Bu kitap her yerde 'toplumsal ve günümüz ya da gelecek dünyasına yazılmış bir eleştiri, distopya' olarak geçiyor ama hayır. Bu kitap daha fazlası. Kitap, sayfalara işlenmiş olay sizin en içinize kadar inip hayatınızı ve kendinizi gözden geçirmesine sebep oluyor. ''Ben ne yapıyorum?'' , ''Tam olarak ne için yaşıyorum?'' sorularını istemsizce sormanıza vesile oluyor. Nefesimi kesti. Abartılı gelebilir, mübalağa yaptığımı da düşünebilirsiniz fakat hayır. Her bir kelimemde ciddiyim.
Montag'in değişen iç dünyasını, kafa karışıklığını, fikirlerinin değişmesini okurken sanki biri bana beni anlatıyormuş ya da aynaya bakıyormuşum gibi hissettim. Guy bir şeyi sorgulamaya başladığında bende sorguladım. O paslı tren rayında onunla beraber bende yürüdüm. Hipnotize edilmiş gibi okudum kitabı. Bilmiyorum, belki de bu kadar abartmamın sebebi böylesine güzel fakat korkutucu kitapları yeni yeni okumaya başlamamdır, emin değilim. Ama emin olduğum bir şey varsa o da bu kitaba her insan evladının bir kereliğine bile olsa şans vermesi ve okuduktan sonra bir-iki saatliğine oturup düşünmesidir.