Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Ali

Mustafa Ali
@ancientheart
Çıktım erik dalına Anda yedim üzümü Bostan ıssı kakıyıp Der ne yersin kozumu
.. Bugün ferdî mesâînin nedir mahsûlü? Hep hüsran; Birer beyhûde yaştır damlayan tek tek alınlardan! Cihan artık değişmiş, infirâdın var mı imkânı, Göçüp ma’mûrelerden boylasan hattâ beyâbânı?.. Yaşanmaz böyle tek tek, devr-i hâzır: Devr-i cem’iyyet. Gebermek istemezsen, yoksa izmihlâl için niyyet, “Şu vahdet târumâr olsun!” deyip saldırma İslâm’a; Uzaklaşsan da îmandan, cemâ’atten uzaklaşma. İşit, bir hükm-i kat’î var ki istinâfa yok meydan: “Cemâ’atten uzaklaşmak, uzaklaşmaktır Allah’tan.” Nedir îman kadar yükselterek bir alçak ilhâdı, Perîşân eylemek zâten perîşân olmuş âhâdı ? Nasıl yekpâre milletler var etrâfında bir seyret? Nasıl tevhîd-i âheng eyliyorlar, ibret al, ibret! .. infirad: ayrılık, bireysellik ma'mure: şehir beyaban: kır, çöl izmihlal: yok oluş istinaf (et-): itiraz etmek, bozmak ilhad: dinsizlik ahad: fertler, bireyler tevhid-i aheng (et-): birlik ve uyum içinde olmak
Reklam
.. Bu haybetten usandık biz, bu hüsran artık elversin! İlahi! Nerde bir nefhan ki, donmuş hisler ürpersin, Serilmiş sineler, kabusu silkip artık üstünden, "Hayat elbet hakkımdır!" desin, dünya "Değil!" derken? haybet: yokluk, yoksunluk hüsran: yitim, acı nefha: esinti
.. Seller gibi vadiyi eninim saracakken, Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım. Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler "Safahat"ımdaki hüsran bile sessiz!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Suskun, soluk soluğa, gözlerinde korkulu bir ifade. Üstünde ter tanecikleri görülen hayli öne çıkmış üst dudağı, insanı anlatılmaz ölçüde duygulandırıyordu. Vah zavallıcık! diye düşündü van der Qualen. Sana yardım edebilseydim keşki, seni yerine yerleştirip yatıştırabilsem ve bütün bunları da o üst dudağının hatırı için yapabilseydim! Ama neylersin ki herkes kendi başının çaresine bakmak zorunda, böyle kurulmuş düzen, şu an yüreğinde hiç bir korku ve tasanın yer almadığı ben de işte burada dikiliyor, sırt üstü yığılıp kalmış bir böcekmişsin gibi sana bakıyorum ...
Albrecht van der Qualen'in içinde bulunduğu durum, bir sarhoşluğun, bir sersemliğin ardından insanın kendine gelişi gibiydi tıpkı. Kendilerini teslim ettikleri o dayanak, o ritim ansızın ellerinden çekilip alınır, bundan böyle sinirlerimiz kendilerini düpedüz şaşkın ve öksüz hisseder, hele yolda dalınmış sağır bir uykudan uyanılmışsa, bunun daha çok böyle olduğu görülür.
Reklam
Oğlum Mehmede Ağaçlarımızı Takdim Ederim Şu karşıki yeşil yumağa ağaç derler O da senin gibi elimizde büyüdü Yalnız ne altını kirletir Ne de öksürürdü. Biz bu ağaçlan uzak ormanlardan getirdik Meyveleri zehir zıkkım Dalları diken içersinde, Köklerini köstebekler kemirirdi Biz bu ağaçlara evlât gibi baktık tosunum Onlar da bizden hiç bir şey esirgemediler Ne bir mevsim atladılar Ne bir hasat gizlediler Bir gün gölgelerine evlerimizi kurduk Dallarına salıncaklar, Cıvıl cıvıl kuşlar dadandırdık yuvalarına Biz ölürken hakkımızı helâl ederiz ağaçlara Onlar da arkamızdan kendi dillerince Helâl olsun derler.
Oğlum Mehmede Meyvelerimizi Takdim Ederim İşte armutlarımız çırılçıplak Ne avret mahallerinde yaprak Ne de kendilerini verirken Haz ederler
Oğlum Mehmede Gökyüzünü Takdim Ederim Ve işte Mehmedim gökyüzü denilen nur Uzanabilirsen uzan Dokunabilirsen dokun Ömrün boyunca başının üstünde sallanıp durur. Ve bir gün Yüz paralık bir cep aynası gibi Kırılır gözbebeklerinde Islak bir bulut parçası; Birkaç kırmızı kiremit Ve dut yaprakları içersinde.
.. Hüzün geldi baş köşeye kuruldu Yoruldu yüreğim yoruldu. ..
Bir anlık emanetle ne türlü övünelim; Gel, rahmet kapısında ağlaşıp dövünelim!....
Reklam
Bu yük senden Allah’ım, çekeceğim, naçarım! Senden sana sığınır, senden sana kaçarım!
Üç nevi oruç vardır. Ruhun orucu ihtiraslı olmamaktır (kasr-ı emel, kanaat). Aklın orucu heva ve hevese aykırı hareket etmektir. Nefsin orucu yeme, içme, harama karşı perhizkar olmaktır.
... Beynimin emir defterinde yalnız bir emir var : boş oturmak!!! Kımıldanmadan kımıldanmaksızın boş bir fıçı gibi boş oturmak... Boş... bomboş... Ne sevgi, ne nefret, ne şefkat, ne kin, hiçbiri.... ...
.. Ve mademki bir gün ölüm mukadder; Ben sularda batan bir ışık gibi sularda sönmek istiyorum! Denize dönmek istiyorum! Denize dönmek istiyorum!
.. Her yeni ummanla beraber bir yeni imkan! Kainat geniş kainat derin kainat uçsuz bucaksız! ..
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.