"Ne bir yıldız süsler bu toprakları bir şairin gizemli parıltısıyla, ne de güneş yaşam dolu ılık ışıklarını gönderir buralara."
Bu yeri ya da bu yaşamı terkedip gidecek cesareti mi, yoksa benim ve ırkımın dünyası olan bu yanlışlığa açıkça karşı duracak cüreti mi bulmalıyım?
Hiçbir şey, değerini gerçekten anlamadan önce yitirdiğimiz bir şeyin, bir kimsenin boşluğu kadar yanamaz yüreğimizde.
Ne bir yıldız taçlandırır burayı bir şairin pırıltılı gizemiyle, ne de güneş gönderir ılık ve hayat dolu ışınlarını.
Burası Karanlıkaltı...
Burada en büyük yalanlar öylesine sık yinelenir ki, sonunda, aksi yönde tüm kanıtlara rağmen, kulağa doğruymuş gibi gelirler.
"Bana ait olmayan, yüreğime ait olmayan bir dünyada hayatta kalıyorum."
"Şartlandırılmış nefretin mantıklı bir duygu olması çok nadirdi.”
"Beni böylesine aldatmış olan biriyle nasıl birleşebilirim?"
Sayfa 148
"Ona yolunu gösterecek bir ışığı yoktu, ayrıca buna ihtiyaç da hissetmiyordu.."
"Ne bir yıldız süsler bu ülkeyi bir şairin gizemli parıltısıyla, ne de güneş yaşam dolu ılık ışıklarını gönderir buralara.Burası Karanlıkaltı'dır."