Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum görmeden meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, - ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk.
Tek tesellim, her zaman sevdiğim bu duadaki gibi, beni yaptıklarıma göre değil, merhametine göre bağışla demek. O da ancak böyle bağışlayabilir.
Reklam
Hepimiz böyleyiz işte. Birbirimizden pek farkımız yok. Ancak ağır hastalandığımız ya da öldüğümüz zaman hatırlıyoruz birbirimizi. O yitirdiği izin ne iyi, ne eşsiz bir insan olduğunu, ne büyük iyilikler yaptığını, ancak o son demde anlıyoruz.
— Ah! Ferdinand! Bakıyorum da bütün bunlar sizin gözünüzde pek kayda değer değil... Masum lakırdılar, ipe sapa gelmez zırvalar ve buna benzer şeyler... Böyle bir sonuca vardığınız anlaşılıyor... Bundan ibaret, değil mi?.. Ey pervasız Ferdinand! Bırakın da, tam aksine, sizi bu yanılgılara karşı adamakıllı uyarayım, bunların zararsızlığı sadece
“İstasyonda, bir ana ve dört çocuktan oluşan bir aile görmüştün. O çocukların büyüğü çıplak denecek kadar ince giyimliydi, hiç düşünmeden sırtındaki gocuğu çıkarıp verdin o çocuğa. Sonra kendin, incecik ceketinle, soğuktan dişlerin takır takır vurarak dönmüştün eve. O soğukta ,gocuğunu verdiğin o çocuk, belki bugün bir yetişkindir ve zaman zaman seni o günkü halinde hatırlıyordur. Onun bugünkü yaşı, senin o zamanki yaşından çok daha ileride. Ama sen ona örnek oldun, öğreten oldun. İyilik,yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen el ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.”
Sayfa 68 - Tolgonay Ana’dan Caynak’aKitabı okuyor
Eğer sorumluluk, sevginin üçüncü unsuru saygıyı içermezse, kolayca kendine bağlamaya ve zorbalığa dönüşebilir. Saygı, korkmak ve çekinmek değildir. Sözcüğün kökenine göre (respicere: "bir şeye" bakmak) bir insanı, olduğu gibi görebilme yetisini, onu özgün bireyselliği için de farkedebilmeyi belirtmektedir. Saygı, diğer kişinin, dilediğince büyüyüp gelişmesine duyulan ilgi anlamına gelir. Böylece saygı, sömürünün yokluğunun kanıtıdır. Ben sevdiğim insanın, bana hizmet etmesi için değil, kendi istediğince, dilediği gibi büyüyüp gelişmesini isterim. Eğer bir başkasını seviyorsam, onu benim yararlanacağım bir nesne olarak değil, o olarak alır, ister erkek olsun ister kadın, onunla kendimi bir kılarım. Saygının, ancak ben bağımsızlaşmayı başarmışsam, eğer birisini sömürüp hükmüm altına almadan, kolluk değneksiz ayakta durabiliyor, yürüyebiliyorsam, işte o zaman gerçekleşeceği açıktır. Saygı ancak özgürlüğün temelleri üzerinde varolabilir. Şu eski Fransız şarkısının dediği gibi, "l'amour est l'enfant de la lıbert' ", sevgi özgürlüğün çocuğudur. O asla zorbalığın çocuğu olamaz.
Sayfa 36
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.