Anarşizmin hiçbir zaman, en azından ulusal düzeyde, iktidara sahip olamayışı onu siyasal ideolojiler içinde tuhaf bir konuma sokar. Hiçbir toplum veya *ulus anarşist prensiplere göre biçimlendirilmediği için onu daha az kıymete değer bir ideoloji olarak görmek cazip gelmektedir. Bir siyasal hareket olarak anarşizm üç büyük dezavantaja sahiptir.
Siyasi alan, sadece bilinçli bir şekilde ideolojik inançlarla hareket eden ve inançlarını siyasi parti gibi resmi örgütlere üye olarak geliştirmeye çalışan kişilerin faaliyet gösterdiği bir alandır.
Demokrasinin temel özelliklerinden birisi siyasî eşitliktir; yani siyasî gücün mümkün olduğunca geniş ve eşit bir şekilde dağıtılmasıdır. Ancak bu gücü hangi organ veya grup dağıtacaktır? Kısacası kimler “halk”ı teşkil eder? Dışarıdan bakıldığında cevabımız basittir: “demos” veya “halk”, kesinlikle bütün insanları ifade eder, yani ülkedeki nüfusun tamamını. Ancak pratikte her demokratik sistem, siyasî katılımı bazen ciddî şekilde sınırlar.