrar üretmeliydi. Yani ismini, bir çevrik kelime olarak yeniden oluşturmalıydı. Carmilla böyle yaptı; Millarca da.
Sayfa 101Kitabı okudu
Hey, Mr Langford,' a muscle-bound man said. Is it true that the Mona Lisa is a picture of Da Vinci in drag? I heard that was true.' 'It's quite possible,' Langdon said. 'Da Vinci was a prankster, and computerized analysis of the Mona Lisa and Da Vinci's self-portraits confirm some startling points of congruency
Sayfa 168 - Corgi
Ro­ma­lı­lar anag­ram il­mi­ne ars mag­na der­ler­di... “bü­yük sa­nat.”
Olumlamalar işe yarar mı?
Son araştırmalar olumlamalara başvurmanın işe yaramadığını gösteriyor. Banyo aynasına olumlu ifadeler içeren hatırlatıcı notlar yapıştırmak her ne kadar cazip gelse de bunlar başka insanların yargılarının “aynasından” daha güvenilir değildir. Olumlayıcı ifadeler sadece bilinç düzeyinde etkide bulunur ve içsel çatışmayı veya münakaşayı tekrar önümüze getirebilir ki bu da yorucu olabileceği gibi ilave başka bir gerilim de yaratır. Psikologlar Senay, Albarracin ve Noguchi ise kendimize sorular sormanın kendimizle ilgili inançları değiştirebileceğini keşfetti. Psikologlar bir deney sırasında deneklerin anagram çözebileceklerini kendilerine telkin etmektense çözüp çözemeyeceklerini kendilerine sorduklarında başarılarının gözle görülür biçimde arttığını keşfettiler.
Reklam
«Dali’yi Franco’nun kurduğu faşist hükümeti desteklediği ve faşizan eğilimleri olduğu için sonradan bu oluşumda istemedi­ler. Hatta Andre Breton o dönem Salvador Dali’nin isminden bir anagram çıkartıp kendisine “Avida Dollars/Dolar Düşkünü” ya­ kıştırmasını yapmıştı. Dali de 1954 yılında Philippe Halsman’ın çektiği fotoğraflarında bıyıklarına dolar geçirerek poz vermiş, siz ne derseniz deyin ben bildiğimi okurum pişman değilim, “Gerçe­küstücülük benim” mesajını vermiştir.»
Sayfa 166
Newton'un saplantıları
"Koyu kırmızı renk konusunda saplantılıydı. Kişisel eşya envanterinde koyu kırmızı perdeli bir odadaki koyu kırmızı bir tiftik yatak, koyu kırmızı önüler, koyu kırmızı duvar süsleri, yanında koyu kırmızı koltuklarla koyu kırmızı bir kanepe ve koyu kırmızı minderler vardı. Ayrıca paranoyaklığıyla ünlüydü; yanında çalışanların dürüstlüğünü sınamak için pencere kenarında altın parayla dolu bir kutu bulundururdu. Sanata karşı ahmakça bir nefret duyardı ve şiiri “ustalıklı saçmalık” olarak nitelendirirdi; operaya gittiği tek seferde gösterinin bitmesini beklemeden çıkmıştı. Ancak yirmiden fazla portre için ressamların karşısında oturacak kadar gösterişçiydi ve benzersizlik duygusu taşıdığına hiç kuşku yoktu. Bir keresinde adının Latince yazımı Isaacus Ncutonus’tan leova sarıctus ırnus diye bir anagram türetmişti. Bu ibare “Tanrı’nın Kutsal Varlığı” anlamına gelir."
NTV Yayınları - I. Hayata Kötü Başlayanlar - III. Isaac Newton: Ieova Sanctus Unus
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.